Türk sinemasının usta oyuncusu Cüneyt Arkın, Esquire dergisinin sorduğu 'Bu hayattan ne öğrendin?' sorusuna samimi yanıtlar verdi, hayatının özeleştirisini yaptı. İşte Arkın'ın anlattıkları:
Hayattan; kaç yaşına gelirsen gel, içindeki çocuğu hep yaşatman gerektiğini öğrendim. Benim çocukluğum, öyle güllük gülistanlık geçmedi. Eskişehir'in küçük bir köyünde doğup büyüdüm. O zamanlar, aile bütçesine katkı sağlamak için; her yıl, üç-dört ay bostan bekçiliği yapardım. Sizin anlayacağınız; sofradan tok kalktığım günler pek nadirdi. Fakat yine de o yaşlarda, şimdiki gibi beklentiler içine girmediğiniz için; ne olursa olsun, kaygılanmıyorsunuz. Bu da sizi ayakta tutuyor.
ASLA PES ETMEYECEKSİN
Hayvanların, insanlardan çok daha vefalı olduğunu öğrendim. Çocukluğumda, iki köpeğim vardı. Onların bağlılığını ve vefasını, hayatım boyunca hiç kimseden görmedim.
Yeri geldiğinde, ekmeğini taştan çıkarman gerektiğini öğrendim. Bir keresinde, çok yoksul bir dönemimizde; babam, evimizin hemen önündeki 500 metrekarelik kayalık bölümü kırıp parçaladı, sırtında toprak taşıdı ve o bölümü ekin ekilir bir hale getirdi. O an, hayatım boyunca asla pes etmemeye karar verdim.
Geç de olsa, insanın arada bir durup hayatın güzelliklerinin farkına varması gerektiğini öğrendim. Ben, gerçekten çok fazla çalıştım. O kadar ki; gecem gündüzüm birbirine karışırdı. Gündüz film setlerinde çalışır; geceleri ise macera filmlerinde oynadığım için, Medrano ve Kazak sirklerine gidip antrenman yapardım.
KURULU İŞ BIRAKAMADIM
Oğullarıma öğütlediğim bir şey var; gençliğinde dört nala yaşayacak, hoyratça sevişecek, iştahla yiyeceksin. Sonra yıllar geçip gittiğinde, yaşayamadığın her bir an için, tıpkı benim gibi pişmanlık duyarsın.
Hayatın; hem inişleri, hem de çıkışları olduğunu öğrendim. Fakat ne yazık ki ben, inişleri hesaba katmadım. Bu denli çalışmanın karşılığını alabildiğimi düşünmesem de; en azından, bir iş kurabilecek sermayem vardı ama kurmadım. Oysa hem çocuklarıma kurulu bir iş bırakmak, hem de yaşlılık dönemimde daha refah içinde yaşayabilmek isterdim. Evet, bunu yapmadığım için çok pişmanım.
EVLİLİK BÜYÜK EMEK İSTER!
Evliliğin, en ağır maden işçiliğinden bile daha fazla emek istediğini öğrendim. Bunu da bana öğreten karım, Betül'dür. Çünkü yıllar boyunca, eve hep geç geldim. Fakat hiçbir zaman sesini çıkarmadı. Düşünsenize, biz eşimle, hiç yemeğe bile çıkamadık.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › 'Hoyratça Sevişecek İştahla Yiyeceksin' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?