? Geçtiğimiz ocak ayında 77'nci Altın Küre Ödül Töreni'ni sunduktan sonra dünya genelinde en çok konuşulan konu sizin açılış konuşmanız ve Ricky Gervais oldu...
Evet. 5'inci defa sunduğum için çıtayı biraz daha yukarı çıkarmak zorundaydım. Güvenli yolu seçip herkesi memnun edebilirdim.Salondakilerin suyuna gidip hiçbir şey söylemeyebilirdim ama tam tersi oldu. (Gülüyor)Şovumu salondaki 200 kişi için yapmadım, dünya genelinde izleyen 200 milyon izleyici için yaptım ve beğenildi.Açık konuşalım, özel jetleriyle dünyayı dolaşıp topluma nasıl yaşamaları gerektiğini söyleyen, daha iyi insan olmalarını öğütleyen, sürekli ders veren ikiyüzlü elitlerden hepimiz bıktık.Evdeki izleyici hatta toplumun büyük kesimi benim söylediklerimde kendini buldu. Özdeşleşti.Şovun başında söyleyeceklerimin "şaka" olduğunu belirttim.Ama o şakaları neredeyse devrimci bir tutkuyla yaptım.Bu seneki tören benim favori sunumumdu.Yazmaktan en fazla zevk aldığım açılış konuşmamdı.Müthiş tepkiler aldım. Harikaydı.
? Mizahınız güldürürken rahatsız da hissettiriyor, zaman zaman utandırıyor. Şakalarınızın içine çoğu zaman ters köşe sertlik yerleştiriyorsunuz. Peki sizi neler rahatsız eder? Neler yüzünüzü kızartır?
Birçok şey. Diğer insanların utanması beni... (Gülüyor) Devamını söyleyemeyeceğim! Tamam kabul ediyorum, pek utanmıyorum.Beni neler rahatsız eder... "Big Brother" gibi reality şovları izlerken iki insanın flört etmesi beni rahatsız eder.Utandırır. İzlerken odayı terk etmek isterim ama kız arkadaşım izin vermez.O derece yani. Flört etmek, ne demek istediğimi anladın. Flörtteki kurnazlık.Olaya kurnazca sözlerle başlayan adam ve karşısındakinin tepkisi.Aman Allah'ım! İzleyemem bile.Flört edenler bana anında o ortamdan uzaklaşma hissi verir.
SORSAN HERKES GERÇEKLİK PEŞİNDE!
? "Afterlife"ın ikinci sezonu yayınlandı. Diziyle ilgili araştırma yaptım, okuduğum birçok yorum şöyleydi: "Sonunda birileri hayatın en acı gerçeğini, yani sevdiklerimizi kaybetmeyi, görmeye, duymaya ihtiyaç duyduğumuz şekilde anlatıyor."
Evet, tam olarak bunu istemiştim zaten.Bu sene Altın Küre'yi sunmam diziye büyük bir ivme kazandırdı. İnanılmaz sayılara ulaştık.Sokakta yanıma gelip "Ben de eşimi kaybettim" diyen çok kişi var. Hassas mevzular.Sadece yakınlarınla konuştuğun konular bunlar.Normalde hiç tanımadığın birinin yanına gidip yas tuttuğunu söylemezsin. Bir bakıma bu konunun (kederin) tartışmaya açılması hoşuma gidiyor. Bence artık tabu konuları konuşmaktan çekinmemeliyiz. Bu konulardan ne kadar çok kaçarsak o kadar çok tabu kalır. Tabuları konuşmak kimseye zarar vermez.
? Mesela? Bir örnek verir misiniz?
Halkın bazı konuları tasvip etmediği düşünülüyor. Mesela küfür. Bir tabu.Halbuki gerçekte herkes zaman zaman küfür ediyor.Farklı olmaya ya da sınırları zorlamaya çalışmıyorum, sadece gerçek olmaya çalışıyorum.Tüm kalbimle söylüyorum artık gerçekliğin nadir karşılaştığımız bir şey olduğunu düşünüyorum. Sorsan herkes gerçeklik peşinde!Sonra stüdyo patronu geliyor, "Dizinin içinden küfürleri çıkarırsan prime time'a koyarım" diyor.Gerçekliğin peşindeyken konu olayı yumuşatmaya ve daha lezzetli hale getirmeye geliyor."Afterlife"ta ise insanlar daha önce görmedikleri bir şey gördüler.Öfke ve kederin bir komedide gerçekçi şekilde tasvir edilmesini izlediler. Bu da yorumlara yansıdı.
BİR ADAM VE ÖLEN KARISI ARASINDAKİ AŞK HİKAYESİ
? İkinci sezonu sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz?
Kederin 7 aşaması var. Başlangıçta inkar, şok, öfke... Sonra uzlaşma çabaları. Bu durumdan kurtulmak için neler yapabilirim? Çözüm nedir? Çözüm yollarını test etmek ve kabullenmek...Tony inkar, şok ve öfkeyi yaşadı. "İyi hissetmek için neler yapabilirim" aşamasını birinci sezonda biraz görmüştük.Şimdi ise "Hala kızgınım, hala üzgünüm, hala karımla birlikte olmak istiyorum.Ama ölüm yakında gelecek. Daha iyi, daha Zen olmalıyım" diyor. Bu yeni yaklaşımın işe yarayıp yaramayacağını test ediyor.Bundan da bir aşk hikayesi çıkıyor. Bir adam ve ölen karısı arasındaki aşk hikayesi.İkinci sezonda karşımıza çıkan soru ise şu: "Her şeyi kaybetseniz de hala yaşamaya değer mi?"Cevap aradığımız aşamalar bunlar.
İÇİNDEN GELENİ DİNLE, SEN OL
? Yazarken belirli bir rutininiz var mı?
Aynı anda birden fazla şey yaparım. Hiçbir zaman laptop'u elime alıp "Hadi şimdi çalışmaya başlayayım, bir şeyler yazayım" demiyorum. Önce fikirle başlıyorum. Aslında günün her anı çalışıyorum. Ama en çok yürüyüş yaparken ya da uçaktayken düşünmeye vaktim oluyor.
Bazen bir şeylerin oluşması için kendime zaman tanıyorum. Kendime izin verdiğim günler genelde en yaratıcı olduğum günler. Sanırım içgüdülerine güvenmen lazım.
Şöyle düşünüyorum...Sen özelsin. Başka hiç kimse senin gibi değil. Farklı olduğunu aklından çıkarma. Bazı insanlar ortama ve insanlara kendini o kadar çok kabul ettirmek istiyor ki, tüm farklılıklarını kaybediyor. Ne olursa olsun, sonuç iyi de olabilir kötü de sadece içinden geleni dinle, sen ol. Zaten sen olunca yeterince farklı olacaktır.
KRALİYET AİLESİ İÇİN ÜZÜLÜYORUM
? Kraliyet ailesini takip ediyor musunuz? Meghan ve Harry ailedeki resmi görevlerinden ayrıldı ve sivil hayatı tercih etti...
Fikrim yok denecek kadar az. Benim için herhangi bir evli çiftten farklı değiller. Onlara karşı özel bir muamelem ya da düşüncem yok. Kendi kararları. İkisine de şans diliyorum.Bu arada kraliyet ailesi konseptine hayran değilim. Karşı da değilim.Onlar için neredeyse üzülüyorum, çünkü gerçek hayatı kaçırıyorlar.Yanlış anlama, avantajları çok fazla. Güzel evler, saraylar, harika lokasyonlar ama yine de...
KOMEDİ "SOSYAL GÜÇ" DEMEKTİ
? Bazı insanlara göre "dahi", üstün yetenekli bir komedyensiniz. Bazı insanlara göre kaba ve sert. Komedi stilinizi etkileyen şeyleri merak ediyorum. Büyürken ailenizin etkisi oldu mu mesela?
Tabii ki oldu. Dört kardeşin en küçüğüyüm. 13 yaşındayken anneme "Neden kardeşlerim benden daha büyükler?" dedim. Annem "Çünkü sen bir hataydın" dedi. (Gülüyor) Ailenin belli bir mizah anlayışı var. Bunlar doğal olarak etkiliyor orası kesin...Aile bir tarafa, erken yaşlarda fark ettiğim bir şey vardı. Komedi "sosyal güç" demekti.Benim yaptığım şakalara gülünmesi ya da arkadaşlarımın beni güldürmesi.Etrafımda komik arkadaşlar istiyordum. İlk önce komik olmayı keşfettim. Sonra zeki olmak, nazik olmak gibi özellikler geldi. Mizah her şeyden önceydi. Statü meselesiydi. Arkadaş ortamında güçlü ya da etkileyici çocuk olmasan da onları güldürüyorsan kalmana izin veriyorlardı. Komedi kesinlikle sosyal bir güçtü.
? Komedyenler her durumdan kendine malzeme çıkarır mı?
Komedyenin beyni diğer sanatçılardan biraz daha farklı çalışır.
Bu yüzden karanlık yerlere gideriz, çünkü sürekli bir şeyler buluruz. İnsanların görmediklerini, hoşlanmadıklarını görürüz. Bulduğumuz her şeyle bağlantı kurmaya çalışırız. Daha çok bulmamız, bilmemiz, görmemiz insanları daha çok korkutur. Aslında iyi bir korku yazarı olabiliriz de! (Gülüyor)
EN SEVDİĞİM ŞEYLER ÖĞLEDEN SONRA KESTİRMEK VE MERCİMEK ÇORBASI
? Bir gününüz nasıl geçiyor?
Kalkıyorum, e-mail'lerimi kontrol ediyorum. Yürüyüşe çıkıyorum. Köpeklerimle oynuyorum. Köpekleri araya sıkıştırdım, çünkü onlar benim antidepresanım. Sonra işe dönüyorum. İşe dönüyorum derken, yapmam gereken birçok şeyle uğraşıyorum. Sonra kestiriyorum. Öğleden sonra kestirmek ve mercimek çorbası en sevdiğim şeyler. Spor yapıyorum. Akşam 6'da bir şişe şarabım ve pijamalarımla televizyon karşısına geçip iki bölüm seri katil dizisi izliyorum.
Son Dakika › Magazin › İkiyüzlü elitlerden hepimiz bıktık - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?