Güçlü kemikler sağlıklı yarınlar - Son Dakika
Magazin

Güçlü kemikler sağlıklı yarınlar

Güçlü kemikler sağlıklı yarınlar

Ayşen Dincer(Uzman Eczacı-Vitabiotics Türkiye Ülke Müdürü)Kemik yaşayan bir dokudur ve güçlendirilebilir.

20.10.2020 23:16  Güncelleme: 17:30

Ayşen Dincer

(Uzman Eczacı-Vitabiotics Türkiye Ülke Müdürü)

Kemik yaşayan bir dokudur ve güçlendirilebilir. 'Kemik sağlığı' denilince aklımıza ileri yaşlardaki insanların kemik sağlığı geliyor. Oysaki kemik sağlığı her yaşta önemlidir. Ancak elbette ki insan yaşamının bazı dönemlerinde kemikler hızlı yapılır veya yıkılır. Kemik yapımının en çok arttığı dönem ergenlik dönemidir. En hızlı yıkıldığı dönem ise kadınlarda gebelik, emzirme dönemin ve menopoz dönemi; erkeklerde de çoğunlukla ileri yaşlarda gerçekleşir. Yapılan araştırmalara göre her 3 kadından 1'i, her 5 erkekten 1'i kemik kırığı riski taşımaktadır.

Vitabiotics olarak İngiltere'de 20 yılı aşkın süredir Ulusal Osteoporoz Derneği'nin ana partneriyiz ve toplum bilinçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Bu proje ile Türkiye'de de dokunduğumuz sağlık profesyonelleri ve toplumun tüm bilinçli bireyleri ile bir hareket başlatıyoruz.

Kalsiyum eksikliği kemik sağlığını riske atıyor

Türkiye Beslenme Rehberi araştırmasına göre ülkemizdeki her 4 yetişkinden 3'ünün günlük beslenmesinde yetersiz kalsiyum tüketiyor; her 10 kişiden 9'unda D vitamini eksikliği gözlemleniyor. Kemiğin ana yapısı kalsiyumdur. D vitamini ise kalsiyumun normal yolla emilip kemiklere taşınmasında büyük rol oynar. Toplumun %93'ü D vitaminin bu rolünü bilmemektedir.

Kritik dönemleri bilmek ve önlem almak çok önemli

Kemik gelişimi anne karnında başlar, ergenlik döneminde doruk seviyesine ulaşır ve her yıl sahip olduğumuz kemik kütlesinin %2-10'u arası yeniden yıkılır ve yapılır. Bunun yanında kemik yıkımının hızlandığı hamilelik, emzirme, menopoz gibi dönemlere de dikkat edilmesi gerekir.

Ergenlik dönemine dikkat!

Kemik kütlesinin en yüksek düzeye ulaştığı dönem olan ergenlik dönemindeki bireylerin günlük kalsiyum ihtiyacı 1300 mg'dır. Bu ihtiyaç bir hamilenin ihtiyacıyla aynıdır! 30'lu yaşlara kadar kemik yapımı yıkımından hızlıyken, bu yaştan sonra tam tersi olur. Dolayısıyla yetişkinlerin de yeterli kalsiyum tüketerek kemik kütlesini koruması gerekir.

Hamilelik dönemine dikkat!

Hamilelik ve emzirme dönemlerinde de kalsiyum ihtiyacı artar. Bu iki özel dönemde de annenin kemik sağlığının korunması, gelecekte oluşabilecek osteoporoz riskinden korunmasını sağlar. Menopoz dönemi de yine kadınlar için kalsiyum ihtiyacının arttığı dönemdir.

Adım adım kemik sağlığı

Zayıf mısınız?

19 kg/m2'den düşük bir vücut kitle indeksi, kolay kırılma ve kadınlarda düşük östrojen seviyeleri yüzünden osteoporoz ve kırıklar için risk faktörüdür.

Yeterince güneş ışığı almıyor musunuz?

D vitamini takviyesi almadan, dışarıda günde 10 dakikadan az zaman geçiriyorsanız D vitamini eksikliği yaşıyor olabilirsiniz. Bu vitamin, kalsiyum emiliminde gerekli olduğu için bu durum kemik sağlığınızı olumsuz yönde etkiler.

Yeterince hareket etmiyor musunuz?

Fiziksel aktivite eksikliği (günde 30 dakikadan az) kemik ve kas kaybına neden olur.

Süt ve süt ürünleri tüketmiyor musunuz?

Kalsiyum takviyesi almadığınız halde süt ürünlerini tüketmiyorsanız, bu ürünlere alerjiniz veya hassasiyetiniz varsa muhtemelen kalsiyum eksikliği yaşıyorsunuzdur. Dolayısıyla osteoporoz riskiniz normalden daha yüksek olabilir.

Alkol ve sigara tüketiyor musunuz?

Çok fazla alkol tüketmek, sigara kullanmak veya eskiden kullanmış olmak, kemik sağlığını olumsuz yönde etkiler.

"Güçlü Kemikler Sağlıklı Yarınlar" projesiyle kemik sağlığımızla ilgili farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Dünya Osteoporoz Günü'ne özel olarak hazırladığımız bu dosyada yer alan uzmanların tavsiyelerine kulak verin, kemiklerinizi güçlendirin…

Uzman Eczacı Pınar Arı Şentuğ

Kalsiyum nedir?

Kemik, kalsiyum fosfat kristallerinin birikmesiyle oluşmuş, genetik, metabolik ve mekanik faktörlerden etkilenen mineral bir dokudur. Kalsiyum vücutta en bol bulunan minerallerden biridir. Toplam ağırlığımızın yaklaşık %2'sidir. Kısacası, kalsiyum kemiğin yapı taşıdır. Vücudumuzdaki kalsiyumun %99'u kemiklerimizde depolanmıştır.

Yaş aralıklarına göre kalsiyum alım miktarı

0-1 yaş: 400-600 mg

1-9 yaş: 800 mg

10-18 yaş: 1300 mg

19-50 yaş: 1000 mg

51-65 yaş: 1200-1700 mg

65 yaş: 1200 mg

Gebeler: 1300 mg

Her bireyin kalsiyum ihtiyacı birbirinden farklıdır. Bir yetişkinin kalsiyum ihtiyacı yaklaşık 3-4 porsiyon süt ve süt ürünleridir. Süt ürünleri tüketmeyenler ise kalsiyumu gıda takviyesi olarak almalıdır.

Kalsiyumu doğru kullanmak önemli!

Tüm kemik sağlığı preparatları yemekle birlikte alınmalı. Tableti yutmakta zorlanan kişiler 2'ye bölebilir. 3 ay kullanıp ara verilmemeli, hekim kontrolünde düzenli kullanılabilir. Burada uygun dozda alınması önemlidir. Doğru bilinen yanlışlardan biri de kalsiyumun böbrek taşı riskini arttırdığıdır. Böbrek taşının kendi bazı çoğunlukla kalsiyum olsa da asıl nedeni tuzdur. Tuzun fazla tüketilmesi idrardaki kalsiyum miktarını arttırır ve taş oluşumunun ana sebebi budur. Kronik böbrek rahatsızlığı olanlar ise hekim gözetiminde kullanmalıdır.

Her kalsiyum preparatı aynı değil

Kalsiyumun birçok formu vardır. Kalsiyum karbonat ve kalsiyum sitratın biyo yararları hemen hemen aynıdır ve diğerlerinden daha iyidir. Fakat kalsiyum karbonat %40 elemental kalsiyum içeriğiyle yüksek elemental kalsiyum oranına sahiptir. Kalsiyum sitratın ise elemental kalsiyum konsantrasyonu yaklaşık %20 civarındadır. Efervesan formları tatlandırıcı veya şeker içerir, bunu da dikkate almak gerekir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Şahin Zeteroğlu

Kemik kütlesi yaş aldıkça azalır

Erkekler, kadınlara göre daha yüksek kemik yoğunluğuna ulaşırlar. Ancak kadınların erkeklerden farklı olarak hayatları boyunca geçirdikleri birçok farklı kritik dönem vardır. Bunlar hamilelik, emzirme ve menopozdur. Bu üç kritik dönem, yaşamla ilgili metabolik, hormonal, ruhsal ve fiziksel birçok değişikliği bir arada bulundurur. Hamilelik ve emzirme döneminde kalsiyum ihtiyacı artar. Menopozdan sonrası ise özellikle östrojenin vücutta azalmasıyla beraber kemik erimesi hızlanır. Çünkü östrojen, kalsiyumun kemiklere taşınmasından sorumlu hormonlardan biridir. Menopoz ile östrojenin azalmasıyla beraber kemikler bu destekten yoksun kalır.

Ergenlik dönemi hayati önemde!

Kalsiyumun kemikte birikmesi anne karnında başlar, hamileliğin üçüncü döneminde önemli derecede artar. Doğum sonrası dönemde de çocukluk, ergenlik ve erken erişkinlik döneminde (20-30 yaş) doruk noktasına ulaşır. Bu süreçten sonra her yıl %1-2'yi aşmadan azalmaya başlar. Ergenlik dönemi, kas ve iskelet sisteminin hızlı geliştiği, özel beslenme alışkanlıklarının ortaya çıktığı, besin gereksinimlerinin arttığı önemli bir dönemdir. Büyüme ve gelişme süreçleri açısından hızlı bir değişimin olduğu bu dönemde, kemik sağlığını etkileyen faktörler daha büyük önem taşır.

Kemikler canlı dokulardır

Kemik yapım ve yıkımı hayat boyu devam eder, çünkü kemikler canlı dokulardır. Kemik kütlesinin en yüksek düzeyde olması ise ileriki yaşlarda görülebilecek kemik erimesi ve kemik kırığı riskinin azaltılması için önemlidir. Doruk kemik kütlesinin %40-60'ı ergenlik çağında kazanılır. Bu dönemde kalsiyumun yetersiz alınması ileri yaşlarda osteoporoza zemin hazırlar. Kemik kütlesinin maksimum düzeye ulaşabilmesi, günlük kalsiyum gereksiniminin karşılanmasıyla mümkündür. Kalsiyumla beraber, diyetle alınan protein, fosfor, vitamin D miktarları ile fiziksel aktivite düzeyi de kemik sağlığıyla yakından ilişkilidir. Dolayısıyla, ergenlik dönemi özellikle kalsiyum dengesi açısından önem taşır ve destek tedavilerin uygulanması gereken çok önemli bir dönemdir.

Hamilelik döneminde kalsiyum çok önemli

Hamilelik döneminde kadınların kalsiyum ihtiyacı artar. Gebelik boyunca anneden bebeğe 25-30 gr kalsiyum transferi olur. Bunun %80'i gebeliğin üçüncü döneminde gerçekleşir. Yapılan çalışmalarda, gebelikte kemik mineral yoğunluğunun %3-5 arasında kaybedildiği ortaya çıkmıştır. Hamilelikte kalsiyum azlığı, gebelerin ağrı ve spazmları daha çok yaşamasına sebep olur. Üstelik gebeliğin son döneminde de şiddetli sırt ve bel ağrısı yaşayanlarda kemik erimesi söz konusu olabilir. Türkiye Beslenme Rehberi'ne göre hamilelik döneminde bir kadın günde 1300 mg kalsiyum tüketmeli. Bu da yaklaşık 4-5 porsiyon süt ve süt ürünleri demek.

Emzirme döneminde kalsiyum ihtiyacı artıyor

Emzirme döneminde bir kadın ömürlük kalsiyum rezervlerinin %15'ini kaybeder. Emzirme döneminde kemik kaybı gebelikteki kayıptan daha fazladır. Üstelik kadınlar doğum yapıyor, emziriyor, ardından menopoz dönemi de yaşıyorlar. Bu nedenle ileri yaşlarda oluşabilecek osteoporoz ve benzeri risklerden kaçınmak için hamilelik ve emzirme dönemlerinde yeterli düzeyde kalsiyum alınmalı.

Menopoz döneminde kemik kaybı

Menopoz sonrasında kadınların osteoporoz (kemik erimesi) riski artar. Bunun sebebi, kemik mineral içeriği kadınlarda erkeklerden daha düşük olma eğilimindedir, kalsiyum alımı yaşla birlikte düşebilir, menopoz döneminde kemik kaybı hızlanır. Kalsiyumun kemiklere taşınmasını destekleyen en önemli hormonlardan biri kadınlık hormonu olarak da bilinen östrojendir. Menopoz dönemi ile östrojen seviyesinde ani düşmelerin olması kemikleri bu destekten mahrum bırakacaktır. Bu nedenle bu dönemde östrojen gibi davranan soya izoflavonları gibi besinleri çokça tüketmek kemik sağlığı için faydalı olacaktır.

Kemik sağlığı için kalsiyum, D vitamini ve magnezyum birlikte alınmalı

D vitamini, kemik sağlığı için en önemli vitaminlerin başında geliyor. D vitamini, besinle alınan kalsiyumun emilmesinde aktif rol oynar. D vitamininin olmadığı bir ortamda kalsiyum kemiklere geçemez. Dolayısıyla kalsiyum alımı olsa dahi kemik yapım mekanizmasında sorun olacağından D vitamini eksikliğinde kemik kırıkları ortaya çıkar. Magnezyum da kemik sağlığı için çok önemli. Çünkü, kalsiyum kasları kasarken magnezyum kasların gevşemesini sağlar. Dolayısıyla bu üçlü beraber alınmalı.

Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez

Türkiye'nin kalsiyum ve D vitamini tüketim tablosu

Bilimsel otoriteler günlük kalsiyum alımını ergen bireylerde 1300 mg, yetişkin kadın ve erkekte 1000 mg ve 65 yaş üzeri her iki cinste ise 1200 mg olarak bildirmektedir. Bu ihtiyaçların karşılanması için ise 2015 yılında yayınlanan Türkiye Beslenme Rehberi'ne göre çocuk, ergenlik, hamilelik ve emzirme süreci ve menopoz sonrası kadınların günde 4 porsiyon, yetişkin ve yaşlı bireylerin 3 porsiyon her gün düzenli olarak süt ürünleri tüketmelerini önermiştir. 1 porsiyon süt ürünü 1 su bardağı süt, 1,5 su bardağı ayran, 1 su bardağı kefir, 1 kase yoğurt ve 2 dilim peynir anlamına da gelmektedir. 2017 yılı Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması'nda toplam süt ürünleri tüketiminin 18 yaş altında günde 225 g, yetişkinlerde 200 g ve yaşlılarda ise 185 g gibi oldukça düşük miktarlarda olduğu görülmüştür.

Her 10 kişiden 9'unda D vitamini eksik

Toplumumuzda büyüme ve gelişmenin, kemik yapımı ve kütlesinin doruğa çıktığı dönemler olan çocukluktan ergenlik dönemine kadar toplumuzda her kesimde maalesef günlük kalsiyum alımının çok yetersiz olduğu açıkça görülmektedir. Türkiye'de her 10 kişiden 9'unda D vitamini eksikliği görülüyor. D vitaminin yeterli olmadığı durumlarda kalsiyumun kandan kemiklere geçişi de gerçekleşmiyor. Bu nedenle her birey D vitamini düzeyini de kontrol ettirmeli.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şansın Tüzün

Osteoporoz nedir?

Osteoporoz kemik erimesi anlamına gelir. Osteoporotik kırıklar için en büyük risk grubunu daha önce kırık geçirmiş kişiler oluşturmaktadır. Örneğin ellili yaşlarında el bileği kırığı geçiren bir kadının omurga ya da kalça kırığı geçirme riski çok daha fazladır. Osteoporoz sanıldığı gibi yaygın ağrı yapmaz, bu nedenle 'sessiz hırsız' olarak da bilinir. Hatta omurga kırıkları tesadüfen çekilen filmlerde de görülebilir. Osteoporozda ikincil kırıkları önlemenin ilk şartı birinci kırığı yakalamaktır. Bununla ilgili Uluslararası Osteoporoz Vakfı'nın tüm dünyada yürüttüğü FLS (Fraktür Liyezon Servisi) ağıyla, kırık geçirmiş kişileri kayıt altına alarak risklerini belirlemek, uygun beslenme, egzersiz ve tedavi önerilerinde bulunmak mümkün olabilmektedir. Türkiye'deki ilk FLS İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa'da Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ve Ortopedi Anabilim dallarının iş birliğiyle kurulmuştur. Kırık geçiren kişiler ve ailelerinin bu konuda duyarlı olmaları ve ikinci bir kırık oluşmadan osteoporoz tedavi ve takibine girmeleri gerekmektedir. Kırık geçiren hastalarda en riskli dönem kırıktan sonraki iki yıldır. Bu nedenle bir an önce osteoporoz tedavisine başlanmalıdır. Burada tedaviden kasıt, kırığın tedavisi değil, kırığa neden olan osteoporozun tedavisidir.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ülkü Akarırmak

Osteoporoz riskini belirlemek için…

Osteoporoz riskini belirlemede pratik olarak kullanabileceğimiz ve Uluslararası Osteoporoz Vakfı İOF tarafından önerilen '1 dakikalık risk testi' pratik ve hızlı bir değerlendirmeye olanak sağlar. Eğer aşağıdakilerden bir veya birkaçına sahipseniz osteoporoz riskiniz var demektir:

Genetik: Özellikle anne veya babada geçirilmiş bir kırığının varlığı veya osteoporoz tanısı bulunması

Kamburlaşma: Anne veya babada kamburlaşma saptanması

Yaş: 40 yaşı aşmış olmak

Kırık: Basit bir düşme sonucu bile bir kırık meydana gelmesi

Düşme riski: Düşme ile kırık riski arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Özellikle geçen bir yılda düşme olayı veya kaç kere düşme olduğu sorgulanmalıdır. Düşme, denge açısından değerlendirilmelidir

Boy kısalması: 40 yaşından sonra 3 cm veya üzerinde boy kısalması meydana gelmesi

Zayıflık: Çok zayıf olmak, vücut kitle indeksinin 19'un altında olması (Ağırlık kg/ m2 boy)

Kortizon kullanımı: Birçok hastalıkta tedavide kullanılan 3 ardışık ay devam eden kortizon kullanımı

Romatizmal hastalık: İltihaplı romatizmal hastalık grubunda olan romatoid artrit

Çeşitli hastalıklar: Hipertiroid, hiperparatiroid, emilim bozukluklarına neden olan bağırsak hastalıkları (çölyak, diyabet vb.)

Alkol ve sigara: Günde iki kadehten fazla alkol tüketimi ve sigara kullanımı

Hareketsizlik: Günde 30 dakikanın altındaki fiziksel aktivite eksikliği

Kalsiyum eksikliği: Kalsiyum desteklerinin yetersiz tüketimi, süt ürünlerine karşı alerji

D vitamini eksikliği: Güneşlenme yetersizliği veya D vitamini eksikliği

Kadın ve erkeklerin osteoporoz riskleri farklı

Kadınlarda: Erken menopoz (45 yaş altında), adet döneminde 12 aylık bir ara bulunması (gebelik, emzirme, menopoz veya rahim ameliyatı dışında), cerrahi menopoz (yumurtalıkların alınması – 50 yaşın altında ve sonrasında hormon tedavisi yapılmadan)

Erkeklerde: Erkek cinsiyet hormonları ile ilgili sorunların varlığı veya libido kaybı.

Osteoporoz için değiştirilebilir risk faktörleri

Yaşam tarzı, kemik dostu beslenme, kalsiyum destekleri, D vitamini destekleri, güneşlenme ile fiziksel aktivite çok önemlidir. Kemik sağlığı açısından zararlı olan aşırı alkol tüketimi, sigara, gazlı içecekler, aşırı tuz tüketimi kısıtlanmalıdır.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şansın Tüzün

Kalsiyum olmazsa olmaz!

Ergenlik çağında erkek çocuklar yılda ortalama 410 gram, kız çocukları ise 325 gram kemik kazanırlar. İleri yaşlarda bu tersine döner ve yılda %1 civarında kemik kaybı olduğunda, bu vücuttan 15 gram kalsiyum kaybı olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla yetersiz kalsiyum alımı doruk kemik kütlesine ulaşamama ve ileri yaşlarda kaçınılmaz olan kemik kaybının hızlanması anlamına gelmektedir. Bu anlamda, düşük kalsiyum alımının irdelenmesi sağlıklı bir iskelete sahip olmanın ve ilgili stratejilerin geliştirilmesi yönünde atılacak ilk adımdır. Kalsiyumun iskeletin oluşumu ve gelişimi için en önemli elementtir. Gerek kişinin yaşamı boyunca sahip olduğu en yüksek kemik yoğunluğu değeri olan doruk kemik kütlesine ulaşmasında, gerekse de oluşan kemik kütlesinin ileri yaşlarda korunmasında çok önemlidir.

Kalsiyumun yan etkileri var mıdır?

Kalsiyumun kontrolsüz kullanımı bazı yan etkileri de beraberinde getirebilir. Kişiye kalsiyum desteği önerilmeden önce mutlaka besinlerle aldığı kalsiyum miktarı sorgulanmalıdır. Örneğin kişide D vitamini eksikliği varsa ne kadar fazla kalsiyum da alsa bir yararı olmaz, aksine kardiyovasküler sistemde birikim yapma riski ortaya çıkar. Kalsiyumun en sık görülen yan etkileri, sindirim sistemi üzerine olan 'hazımsızlık' ve 'kabızlık' gibi yakınmalardır. Kabızlık için magnezyum içeren bir kalsiyumun takviye olarak alınması yararlı olabilir. Böbrek taşı olanlar ise kontrolsüz kalsiyum alımından kaçınmalı ve kalsiyum ihtiyacını besinler yoluyla karşılamaya çalışmalıdır.

Aile Hekimi Uzman Dr. Yakup Şahin

Süt ve süt ürünleri tüketin

50'li yaşlardan itibaren artan kalsiyum ihtiyacını gidermek için ihtiyaç duyulan kalsiyum miktarı 1200 mg'dır. Yetişkinlikte 4 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketmek lazım. 1 kase yoğurt, 2 bardak süt ve 2 dilim peynir toplamda yaklaşık 4 porsiyona denk gelmektedir. Türkiye Beslenme Rehberi 2015'e göre Türkiye'de toplumun %75'i yeterli kalsiyum tüketmiyor. Osteoporoz ana problem! Bunun yanında diş sağlığında bozulma, kas fonksiyonlarında bozulma, hormonların düzgün çalışmaması gibi problemler de meydana gelir.

Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Feyza Koç

Ergenlik döneminde diyet riskli

Ergenlik döneminde özellikle kız çocuklarında kilo alma kaygısından dolayı diyet yapma isteği olabiliyor. Ancak tıbbi zorunluluklar dışında (obesite, hipertansiyon vb) bu dönemde diyet yapmak veya sağlıksız beslenmek kemik sağlığını oldukça olumsuz etkiler. Diyet ile sadece kalsiyum değil, diğer vitamin ve minerallerin de vücuda geçmesi yetersiz kalacaktır. Bu nedenle ergenlik döneminde diyet programı uygulanması gerekiyorsa mutlaka uygun dozlarda vitamin ve mineral takviyesi de kullanılmalı. Doğru kaynaklar ile beslenme sonucunda kalsiyum eksikliği önlenebilir ancak bunun sağlanamadığı durumlarda özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde kalsiyum desteğinin yanında D vitaminin de verilmesi çok önemlidir. Eğer ergenlik döneminde kalsiyum yetersizliği olursa düşük kemik mineral yoğunluğu, kemik şekil bozuklukları, sağlıksız dişler, kramplar, yürüme ve merdiven çıkmada güçlük gibi durumlar ortaya çıkabilir. Ayrıca erişkin dönemde osteoporoz görülme riski de artacaktır.

Dr. Eczacı Vitabiotics İngiltere Başkan Yardımcısı Rohit Shelatkar

Kemik sağlığımızdan sorumluyuz

Kemiklerimiz dahil tüm sağlığımıza özen göstermek ömür boyu sürecek bir sorumluluktur. Küçük yaşlarda büyüyen kemikler besin desteğine ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaç hiç bitmez. Gençlikte kemiklerin gereksinimi erişkinlik dönemine kıyasla biraz daha yüksek olabilir. ve yaş aldıkça kemiklerimin sağlığını devam ettirmemiz çok önemlidir. Özellikle kadınların yaşamları boyunca kemik sağlığını korumaları gereken dönemler vardır. Hamilelik, emzirme ve menopoz gibi dönemlerde besin desteklerinden yararlanmak vücudun ihtiyaçlarının karşılanması için destek sağlar. Araştırmalar, kadınların emzirme sırasında genellikle kemik kütlelerinin %10-15'ini kaybettiğini göstermiştir. Emzirme döneminden sonra kemik kaybı hızı yavaşlasa da emziren anneler kemik yoğunluğunu korumak için beslenmelerinde kalsiyum ve D vitaminine özellikle dikkat etmelidir. Menopoz döneminde östrojenin azalmasına bağlık olarak Osteoporoz gibi ciddi sağlık sorunlarını oluşmaya başlar. Birçok kadın menopozdan sonra kemik yoğunluğunu kaybetmeye başlar, bu da onları kemiklerin kırılmasına karşı daha savunmasız hale getirir. 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından 1'inin yaşamları boyunca kemik kırığı yaşaması beklenmektedir. Osteoporozun dünya çapında 200 milyon kadını etkilediği tahmin edilmektedir. Türkiye'de 2009 yılında yaklaşık 24.000 kalça kırığı yaşanmış olup, bunların %73'ü kadınlarda bulunmuştur. Vitabiotics, Ulusal Osteoporoz Derneği gibi derneklerle birlikte çalışmaktadır. İngiltere'de kemik sağlığı için en önde gelen dernek olan Ulusal Osteoporoz Derneği, osteoporozlu kişilere ve ailelerine destek olmaktadır. Vitabiotics kemik sağlığı alanındaki köklü markası Osteocare® ile 20 yılı aşkın süredir derneğin ana partnerlerinden biridir. Ulusal Osteoporoz Derneği ve Vitabiotics insanların ihtiyaçlarını ilk sıraya alan, ihtiyaca yönelik etkinlikler düzenler. Özellikle kemik sağlığı konusunda farkındalık yaratmayı hedefler ve sağlık uzmanları ile çalışmalar yapar. Osteocare® kemik sağlığını korumak için tasarlanmıştır.

Kaynak: Hürriyet

Son Dakika Magazin Güçlü kemikler sağlıklı yarınlar - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement