Geçen hafta, 22 Temmuz Dünya Beyin Günü nedeniyle çok sayıda makale ve yazı paylaşıldı sosyal medyada. Gerçekte beyin gelişiminin 45-50 yaşına kadar sürdüğü, hatta akıl yürütmede en yüksek performansın 50'li yaşlarda yakalandığını okuyunca bu konunun peşine düştüm. Öğrendim ki öğrenmemizi etkileyen, nöronlarımızın sayısı değil, bu nöronların birbirleriyle bağlantı kurma biçimleri. Nöronlarımız arasındaki bağlantı iyiyse öğrenme kolaylaşıyor.
ÖNEMLİ OLAN MERAK
Ben de bu bağlantıyı geliştirmenin yollarını iki uzmana sordum. Biri, Dr. Sinem Serap, nörolojik işlevi geri yüklemek için beyin-makine arayüzleri konusunda Varşova Üniversitesi Fizik Fakültesi Biyomedikal Fizik bölümünde çalışıyor. Diğeri beyin dünyasının tıbbi tarafında, Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk. Güzel haber: Beyin gelişimi ergenlikle sona ermiyormuş.
Beynin gelişiminin yıllar içinde nasıl ve neden değişim gösterdiğini Dr. Sinem Serap şöyle anlatıyor: "Beyin gelişimi anne karnında başlar, 2 yaşına kadar sinir hücreleri birbirleriyle yoğun bir bağlantı kurarlar. Ama bu yaştan sonra beyin enerjisini verimli kullanmak için gereksiz bağlantılarla enerjiyi tüketmez. İlerleyen yaşlarda önemli olan ne kadar sinir hücresine sahip olduğunuz değil, bu hücrelerin birbirleriyle ne kadar bağlantı kurduğudur. Eski filozoflara, biliminsanlarına bakarsanız, birden fazla konuyla ilgilendiklerini görürsünüz. Bu konular birbirleriyle ilgisiz diyebiliriz. Ömer Hayyam şair olarak bilinir fakat aynı zamanda çok iyi bir matematikçidir. da Vinci, ressam ve mühendisti. Günümüzde yapılan sayısalcı-sözelci ayrımı, bu kişilerin farklı beyne sahip oldukları tamamen gerçekdışı. İnsan, yeter ki merak etsin, istediği her şeyi öğrenebilecek bir beyin yapısına sahip. Herhangi bir hasarı yoksa beynin öğrenemeyeceği konu yoktur. Öğrenme hızı yavaşlayabilir fakat asla durmaz."
HER BİLGİ YENİ BAĞLANTI
Yani Dr. Serap aslında beynin yaşlanmadığını ve bağlantılarının biz istediğimiz müddetçe süreceğini söylüyor. "Nöroplastisite ömür boyudur. Bu zaten kurulan bağların öğrenilen alana yönelik değişmesi, arttırılması veya azaltılması demektir. Bunu insanın bir şehirden başka bir şehre taşınmasına benzetebiliriz. Yeni bir şehre taşındığınızda o şehirde başka arkadaşlıklar, başka ilişkiler kurarsınız.
Bu evrimsel olarak hayatta kalmak için gerekli bir özelliktir. Beyin de her yeni öğrendiği bilgiyle beraber yeni bir bağlantı kurar. Bu açıdan, resim ve anatomi gibi farklı alanlarla ilgilenen da Vinci'nin, sadece resimle veya sadece anatomiyle ilgilenen birinden daha çok sinir hücresi bağlantısı kurduğunu söyleyebiliriz" diyor.
Tıbbi olarak beynin gelişim sürecinin pek çok faktöre bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şerefnur Öztürk nöroplastisitenin nörolojik hastalıkların tedavisinde çığır açtığını anlatıyor: "Beyin gelişimi için hayatın ilk yılları en önemli dönemlerdir. Ama bu ileriki yaşlarda beynin gelişmediği anlamına gelmiyor. Eskiden beynin nöroplastisite özelliği olmadığına inanılırdı. Şimdi biliyoruz ki nöroplastisite yani beynin değişme, yeni bağlantılar kurma, kullanılmayanları zayıflatma yoluyla koşullara uyum sağlama çabası ömür boyu sürüyor. Beynin bu özelliğinin anlaşılması hem eğitim, hem nörorehabilitasyonda yeni ufuklar açtı. Artık nörolojik hastalıkların neden olduğu hasarları etkin nörorehabilitasyon ve nöroplastisitenin gücüyle en aza indirmeye çalışıyoruz."
'MENTAL VE FİZİKSEL EGZERSİZ ŞART'
Sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, kaliteli ve yararlı çevresel uyaran, sürekli ve interaktif eğitim beynin gelişimi için şarttır.
Müzik, resim, el işleri, okuma, bir dil öğrenme pek çok alanı uyarabilir. Bir müzik aleti çalmaya gayret etmenin beynin
pek çok bölgesini çalıştırdığı kanıtlandı. Yeni bir dil öğrenmeye çalışmak da yine çok etkin bir yoldur.
Beyin hücrelerinin uyarılabilmesi, nöroplastisitenin daha aktif hale gelebilmesi için hem mental hem fiziksel egzersizler birlikte yapılmalıdır. Fiziksel egzersiz, dans, farklı vücut kısımlarını farklı işlevler için kullanmak yeni uyarılar oluşturabilir.
Bir diğer faktör uyarıcı zengin bir çevre, iletişim ve paylaşımdır. Ayrıca sağlıklı bir uyku sağlıklı beyin için büyük önem taşır.
Prof. Dr. Şerefnur Öztürk
'BEYNİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN YAPRAK TOPLAYIN'
Sağlıklı bir beyne sahip olmak için doğada olmak yeterli. Yürüyüş yaparken düşen yaprakları toplayın, sonra evde sadece yaprağa bakarak hangi ağaca ait olduğunu bulmaya çalışın. Gözünüzü kapatın ve kokularından baharatı tanımaya çalışın.
Beyni uyarmanın en önemli formülü meraklı olmaktır. Merakınızı canlı tuttukça beyniniz de canlı kalacaktır. Tabii bu komşunun ne yaptığını değil, 'hayatta neler oluyor' diye merak etmek. Bu da 'neden' sorusunu hayatımıza katmakla olur.
Beyin yeni şeylerle uyarılır. Daha önce bulmaca çözmemişseniz, o zaman bulmaca çözmek işe yarar. Fakat sonra düşünmeye gerek kalmaz çünkü cevaplar hafızaya yerleşir. Bu nedenle ters elinizle cevapları yazmaya çalışın. ya da soruları üçer üçer okuyun ve üçüncü soruyu okuduktan sonra ilk sorunun cevabını yazın.
Dr. Sinem Serap
AKIL YÜRÜTMEDE EN YÜKSEK PERFORMANS 50-60 ARASI
Kaliforniya Üniversitesi psikologlarından Ravenna Helson, 1958'de yaşları 21 olan 142 kadın katılımcının zihinsel fonksiyonlarını değerlendirdiği bir çalışmaya başlıyor. Aynı katılımcıları 27, 43, 52, 61 ve 70 yaşlarında da değerlendiriyor. Çalışma beynin en gelişmiş haline 50'li yaşlarda ulaştığımızı gösteriyor. Yani akıl yürütme fonksiyonundaki en yüksek performans 60'lara kadar sürüyor.
Son Dakika › Magazin › Öğrenme hızı yavaşlasa da asla durmaz - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?