Halil Benim İlk Müşterimdi

Bir dönem Türkiye'nin en çok konuşulan isimlerinden Halil Bezmen, 2004 yılından bu yana birlikte olduğu hayat arkadaşı Rengin Suar'la birlikte Şamdan Plus'ın sorularını yanıtladı. 1 Haziran'da çıkan altıncı kitabı 'Estergon Kalesi'yle okurlarla buluşan Bezmen, yeni kitabını, özel hayatını ve gelecek projelerini Gülru İncu'ya anlattı...

Bir yazar olarak kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Halil Bezmen: Bir yazarın insanların zaaflarını iyi anlayabilmesi lazım çünkü aslında konu odur. Kitabı okurken de "Ben hoş zaman geçirdim" demesi lazım. Kitabın aslında bir eğlence olması lazım, eğer bir ansiklopedi ya da ders kitabı yazmıyorsanız tabii... Bu düşünce içinde altıncı kitabı yazdım, üç tane de hazır var. Yani ben şu an ölsem Rengin (Suar) arkamdan üç tane daha kitap çıkarır.

İNTİHAR ETMEYİ DÜŞÜNDÜM

Bütün kitaplarınız otobiyografik özellikler taşıyor. Peki son kitabınız 'Estergon Kalesi'ni nasıl tanımlıyorsunuz?

H. B: Kitap, başıma gelen bir olayla başlıyor. Amerika'da sekiz ay hapishanede yattım, oturma iznimin bazı formalitelerini yerine getirmemiştim. Orada, bazı şeylerle karşılaştım; karşılaştığım olayları bu romanın başlangıç noktası haline getirdim. Dolayısıyla, bu romanın içinde özel hayatımla ilgili bazı öğeler var fakat bunlar toplamın yüzde10'unu geçmez, yani bu otobiyografik bir roman değil.

Kitabınızda derin devlet ilişkisine de değiniyorsunuz. 'Estergon Kalesi' için 'politik edebiyat' diyebilir miyiz?

H. B: Bu soruyu sorduğunuza çok memnun oldum çünkü ben aslında o amaçla yazdım fakat bunu gizledim. Bu, aslında politik bir romandır fakat politika beşinci kademededir. Yani yukarıda mafya, eroin kaçakçılığı, hukuk, aşk, politik partiler var fakat bütün bunların altında görünmeyen bir olay var. İşte, o derin devletin gizliliğini, gizli tutmaya çalıştım.

Bugüne kadar yaşadıklarınızı düşününce, hayat sizin için ne ifade ediyor? "Çok ciddi başlangıçlar yapmak için önce dibe vurmak gerekir" derler. Siz bu başlangıcı nasıl yaptınız?

H. B: Böyle şeyler olacak diyordum ve beklediğim gibi de oldu. Tüm bunları aslında beklemene rağmen ilk önce yıkılıyorsun, sonra kendini toparlıyorsun ve ikinci bir hayat kuruyorsun kendine. Benim kurduğum ikinci hayat bence birinciden daha güzel oldu. Birinci hayatımda büyük bir sanayici olarak afedersiniz ama 'it gibi' çalışıyordum ve yaşamaya pek vaktim olmuyordu. Daha çok başkaları için yaşıyordum. Şimdi Rengin Hanım ile hayatım değişti. Rengin ile hayat çok iyi, fevkalade.

Peki geçmişte yaşadığınız çaresizlik duygusunu nasıl aştınız?

H. B: İki defa intihar noktasına geldim; 1994 senesinde Türkiye'den kaçmak zorunda kaldığımda ve 10 sene sonra Türkiye'ye döndüğümde... Birincide, üç iş yaptım; o zamanlar içki içerdim, içkiyi bıraktım. İçki, insanı karamsar yapıyor. Prozac kullanmaya başladım ve Allah ile yakınlaştım; sık sık namaz kıldım. İçki, ilaç ve Allah bana yardım etti; o intihar noktasından çıktım.

YAZARLARI TAKLİT ETTİM

"Geçmişten Stendhal, biraz gençleştikçe Hemingway, yaşayanların arasında Gabriel Garcia Marquez ve Milan Kundera gibi yazarları okurum. Aslında bu isimlerin hepsini taklit etmeye çalıştım. "

HALİL BEZMEN

MÜZE GEZMEYİ ÇOK SEVİYORUZ

Hayattan neler bekliyorsunuz, neler planlıyorsunuz, daha doğrusu plan yapıyor musunuz?

R. S: Önce sağlık bekliyoruz. Ayrıca özel, sıra dışı şeyler bırakmak istiyor Halil hayata. Asla sıradan bir adam değil... H. B: Ben edebiyatta yeni bir roman türü geliştirmeyi, dünya edebiyatında olmasa bile Türkiye'de yeni bir roman türü geliştirmeyi candan istiyorum. Bu iş için de büyük gayret sarf ediyorum. En az günde sekiz saat bu işe çalışıyorum, pazar günleri de dahil!

Beraber en çok neler yapmaktan keyif alırsınız?

H. B: Sık sık Avrupa'da kısa seyahatlere gideriz. Bir de çok müze geziyoruz, en büyük merakımızdır.

RENGİN SUAR

BEBEK'TE BEYFENDİYİ YAKALADIM

Biraz da özel hayatınızdan konuşalım; Rengin Suar ile nasıl tanıştınız?

H. B: Rengin ile 1986 yılında tanıştık. Rengin Hanım, Betül Mardin'in asistanıydı.

R. S: Benim ilk müşterim de Halil Bezmen'di. Betül Mardin'den sonra Alinur Velidedeoğlu ile çalıştım. Alinur da, Halil ile çalışıyordu ve dolayısıyla yine görüşmeye devam ettik, sonra da Amerika'ya gitti. Türkiye'deki ilk bienalin sponsorluğunu yapan Santral Holding, yani Halil'dir. 2004 yılında Bebek Kahve'de beyfendiyi yakaladım!( gülüyor) Halil, uluslararası birçok yelken yarışmasına katıldı ve bunların PR çalışmalarını ben yaptım.

Sabah : http://www. sabah. com. tr