Kaynarca'yı Hiç Böyle Görmediniz

* Kanal D'nin yeni komedi dizisi "Nuri-İki Medeni İnsan Gibi"nin basın tanıtım toplantısı TEM Stüdyoları'nda yapıldı. Başrollerinde Meltem Cumbul ve Oktay Kaynarca'nın oynadıkları, yönetmenliğini ve senaristiliğini ise Tayfun Güneyer'in "Nuri"nin, 13 Şubat Pazar günü seyirciyle buluşması planlanıyor.

"HAYAT, BÜTÜN TUZAKLARINI NURİ ADINA AYARLIYOR"

Tanıtım toplantısında rolünü anlatan Meltem Cumbul, "Leyla çok eğlenceli bir karakter. 21 yıllık evlilikten sonra, 21 yaşında bir genç kız ile birlikte olan kocasının ardından travmatik bir durum yaşadığı için, iki yıl sonra Alaçatı'ya geri dönüşüyle hayatın akışında bir biçimde intikam almaya başlıyor. Biraz takıntılı, endişeli ve güler yüzlü ama yapacağını da yapan bir karakter. Çok eğleniyorum oynarken, keyif alıyorum. Ekip çok güzel, Oktay ve Tayfun ile yeniden birarada çalışmaktan çok mutluyum, çok heyecanlıyım" şeklinde konuştu. Leyla'nın intikam peşinde olmadığını ifade eden Cumbul, "Kızının sözü dolayısıyla İstanbul'a kaçmış, 2 yıl sonra geri geliyor Alaçatı'ya. Oradaki evinde bir biçimde kalmak zorunda kalıyor. Kalmasıyla da olaylar gelişmeye başlıyor. Hayat, bütün tuzaklarını Nuri adına ayarlıyor. Leyla sadece bunlara eşlik ediyor. Hayatın akışında gelen şeylere güler yüzle devam ediyor. Bunlar da Nuri'yi çok kızdırıyor" diye ekledi.

"NURİ, BİR HAYAT SÖRFÇÜSÜ..."

Oktay Kaynarca da, oynadığı karakter "Nuri"nin trajikomik bir hikayesi olduğunu anlatarak, "Nuri'nin içine düştüğü durumlar ve içinden çıkmak için yaptığı olanlar zaten dışarıdan bakıldığında komik. Keyifli bir süre geçirecek seyirci başından sonuna seyrederken. Çünkü, tabir caizse tam sitcom. Gerçekten karakterlerin proje içinde düştükleri durumdan komedi çıkıyor zaten. Yoksa kimse kendi başına komik değil. Durumun kendisi komik" dedi. Tanıtımların Meltem Cumbul sayesinde komik olduğunu söyleyen Kaynarca, "Eli biraz ağır, diyebiliriz. Ama çoğunu da efektle destekledik. Bu, işin şaka tarafı... Kıyamıyordu bana. Ama sonunda oldu" diye konuştu. Nuri'nin hayatın toplamında hatalı olduğunu belirten Kaynarca, "Fıstık gibi bir kız almış, Leyla'yı ortada bırakmış ve bunu o kadar uygunsuz bir zamanda yapmış ki, hayatının belki de hatasını yapmış. Getçek hayatta da Allah kimseyi karşılaştırmasın. İkisinin arasındaki o komik ve bir o kadar trajik durumu mümkün olduğunca güler yüzle anlatmaya çalışacağız" ifadelerini kullandı. Kaynarca, "Nuri" karakkterinin kılıbık bir karakter olarak yorumlanmaması gerektiğinin de altını çizerek, "O, bir hayat sörfçüsü..." şeklinde konuştu.

KADIN GÜCÜ

Dizideki kadın karakterler arasında bir "kadın gücü" olduğunu iafede eden Cumbul, "Nuri'nin iki erkek kardeşi var. Ama eltiler benden yana. Eltilerle biz bir ekip oluşturup bu yolda Nuri'ye bayağı bir darbe vuruyoruz. Eltiler, Leyla'nın yeni bir hayat kurmasında onu cesaretlendirmeye ve yeni yollara doğru yelken açmasını sağlamaya çalışıyorlar" diye konuştu. Buna karşılık, Oktay Kaynarca da, erkeklerin Nuri gibi olma telaşında olduğunu anlattı.

"HENÜZ DAYAK YEMEDİM"

Oynadığı Reyna karakterinin Leyla'ya, Leyla'nın ise Nuri'ye daha çok kitlendiğini vurgulayan Öykü Çelik ise, "Henüz dayak yemedim. Ufaktan laf sokuşturmalar zaten var. Leyla'yı kıskanmamak değil de, hazmetmemek. O yüzden ben biraz kaşınıyorum, sanırım" dedi. Bir sörfçüyü oynadığı halde kötü bir sörfçü olduğunu belirten Çelik, tecrübesiz bir kızı oynadığını ve Oktay Kaynarca'nın kendisine yardımcı olduğunu söyledi. DİZİNİN KONUSU

Leyla (Meltem Cumbul) ile Nuri (Oktay Kaynarca), İzmir Alaçatı'da büyümüş, daha çocukken birbirlerine aşık olup, büyüyünce de evlenip, üstüne de biri kız, biri erkek iki çocuk sahibi olmuş, mutlu bir çifttirler. Ta ki, Nuri, günümüzün en amansız erkek hastalıklarından olan "Azgın Teke Hastalığı"na yakalanana kadar. Nuri, Alaçatı'ya surf yarışması için gelen 21 yaşındaki Reyna'ya (Öykü Çelik) gönlünü kaptırıp, onunla evlenebilmek için 21 yıllık karısı Leyla'yı boşayınca, ortalık karışıyor. Boşandıktan sonra Nuri'yi bir daha görmemek için doğup büyüdüğü evi terkedip İstanbul'a yerleşen Leyla, kızı Kumru'nun söz töreni için bir günlüğüne Alaçatı'ya dönmek zorunda kalınca; herkes, Leyla'nın Nuri'ye nasıl davranacağını merak ediyor. Ama asıl sürpriz; Leyla, İstanbul'a geri dönmekten vazgeçip, Nuri'nin işlettiği Nuri Palas'ın karşısındaki evini bir cafe'ye çevirmeye karar vermesiyle ortaya çıkıyor. Leyla, Nuri'den almak istediği bütün birikmiş intikamlarını, onun cafesini ve otelini iflas ettirerek almayı düşünüyor.