Osmanlı İmparatoru II. Abdülhamid'le Sherlock Holmes'u bir araya getiren bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?
Her zaman bir roman yazmak istemişimdir, aslında ilk başta Türkiye hakkında bir film senaryosu yazmak istiyordum, çünkü her ülkenin kendini dünyaya tanıttığı bir filmi var, örneğin 80'li yıllarda çekilen 'The Jewel in the Crown' (Taçtaki Mücevher) adlı romanın filmi Hindistan'da İngiliz olmayı anlatıyordu ve o dönemde çok ünlü olmuştu. Aynı şekilde 'Kral ve Ben' filmi de Tayland'ın adını dünyaya duyurmuştu. Türkiye ile ilgili bilinen tek filmse 'Geceyarısı Ekspresi've bunun da Türkiye'yi en iyi şekilde anlattığı söylenemez! Bu nedenle dünyaya yaşadığım ülkeyi, Türkiye'yi gerçekten anlatacak bir şey yazmak istiyordum. Sultan Abdülhamid hakkına bir kitap okurken onun aslında Sherlock Holmes hayranı olduğunu, hatta süt kardeşi İsmet'in yatak odasında bir perdenin arkasından ona Sherlock Holmes hikayeleri okuduğunu öğrendim. Dolayısıyla Abülhamid'le Sherlock Holmes'un aynı romanda buluştuğu bir kitap yazmaya karar verdim.
Bu öykü gerçekten var mı?
Romanda, Sherlock Holmes'un yazarı Arthur Conan Doyle, bir röportajında, en sevdiği Sherlock Holmes öyküsünün 'İkinci Eş Serüveni' olduğunu söylüyor. Böyle bir şey var mı?
-Bu benim kurguladığım bir şey. Ancak şöyle bir gerçek var: Doyle gerçekte Sherlock Holmes'u sevmiyordu, kendisinin bir yazar olarak bu dedektif romanı tarafından esir alındığını düşünüyordu. Arthur Conan Doyle aslında ciddi bir yazardı, boşanma hakkı gibi konularda yazıyordu ancak herkes onu Sherlock Holmes'la tanıdığı için diğer yazılarını kimse ciddiye almıyordu. Bu yüzden de Sherlock Holmes'tan nefret ediyordu ancak paraya ihtiyacı olduğu için yazmaya devam ediyordu. Dolayısıyla kitapta çözmeye çalıştığım gizem şu: Arthur Conan Doyle en sevdiği Sherlock Holmes öyküsünün 'İkinci Eş Serüveni' olduğunu söylediğinde aslında ne demek istemişti ve böyle bir öykü gerçekten var mıydı?
Böyle bir öykü gerçekte var mı?
-Hayır aslında yok ama bu sorunun tam olarak cevabı da kitapta yazılı! Sonuçta ben bir gazeteciyim ve bu kitabı yazmadan önce çok araştırma yaptım ve kendi yarattığım gizemi çözmek için bir gazeteci gibi araştırma yaparken şununla karşılaştım: Arthur Conan Doyle, 1893 yılında Sherlock Holmes'tan gerçek anlamda bıkıyor ve onu öldürmeye karar veriyor. İngiliz 'Strand' dergisinin 1893 yılı Aralık ayı sayısında Sherlock Holmes'un ezeli düşmanı olan Moriarty, onu bir şelaleden itmeye çalışıyor ve sonuçta ikisi de ölüyor. O dönemde bütün İngiltere Sher-
lock Holmes için ağlamış ve yas tutmuş! Ben de şöyle düşündüm: ya Sultan Abdülhamid, kendi Sherlock Holmes hikayesinin olmasını isteseydi ne olurdu? Arthur Conan Doyle'dan böyle bir hikaye yazmasını isteseydi ancak Doyle Holmes'u çoktan öldürdüğü için yazamasaydı ve saray karışsaydı ne olurdu? Bu sorulardan yola çıkarak bu gizemi oluşturdum.
Sultan, Marylebourne Halk Kütüphanesi'nde kaşıma çıktı
II. Abdülhamid'i bu gizemin içine katmak nereden aklınıza geldi?
- Londra'da Sherlock Holmes'la ilgili yazılmış her kitabın ve her makalenin bulunduğu bir kütüphane var: Marylebone Halk Kütüphanesi. Bu romanı yazmaya karar verdiğimde oraya gittim. 'Strand' dergisini bulup Sherlock Holmes'la ilgili Aralık 1893'te yayımlanmış bu son hikayeyi derginin orijinalinden okumak istedim. Sherlock Holmes'un ölümünü anlatan hikayenin hemen ardından dergide karşıma Sultan Abdülhamid'in fotoğrafı ve onunla ilgili bir yazı çıktı! O anda kafamda bir ampul yandı ve kesinlikle Abdülhamid ve Sherlock Holmes hakkında yazmalıyım dedim!
Peki Abdülhamid hakkındaki makalede ne yazıyordu?
-Bu, Sherlock Holmes hikayesiyle ilgisi olmayan bambaşka bir makaleydi ve temel olarak İngilizlerin Rusya'ya karşı savunmasında Osmanlı İmparatorluğu'na ihtiyacı olduğunu ve İngilizlerin bunun farkına varamadığı için aptal oldukları yazıyordu!
Kendi padişahımı yarattım
Sultan Abdülhamid hakkında araştırma yaparken sizi şaşırtan bir bilgiyle karşılaştınız mı?
-Bu romanı yazarken tarihçi dostlarımdan da çok fikir aldım, tabii kişisel olarak onun hakkında çok az şey biliniyor. O yüzden de ben biraz kitaptaki karakterde kendi Abdülhamid'imi yaratmak zorunda kaldım. Benim romanda yarattığım Abdülhamid ise son derece burjuva bir karakter. Bir de araştırmalarım sonucunda şu ilginç bilgiye de rastladım: Osmanlı'nın son döneminde ortaya çıkan Genç Türkler döneminde, Abdülhamid Selanik'e sürgüne gönderiliyor. Ancak Balkan orduları Selanik'e doğru harekete geçince sultana bir şey olmasını önlemek için Abdülhamid'i İstanbul'a geri getirmeye karar veriyorlar. ve rivayet o ki Abdülhamid İstanbul'a dönerken yolda Sherlock Holmes okuyor! Burada da Abdülhamid'in insani yanını görüyoruz.
II. Abdülhamid'in, İngiliz 'Strand' dergisinin 1893 yılı Aralık ayında yayımlanan "Türkiye'nin Sultanı" başlıklı makalede kullanılan gençlik yıllarına ait bir fotoğrafı. Fotoğraf, Abdülhamid'in İngiltere ziyareti sırasında W. & D. Downey fotoğraf stüdyosu tarafından çekilmiş.
İkinci Eş Serüveni-Bir Abdülhamid ve Sherlock Holmes Hikayesi, Andrew Finkel, Everest Yayınları 21 TL
Önce Türkçe basıldı
Andrew Finkel'ın İngilizce yazdığı romanı Türkçeye Işılar Kür çevirdi. Öncelikle Everest Yayınları'ndan Türkçe yayımlanan roman, birkaç ay içinde İngiltere'de İngilizce olarak da basılacak.
Sherlock Holmes'un yazarı Arthur Conan Doyle'un, İngiliz 'Strand' dergisinin 1893 yılı Aralık ayı sayısında yayımlanan ve Holmes karakterini öldürdüğü öyküdeki çizimler, Holmes'un ezeli düşmanı olan Moriarty tarafından öldürülmesini anlatıyor.
Son Dakika › Magazin › II. Abdülhamid Sherlock Holmes hayranıydı, ben de onları buluşturdum - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?