Fit vücuduyla dikkat çeken şarkıcı Murat Boz: Son beş aydır yoğun bir antrenman temposundayım. Karbonhidrat tüketimini yüzde 70 azalttım. Proteinle besleniyorum, bir de yağsız ve tuzsuz pirinç lapası yiyorum.
Geçtiğimiz yaz teknede çekilen fazla kilolu fotoğraflarıyla uzun süre gündemde kalan Murat Boz; sıkı bir spor ve diyet programıyla kavuştuğu formda vücudunu gözler önüne serdi. Son dönemde reklam filmleriyle ekranda sıkça boy gösteren ve yeni single'ı 'Vazgeçmem' ile hayranlarına yaz sürprizi yapan Boz; yeni projelerini ve spora bakışını Men's Health dergisinden Fatih Büyükbayrak'a anlattı...
Hayatımda spor hiç eksik olmadı. Ortaokul döneminde uzunca bir süre basketbol oynadım. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin futbol takımında defansta oynadım.
Spor hep hayatımdaydı
Hülya Avşar sayesinde tenisle tanıştım ve çok sevdim. Hatta bir ara tenisi öyle abarttım ki, sakatlandım ve doğal olarak bir müddet ara vermek durumunda kaldım. Şimdi yeniden ufak ufak tenise başladım. Tabii bu sefer daha dikkatliyim. Kısaca; spor hayatımdan hiç çıkmadı ve çıkacak gibi de görünmüyor.
Son beş aydır yoğun bir antrenman temposuna girdim. Men's Health için çekim tarihi belirlememiz de benim için ayrı bir motivasyon kaynağı oldu. Üstümde baskı yaratmadı desem yalan söylemiş olurum! Yıllar sonra tekrar üstsüz kamera karşısına geçmek için hazırlandım. Hem beslenmeme, hem de spor takvimime ekstra yüklendim.
Karbonhidratı kestim
"Ben de spor yapıyorum; niye böyle bir vücudum olmuyor?" diyenlere asıl püf noktasının beslenme olduğunu belirtmek isterim. Çekimden önceki son bir ay yediğim karbonhidrat oranını yüzde 70 oranında kestim. Yağdan ve tuzdan tamamen uzak durdum. Bu da sonuca ulaşmamda epeyce yardımcı oldu.
Genel olarak protein ağırlıklı besleniyorum. Kasların gelişimi açısından en önemli faktör; protein. Son aylarda en fazla tükettiğim yiyecekler; et ve balıktı. Kaliteli karbonhidratlar da enerji vermesi açısından tükettiğim diğer besinler. Özellikle de yağsız ve tuzsuz pirinç lapası...
Bence çok şanslıyım
Ziya Hoca (Yazıcı) çok eskiden beri tanıdığım, çalışmaktan büyük keyif aldığım, çok sevdiğim ve işinin ehli bir insan. Ona çok güveniyorum ve ne diyorsa yapıyorum. Türkiye çapında dereceleri olan başarılı bir sporcu ve çok iyi bir dost. Bu işte güven çok önemli. Hem beni motive etmesi, hem de ona duyduğum sonsuz güven; beni her gün spora gitmek için teşvik ediyor. Bilgisi ve tecrübesi çok yüksek. Bu anlamda çok şanslı olduğumu düşünüyorum.
Yıllardır spor yaptığım için hiçbir zaman motivasyon problemi yaşamadım. Spor yapmaktan her zaman büyük keyif almışımdır. Her şeyden önce; insan spor yaptığı zaman kendini daha sağlıklı ve enerjik hissediyor. Sanırım benim en büyük motivasyonum bu oldu.
Spor yapan insanlara günlük yorgunluklar vız gelir. Çok fazla yorulduğumu söyleyemem. Bilakis; spor yapmasaydım belki de kendimi daha da yorgun hissedebilirdim.
7 yıl önce farklıydım
İlk solo çalışmamdan bugüne kadar tam yedi yıl geçti. Yedi yıl önceki Murat ile şimdiki arasında mesleki açıdan büyük farklar var. Kişiliğimde herhangi bir değişiklik olmadı fakat müzik her gün gelişen ve farklılaşan bir olgu. Müzikte hep kendimi geliştirme çabasındayım. Dünya trendlerini elimden geldiğince takip edip kendi müziğime ve sahneme onlardan bir şey katmaya çalışıyorum.
Şu ana kadar 'Vazgeçmem' single'ımla ilgili iyi geri dönüşler aldım. Benim amacım işte bu; insanların beğeneceği şarkılar yapmak...
Günlük hayatta eşofman ve tişört giyiyorum
Ne giyeceğime çok kafa yormuyorum. Güzel giyinmeyi seviyorum. İşim gereği görüntüme her zaman dikkat etmek zorundayım. Bu yüzden, özel hayatım dışında giydiğim tüm kıyafetler özenle seçiliyor. Hatta sahne kostümlerimin çoğu bana özel tasarlanıyor. Kıyafet konusunda olduğu gibi, işimle ilgili verdiğim tüm kararlarda da ekibimin fikri benim için çok önemli. Özel hayatımda rahat ve spor giyinmeyi tercih ediyorum. Genelde eşofman, tişört, spor ayakkabı ve kasketle görebilirsiniz beni... Öncelikli şartım; giyeceğim şeyi beğenmem ve kendime yakıştırmam...
Sadece yakışıklı olmak müzikte yeterli değil
Sadece yakışıklılıkla senelerce müzik sektöründe var olabilmeniz imkansız. Sokakta binlerce yakışıklı adam ve binlerce güzel kadın var. Öyle olsaydı, hepsinin bir müzik kariyeri olurdu.
Ben insanlara yıllarca dinlenecek şarkılar verebildiğimi ve onların ruhlarına hitap ettiğimi düşünüyorum. Kısaca; sadece yakışıklı olmak, bu iş için yeterli değil. Yetenek, disiplin, çok çalışma ve biraz da şans gerekiyor.
Televizyon programlarında yer almaya ve dizilere hiç sıcak bakmadım. 'O Ses Türkiye'nin ise bana çok katkısı oldu. Geniş kitlelere kendimi, karakterimi ve nasıl bir insan olduğumu gösterme şansını yakaladım. Programda Acun Ilıcalı gibi bir televizyon dehasının olması da beni cezbetti. Programın konseptini, Hülya Avşar'ı, Mustafa Sandal'ı ve Hadise'yi çok sevdim. Çok iyi dost olduk ve bu enerjimiz de programa yansıdı.
Göz önünde olmak hoşuma gidiyor
Mesleki açıdan tatmin olmam mümkün değil çünkü müzikte benim için bir son yok... İleride Rihanna veya Madonna ile düet yapma imkanım olsa, hayır demem sanırım...
Gurur verici
Göz önünde olmayı seviyorum. Sevmezseniz bu işi yapamazsınız. Zaten sizi yoran sadece yoğun trafik oluyor. Oradan oraya, şehirden şehre koşturuyorsunuz. Hem Halkbank'la, hem de Yedigün'le olan işbirliğimizden inanılmaz mutluyum. Sonuç olarak böyle büyük markaların benimle çalışmak istemesi gurur verici bir durum. Çekimlerden inanılmaz keyif alıyorum. Reklamlarımızın devamını yakında izleyeceksiniz. Onun dışında da sürprizlerimiz var.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Murat Boz'un Fit Vücut Sırrı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?