Emre Kınay şiddet iddiası hakkında ilk kez konuştu

Eda Kaçar, 'Söylemezsem Olmaz' programında Emre Kınay'dan şiddet gördüğünü iddia etmişti. Kaçar, "Biz sosyal medyadan tanıştık. Sonradan telefon numaralarımızı aldık, konuşuyorduk. Üç ay gibi bir süre konuştuk telefonlarla her gün her gün görüntülü. Benim pazar günü doğum günüm vardı. Pazartesi görüntülü konuştuğumuzda doğum günümü kutlamak istediğini söyledi, ısrar etti. O gece gittim çünkü sabah seti vardı. Zaten çok müsait bir insan değil. Gece gitmemin sebebi buydu planlı bir şey değil" dedi.

Kaçar, "Neden buraya geldi, aranızda bir şey geçti mi?" sorusuna, "Hayır, doğum günümü kutlamak için gittim. Sakin konuşuyorduk, hiçbir şey yoktu ortada. Alkol içiyordu. Şiddet psikolojik olarak gördüm. Sakin sakin konuşurken telefonuma arkadaş gruplarından mesajlar geldi. Gereksiz tepki gösterdi telefonumu falan istedi. Anlayamadım bir anda çok agresifleşti korktum. Sonra sözlü hakaret ve sözlü taciz etmeye başladı. Ben çıkmak istedim sonra o da evden kovdu" yanıtını verdi.

Kaçar, "Sosyal medyada olan paylaşımları, kadınlara yönelik farkındalıkları samimi geldi. Eğer konu haber olsaydı darp etti, taciz etti derdim. Böyle paylaşımlar yapıyor ama hayatındaki kadınlara böyle davranıyor. Ben bunun duyulmasını istedim" dedi.

Bu iddialar üzerine Kınay, avukatı aracılığıyla cevap verdi. Oyuncunun avukatı Yasemin Kumbaracıbaşı Ünüvar, "Müvekkilimiz Emre Kınay hakkında bugün bir kısım basın organları aracılığıyla çıkan bir haber vesilesiyle, son dönemlerde kamunun ortak vicdani meselesi haline gelmiş olan kadın hakları konusu, bir iğfal, sömürü amacıyla kullanılmıştır. Kadın hakları konusu üzerinden prim elde etmeye çalışan, gerek bu şuursuz açıklamanın sahibi müfteri hanımefendi, gerekse bu iftirayla sözde basın hürriyeti dairesinde yayın yapan bir kısım organlar aleyhine gerekli yasal işlemler başlatılacaktır" dedi.

Sözlerine devam eden Ünüvar, "İftira teşkil eden eylemler, dayanaklı ve gerçek olsaydı, şüphesiz delili olurdu yahut bugüne dek müvekkil maleyhine bir hukuki girişim söz konusu olurdu. Müvekkil, 25 yıldır sanat hayatını itibarla sürdüren bir birey olarak, "Bu habere inanacak biri varsa, ben kendimi zaten yıllardır anlatamamışım demektir" şeklinde üzüntüsünü dile getirmektedir. Haber, kısa ve öz olarak bir itibar suikastidir. Vakanın gerçeğini açıklamak, 21 yaşında, hayatın başında genç bir kadın olan müfterinin, mesleki ve ailevi istikbalini olumsuz etkileyebileceğinden, bu hususta müvekkil "en azından bu aşamada" susma hakkını kullanacaktır. Özellikle siyasi bir figür olduktan, bir kısım basın organlarına karşı yasal haklarını "başkalarının aksine" cesurca kullanmaya çalışan müvekkilim, ucuz bir itibarsızlaştırma saldırısı altındadır. Bu açıklama kapsamına ve hassasiyet talebimize aykırı şekilde haberlerin devam etmeyeceği temennisiyle, gerçekliği teyit edilmeden haber yapılmayan, kaliteli, ilkeli yayıncılığa özlemimizi dile getirmek ve bu vesileyle kamu oyunu aydınlatmak isteriz" açıklamasını yaptı.