Sevgililerin Rol Aldığı Filmin Vizyon Tarihi Belli Oldu!

13 Nisan Cuma günü tüm Türkiye'de 100'ün üzerinde lokasyonda seyirciyle buluşacak film aynı zamanda ülkenin punk temalı ilk filmi olarak gösteriliyor. ARADA, İstanbul'u terk etmek isteyen Ozan'ın (Burak Deniz) bir günde başından geçenleri perdeye taşıyor.

İSTANBUL'UN GİZEMLİ YERALTI KÜLTÜRÜ BEYAZPERDEDE!

ARADA hurdalıkta yer alan çılgın rave partilerinden nargile kafelere kadar birçok mekanda İstanbul'un gizemli yeraltı kültürlerini resmediyor. Mu Tunç'un ilk yönetmenlik denemesi olan ARADA, ünlü oyuncu Burak Deniz'in de beyaz perdedeki ilk filmi olarak dikkat çekiyor. Rue de Pera Films​'in yapımcılığında çekilen ARADA filmi, yönetmenin gerçek aile hikayesinden esinleniyor. Ayrıca film'de; Selim Bayraktar,​ Deniz Celiloğlu​, Ceren Moray​, Seda Akman​, Cem Başeskioğlu​, Eriş Akman​, Yüksel Ünal ​gibi önemli oyuncu kadrosuyla birlikte İstanbul'lu birçok genç ARADA filminde yer alıyor.

"Bana filmin asıl başrolü müziği gibi geldi, öyle hissettirdi. Orkun Tunç imzalı şahane müzikler film boyunca insanı avucunun içine alıyor ve bırakmıyor. Türkiye ve Türk punk akımı açısından önemli bir film." Ömür Gedik

"Arada, 90'lar Istanbul'undaki punk camiayı, gece hayatının belirli kesimlerini yansıtma odaklı bir film gibi görünürken önce usul usul sonra da balyoz gibi finaliyle bugüne de dair yakıcı göndermeler içeren, derdi, meselesi olan bir film olarak şekillendi." Kaya Özkaracalar

"Arada, renkleriyle, müzikleriyle, 90'ların ruhunu yansıttığı sanat yönetimiyle estetik bir film olmuş. Parti sahneleri filme ruh vermiş. Özellikle filmde yer alan arbede sahnesi kişisel favori sahnem." Melis Zararsız

"Burak Deniz ve Büşra Develi'nin yıldızlaştığı film, çekim tekniklerinden sarsıcı, tekinsiz kurgusuna, şiirsel diyaloglarından özündeki felsefeye tepeden tırnağa heyecanlandığım bir film oldu" Suat Kavukluoğlu

"Arada, bir müzik türü/ kültürü üzerinden bir kente, bir döneme ve bir nesle kitlenen ilk kurmaca yerli film olsa gerek. Takdir ettim." Selin Gürel

"Arada filmi, iki kuşağın zihninde bulunan iç çatışmaların birbirinden farklı olmadığını etkili bir biçimde göstermekte. Gençliğin oryantal bakış açısını da güzel bir dille eleştirmekte, öze dokunarak onu yüceltmekte. İzleyiciyle iletişime geçip onu nostaljik bir deneyime davet etmekte. Umarım bizim kuşağımız da X kuşağı gibi bir yol bulup düştüğü bu durumdan kurtulabilir." Murat Yalçın