1920-1921 öğretim yılında, Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Kayseri Lisesi'nin son sınıfından ayrılıp cepheye giderek şehit olan 63 öğrencinin hikayesini anlatan 'Taş Mektep'te; idealist öğretmen 'Güzide'yi Ayça Varlıer canlandırıyor. İlk kez bir sinema filminde rol alan oyuncuyla yeni projesini konuştuk.
Bu filmde rol almaya nasıl karar verdiniz?
Dönem filmi olması ve gerçek bir hikayeden kurgulanması beni çok etkiledi. 63 lise öğrencisinin bağımsızlık uğruna savaşa gidip şehit olmaları; beni, benden aldı. Bu tip hikayeleri günümüzde çok fazla görmüyoruz. Oysa topraklarımızda o kadar çok öykü var ki... Kendimi böyle bir projenin içinde olduğum için şanslı hissediyorum. Binlerce şehidimizin yanı sıra; Taş Mektep Lisesi'nde şehit olan öğrencilerimiz adına büyük sorumluluk taşıyoruz. Seyirciye karşı da sorumluluğumuz var. Bu filmde oynayan ve filmi seyredecek olan herkesin de aynı sorumluluğu taşıyacağına inanıyorum.
BEN DE SAVAŞÇIYIM
Filmdeki 'Güzide' karakteri gerçek mi?
Hayır, kurgu ama esinlendiğimiz kişiler var. Mesela Kara Fatma gibi bir kadın kahramanımızdan etkilendik. Rolüm beni çok cezbetti. 'Güzide' idealist bir öğretmen. O dönem öğretmen olmayı bırakın, kadın olmak bile çok zor. Kadın öğretmen çok nadir karşımıza çıkıyor. Filmde 'Güzide' de öğrencilerle birlikte savaşa gidiyor çünkü anaç yanı ağır basıyor.
Atatürk'ü görüyor muyuz filmde peki?
Evet. Atatürk'le karşılıklı bir sahnem de var.
Ne hissettiniz o sahnede?
Muhteşem bir duyguydu, çok heyecanlandım. Çok da güzel yazılmış bir sahneydi. Ata'yı oynayan Serkan (Kuru) arkadaşımız, hikayenin iç duygusunu çok iyi yansıttı. Atatürk'e birebir benzesin durumu olmadı, plastik makyaj da yapılmadı. Önemli olan o duyguyu verebilmekti. Çok gurur duyduğum bir sahneydi. Bu filmde rol alıp da gurur duymayan kimseyi bulamazsınız.
Siz de 'Güzide' gibi savaşçı ruhlu biri misiniz?
Evet. 16 yaşında müzikal tiyatro eğitimi uğruna Amerika'ya gittim. Ailemin yapısı da buna müsaitti, bana güvendiler ve yurt dışına gitmeme izin verdiler.
SİNEMADA OLACAĞIM!
"Artık sinemaya ağırlık vermek istiyorum" diyor musunuz?
Geçen seneye kadar böyle bir isteğim olmadı; diziler ve tiyatro vardı, zamanım yoktu. Yaz tatilimi de çalışarak değil, dinlenerek geçirmeyi tercih ederdim. Ama geçen sene gerçekten de sinema filminde oynamak için çok dua ettim. Sinema bana çok iyi geldi. Artık festivallere giden filmlerde rol almak istiyorum. Sinemaya ağırlık vereceğim. İnşallah doğru projeler gelir çünkü sinema kendimi görmek istediğim bir yer.
Kendinizi başarılı buluyor musunuz?
Onu ben söyleyemem, sadece kendi istediklerimi yaptığımı söyleyebilirim. Yapamadığım zaman da başka bir yol seçiyorum. Başarılı bulunmak için bir şey yapmıyorum.
'Leyla'nın Evi' adlı oyunda çok başarılıydınız. Nedim Saban sizin için "Tiyatronun starı" demişti. Siz ne düşünüyorsunuz?
Ben kendimi star olarak görmüyorum. Evet, oyundaki performansımla ödüller aldım ama bu bir kıstas değil. Yurt dışında ödüller kişinin önünü açıyor ama Türkiye'de sorumluluğunuz artıyor. Çıta yükselince; omuzdaki yük artıyor.
ATATÜRK'E BİR KEZ DAHA AŞIK OLDUM
Filmin konusunun geçtiği döneme dair neler biliyordunuz, neler öğrendiniz?
Herkesin bildiği kadar biliyordum ama filmle birlikte çok daha farklı şeyler de öğrendim. Atatürk'e bir kez daha aşık oldum. Pek çok meslek sahibi insan İstanbul'u bırakıp, Anadolu'ya göç edip o şehirleri kalkındırma işine girmişler. 'Güzide'nin bir cümlesi beni çok etkiledi. Öğrenciler savaşa gitmek istediklerinde "Çok küçüksünüz" diyerek karşı çıkıyor ve şunları söylüyor: "Bağımsızlığımızı korumak için illa cephede kurşun atmanıza gerek yok. İleride muallim, doktor, mühendis olacaksınız. Vatana bu şekilde hizmet ederek karanlığı aydınlatmanız lazım. Siz giderseniz, biz kimi eğiteceğiz?"
HAVA ŞARTLARI ZORLADI
Çekimlerde zorlandınız mı?
Evet zorlandık; özellikle hava şartları bizi zorladı. Ancak kostüm ve dekor konusunda bir sıkıntı yaşamadık. İki senedir çalışmaları süren bir prodüksiyondu. Biz hazır bir çalışmanın üstüne geldik.
TÜRKÇE KURSUNA GİTTİM
Amerika'da eğitim aldıktan sonra neden döndünüz?
11 Eylül olayları nedeniyle vize alamadım. Türkiye'ye geldiğimde 26 yaşındaydım. Türkçe bile doğru dürüst konuşamıyordum, kursa gittim. İki yılda adapte olabildim.
11 Eylül olmasaydı şimdi neredeydiniz?
Bıraktığımda; dünyayı dolaşan tiyatro kumpanyası 'The Acting Company'den teklif gelmişti ama yeşil kartım olmadığı için katılamadım. Yine de istediğimi başarmıştım, iyi bir dereceye gelmiştim. O yüzden pişman değilim.
TÜRK TİPİ DEĞİLİM!
İlk filminizde bir dönem işinde rol almak ve taşralı bir öğretmeni canlandırmak sizin için avantaj mı oldu?
Ben hayatımı oyunculuğa adamış biriyim. 'Güzide' karakteri benim bugüne kadar hiç oynamadığım tarzda bir kadındı. Şimdiye kadar hep Batılı, modern kadınları oynamıştım. Zaten Doğulu, taşralı bir kadını oymamamın pek imkanı yok bu sektörde. Yurt dışında olsa bambaşka olur bazı şeyler ama burada ne yazık ki belli bir prototipin dışına çıkılmıyor. Ben boyumla, fiziğimle normal standartların dışında kalıyorum. Çok Türk tipi değilim.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Kendimi Star Olarak Görmüyorum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?