TRT'nin iddialı dizilerinden 'Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam'da 'Canseza' karakterini canlandıran Aslı Tandoğan, kendisiyle ilgili merak edilenleri GQ dergisinden Ali Tufan Koç'a anlattı:
Annem eski devlet memuru, babam bale sanatçısı... Annemle babam 30 yıllık evliliğin sonunda yollarını ayırınca, annem Urla'ya, babam Antalya'da dağ başında bir köye yerleşiyor. Sebzesini meyvesini eken, sabah-akşam resim yapan biri oldu babam. Şimdi herkes hayatından memnun.
Konservatuvarın arp bölümünde okurken, kaynağı belirsiz bir fotoğraf karesi hayatımı değiştirdi. Bir şekilde İstanbul'daki bir ajansın eline geçen o fotoğraf sonrası, İstanbul'a gelmem için ısrarlı telefon trafiği başladı. Her seferinde cevabım aynı oldu: "Ne alaka, işim olmaz!"
CİHANGİRLİ OLAMADIM
Antalya Devlet Korosu'na girdim, bir yıl da Antalya'da yaşadım. Günün birinde, arkadaşımla sokakta bisiklete biniyorum. Tek bisiklette iki kişiyiz, ben önde demirde oturuyorum. Bir anda pantolonumun paçası tekerleğe sıkıştı ve biz kafa üstü uçtuk. Ertesi gün, tek gözüm şiş, yaratık gibi konsere çıktım. O an fark ettim ki, hazır birileri beni güzel buluyorken, en azından şansımı denemeliyim.
Oyunculuk yapmak için geldiğimde Cihangir'e taşındım, oyuncu arkadaşlarımla Firuzağa'da kahvaltı eder, Smyrna'da içki içerdik. Ama nedense Cihangir insanı olmadım.
AŞKIN ENERJİSİ BAŞKA!
İstanbul'a taşındıktan üç yıl sonra, 'Aşka Sürgün' dizisinin setinde Teoman'ı (Kumbaracıbaşı) gördüm. Bildiğin, ilk görüşte aşktı. Nasıl aşık olunur bilmiyordum, hiç öyle bir şey yaşamadım. Sonradan bir insanı sevmeye başlayabilirsin ama sonradan aşık olmazsın. Çünkü aşk, başka türlü enerjisi olan bir şey. O kadar çok seviyorum ve o kadar hayatımın tam orta yerinde ki, olur da bir gün ayrılırsak bile ailemin bir ferdi olarak kalacak.
Bir proje öncesi mutlaka Teoman'ın fikrini alırım, evde uzun uzun provalar yaparız. Tanıştığımızda Teoman'ın iki yaşında olan oğlu Deniz, bugün yedi yaşında ve çok iyi anlaşıyoruz.
UÇAKTAN KORKARIM!
Bir dönem Erciyes'e gidip geldim. Erciyes, uçakların çok zor iniş yaptığı bir yer. Her iniş bir korku filmi gibiydi. Hiçbir yere gidemez oldum.
Uçak korkumun üstesinden gelmeye çalışıyorum. Son durum şu: Tuhaf bir ağlama isteği geliyor. İnince ilk alkışlayan ben oluyorum, her seferinde kokpite koşup pilota sarılasım geliyor.
DİZİYE KATILMAM TAMAMEN ŞANS ESERİ DİYEBİLİRİM
'Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam'a dahil olmak benim için biraz şans, biraz tesadüf. Dizinin kadrosu tamamlanmış, ilk beş bölüm çekilmiş, tanıtımları dönmeye, posterleri asılmaya başlamışken, ben başka bir dizide başroldeydim ama afişleri gördükçe iç geçirip, 'Her şey o kadar güzel ve kusursuz görünüyor ki... Tüh, nasıl kaçırmışım, keşke ben de oynasaydım' diye düşündüm. Sonra dizi beşinci bölümde erken final yaptı, ilk beş bölüm fazla ruhsuz olduğu gerekçesiyle çöpe gitti ve ben kendimi sette buldum.
'Bir Zamanlar Osmanlı- Kıyam'ın neden ısrarla 'Muhteşem Yüzyıl'la kıyaslandığını anlayabilmiş değilim. İkisinde de saray, padişah ve harem var, kabul. Fakat anlatılan hikaye, odaklanılan kısım çok farklı...
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › 'İlk Görüşte Aşk' İtirafı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?