Geçen hafta İstanbul'da 33 yaşındaki koca tartıştığı eşini silahla başından vurarak öldürdü...
12 gün önce Şanlıurfa'da yedi çocuk annesi bir kadın eşi tarafından boğularak öldürüldü... Öğretim üyesi Aylin Sözer'in Maltepe'deki evinde katledilmesinin üzerinden sekiz ay geçti... Beş gün önce Esenyurt'ta arkadaşıyla birlikte, beş erkek tarafından taciz ve darp edilen kadın isyan etti: "İmdat diye bağırdım, duydular ama gelmediler; herkes kulağını kapattı..."
Zilberman Gallery'nin Mısır Apartımanı'nın üçüncü katındaki ana mekanına gitmek için merdivenleri çıkarken zihnimde bu haberler dolaşıyor. Galeride ziyarete açılan, çağdaş sanatçı Azade Köker'in yeni sergisinde de sanatçı bu konuyu ele almış. 'Bir Katlin Provası' adlı sergi, Köker'in "Dünya ve yaşamın doğuşuna kaynaklık eden güçte bir dişil enerji nasıl oluyor da toplumsal düzende kayboluyor? Onu susturup sınırlandıran ve edilgen kılan nedir" sorusunu merkeze koyarak ürettiği heykel, yerleştirme ve kolajlardan oluşuyor. Sanatçı bu eserleri üretmedeki hareket noktasını şöyle açıklıyor: "Maltepe'deki kırmızı saçlı öğretim üyesinin (Aylin Sözer) öldürülmesi beni çok etkilemişti. Bu olayın beni tetiklediğini söyleyebilirim. Ama sanatta şu olmuyor: 'Ah çok kötü, ben şimdi sanat yapayım...' Olaylar üst üste geliyor... Ama o olay beni hakikaten çok üzdü. Kadının naifliğini tahmin edebiliyorum."
Kopuk bir baş, parçalanmış bir el, kan lekeleri, kusursuz ölçülerdeki vitrin mankenlerini anımsatan "Üzerlerindeki gelinlik mi yoksa kefen mi" sorusunu akla getiren heykeller...
Sergideki eserlerde kullanılan görsel referanslar günümüzde kadına yönelik sıklıkla rastladığımız taciz ve şiddet sahnelerini belgeliyor.
Galeride bir odada tek sergilenen 'Femicide' (Buluntu) adlı eser üç parçadan oluşuyor. Kapsül şeklindeki tabutlar ölümün sert gerçekliğini anımsatıyor. İçinde tüllerle sarılı şekilde yatan ve vitrin mankenlerinden form olan heykellerin kırmızı rujları dikkat çekiyor. Genç ve güzel kadınların kurban gittiği cinayetlere o kadar sıklıkla rastlıyoruz ki... İsimleri tek tek hafızamda beliriyor.
Köker'in heykellerinde Antik Yunan döneminin ve fütüristik yapıların karanlık izleriyle karşılaşmak mümkün. Sergiyi iki ana kol besliyor: Azade Köker'in erken dönem çalışmalarının odağındaki kimlik ve aidiyet temaları ve sanatçının 1990'lı yıllarda pişmiş kil, terrakottayla ürettiği kadın figürleri. Köker'in yüzey katmanlama geleneği bu kez şeffaf kağıt kullanarak gerçekleştirilmiş. Berlin ve İstanbul'da dönüşümlü olarak yaşayan Azade Köker'in çalışmaları, pek çok özel ve kamusal koleksiyonda yer alıyor. Sanatçının 'Bir Katlin Provası' adlı sergisini 4 Aralık'a kadar ziyaret edebilirsiniz.
Son Dakika › Magazin › Ölümün sertliği, kadının güzelliği - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?