Doğru bildiklerini eğilip bükülmeden söylediler
Mülkiye, 1859'da Osmanlı İmparatorluğu'nun kötü giden durumunu düzeltmek için Batılı, çağdaş sistemin kurulması ve bu yeni sistemi yürütecek idarecilerin yetişmesi amacıyla kuruldu. İttihat ve Terakki döneminde bir ara kapatıldı. Talat Paşa, "Nerede bir gelişme görsem, orada bir Mülkiyeli kaymakam, bucak müdürü ve vali gördüm" diyerek okulu yeniden açtı. 1936'da okul İstanbul'dan Ankara'ya, bugün Cebeci'deki binasına taşındı. Turgut Özal'ın söylediği "Mülkiyelileri sevmiyorum ama en yakınımdaki arkadaşlarım da Mülkiyeli" sözü hafızalarda. Mülkiye, Osmanlı'dan günümüze hemen her dönem siyasi iradeyle sorun yaşadı çünkü doğru bildiklerini siyasi iradeye eğilip bükülmeden söyledi. (Erdal Batmaz)
? Devletin baskı altına almaya çalıştığı, muhalif bir kurumdan söz ediyoruz. 1950'li yıllarda Demokrat Parti'ye karşı çıktı, 70'li ve 80'li yıllarda sol sosyalist direniş içinde Mülkiyeliler Birliği yine güçlü bir şekilde görünüyordu. Mahir Çayan'ın Mülkiyeli olduğunu unutmayın. Ben 1980'de okula kaydolduktan 12 gün sonra darbe oldu. Okul birkaç ay sonra açıldığında, bırakın koridorları, amfilerin içinde bile askerler vardı. Ders sırasında arkadaşlarımız, hocalarımız götürülüyordu. O baskı, yeni gelen öğrencileri etkiledi, "Okulu bitirebilir miyiz" duygusu yarattı. Ama okul, hiçbir şekilde solcu kimliğinden kopmadı. 1982'de 50'ye yakın hocamız ayrılmak zorunda kalınca, her gün öğrenci boykotları yapıldı. Hocanın öğrenciyi, öğrencinin hocayı sahiplendiği bir okulduk. (Cahit Yılmaz)
? 1908'de okul üzerinde bir baskı olduğunda öğrenciler, padişahın mezuniyet için gönderdiği şekerleri ayaklarının altına alıp ezebilmiş, haksızlıklar karşısında protest tavır gösterebilmiş. Mülkiye hayata ilişkin her şeyi sorguluyor, akıl süzgecinden geçiriyor ve hiçbir zaman her şeye evet demiyor. Tanzimat'tan bu yana Türk modernleşmesinin en önemli kurumlarından biri. Ülkenin hem geçmişi, hem geleceği... Sadece okulun tarihine bile bakarak içinde yaşadığımız ülkenin, toplumun hikayesini okuyabiliyorsunuz. Efsaneleşti çünkü bugün hayatta ve hala çalışıyor olsalar, her birine ayrı üniversite kurulacak nitelikteki abide hocalar oradaydı. Efsaneleşti çünkü okulun geleneği, en liberalinden en sosyalistine, öğrencileri aydın ve sorgulayıcı bireyler yapma üzerineydi. (Erdal Batmaz)
? Artun Ünsal teatral bir şekilde ders anlatırdı, Mümtaz Soysal Hoca'nın dersleri dolup taşardı. Evlendiğimde küçücük bir çatı katında parti vermiştim. Özdemir Akmut, bizimle minderlerde oturup partinin bir parçası olabilmişti. Hocalarımız bizi arkadaş gibi, yetişkin gibi görür, bu da demokratik bir ortam yaratırdı. Cumhuriyet döneminin saygın insanlarıydı, hepimize örnek oldular. (Nejla Anıl)
Toplumu anlamak, fiziği anlamaktan daha mı kolay?
? 1978'de Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümüne girdim, iki sene okudum. Benden fizik mühendisi olamayacağını anlayıp kaymakam olmak için Mülkiye'ye girdim. Bizim zamanımızda iki dersten kalınca bütün derslerden kalmış sayılıyor, sonraki sene hepsini bir daha alıyordunuz. Birinci sınıfın sonunda beş dersten ikmale kalınca Prof. Dr. Sina Akşin'e gittim. Bana "Toplumu anlamak, fiziği anlamaktan daha mı kolay ki sen Mülkiye'ye geldin" diye sordu. Hiçbir şey diyemedim. (Erdal Batmaz)
Ülke meselelerinde ortak payda hep bulunur
? Mülkiyelilerin okumaya ve öğrenmeye inanılmaz bir merakı vardı. Öğrencilerin büyük kısmı taşradan geliyordu. Neredeyse yarısı günü iki öğünle bitiren, çalışmak zorunda olan çocuklardı. Üç kişinin yaşayacağı evlerde altı kişi yaşadılar. Her zaman birlik ve yardımlaşma vardı. (Cahit Yılmaz)
? Mülkiyeliler orta sınıf ailelerin çocukları. Bireyci değil toplumcu, vatana adanmışlığı her şeyden önce gelen kişiler. Türk siyasi hayatına damga vuran bakanlar, başbakanlar, yargıçlar, akademisyenler, bürokratlar, gazeteciler, şairler, edebiyatçılar mezun etti. Mülkiye'nin rengi biraz sol görünür. Ama her siyasal düşünce ve kesimden insanları buluşturduğu için ülke meselelerinde ortak payda hep bulunur. İnsanları buluşturan bir çatı olmasının nedeni, öğrencilerindeki adanmışlık ve idealistliktir. (Erdal Batmaz)
İnek Bayramı geleneği sürüyor
Okulun 1937'den beri İnek Bayramı adında bir geleneği var. 1938'den başlayarak bayram, yalnız öğrencilere özgü olmaktan çıkmış, Cebeci halkının da katıldığı bir şenlik niteliği kazanmış. Bu bayrama özgü çıkan 'Kazgan' dergisi okul yönetimi ve öğrenciler arasında bir önceki yıla ilişkin mizahi atışmalar içeriyor. Bayram sırasında toplumu ilgilendiren her konu eleştiriliyor, okulun en çalışkan öğrencisi o gün bir ineği gezdiriyor. (Erdal Batmaz)
Artık kendini ifade edemiyor
? Kasım ayında okulun kapısında bir öğrenci bıçaklandı, omzu kırıldı. Ben eski bir mezun olarak, onca güvenliğin önünde, her türlü kontrolden geçiyorum. Peki bu çocuk nasıl saldırıya uğruyor? (Erdal Batmaz)
? Türkiye'de anayasa, dış politika gibi ilginç tartışmalar oluyor. Mülkiye'den bir hocayı artık ne yazarken ne çizerken görebiliyorsunuz. Güçlü bir fakülte kendini kimliğiyle gösterir. Ama okul, artık kendini ifade edemiyor. (Cahit Yılmaz)
Neden kaz yeniyor? Erdal Batmaz anlatıyor: "Dedelerim, 93 Harbi'nde Azerbaycan'dan göç etmiş. Bir kısmı Kars'ta, bir kısmı Ağrı'da kalmış. Ailemizde geleneksel olarak kışın yenen bu yemeği, her yıl küçük bir arkadaş grubuyla da paylaşıyordum. Arkadaşlar 'Kars'taki gibi bir kaz yemek istiyoruz' deyince dokuz yıl önce Red Fish Restoran'da bu yemeği düzenlemeye başladık. Memleketten kaz, peynir ve lavaş ekmeği getirtiyorum."
Ünlü Mülkiyeliler
Abdülkadir Aksu, Ahmet Taner Kışlalı, Atilla Koç, Ayla Kutlu, Baskın Oran, Cahit Sıtkı Tarancı, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Ertuğrul Özkök, Hasan Cemal, Mahir Çayan, Mevlüt Çavuşoğlu, Oral Çalışlar, Ünsal Oskay, Sedat Ergin, Tuğrul Eryılmaz...
Son Dakika › Magazin › Mülkiye bu ülkenin hem geçmişi hem geleceği...Bu yıl 160 yaşında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?