Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi? - Son Dakika
Magazin

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?

Pandemiyle birlikte tüm dünyada sağlıklı yaşam ve beslenme önem kazandı, ayrıca doğal kaynakların önemine dair bilincimiz arttı.

11.09.2021 07:46  Güncelleme: 08:11

Pandemiyle birlikte tüm dünyada sağlıklı yaşam ve beslenme önem kazandı, ayrıca doğal kaynakların önemine dair bilincimiz arttı. Bu süreç, protein içeren besin kaynaklarının sınırlılığını ve alternatif protein kaynaklarına duyulan ihtiyacı da gündeme getirdi.

'Vegan' terimi, 1944'te İngiltere'deki Leicester Vejetaryen Derneği'nden ayrılarak Vegan Society'yi oluşturan küçük bir vejetaryen grubu tarafından ortaya atıldı. Etten kaçınmanın yanı sıra süt, yumurta veya diğer hayvansal ürünleri de tüketmemeyi seçtiler... 'Vegan' terimi, 'vejetaryen' kelimesinin ilk ve son harfleri birleştirilerek oluşturuldu. Veganizm şu anda, hissedebilen canlılara saygıyı öncelik alarak onların yiyecek, giyecek ve başka herhangi bir amaçla kullanımını dışlayan bir yaşam biçimi olarak tanımlanıyor.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?

"ZOR YA DA PAHALI DEĞİL..."

Vegan Derneği Kurucu Başkanı Ebru Arıman "Veganlık, hayvanların hissedebilen canlılar olarak doğuştan gelen hakları olduğunu savunan, onları mal ve hizmet olarak görmeyen, eşitlikçi ve barışçıl bir felsefe. Yani öznesi insan olmayan hayvanlar, uygulayıcısıysa vegan yaşam biçimini seçen insanlar... Bu, hayata karşı bir duruş, bir felsefe; bir beslenme şekli değil" diye açıklıyor.

Veganlığın, kaynakların tükenmesini önlemede büyük bir pozitif etkisi olduğunu da vurgulayan Arıman "Protein, demir, kalsiyum, vitamin ve lif gibi temel ihtiyaçlarımızı tahıl ve baklagillerden, meyve ve sebzelerden, yağlı tohumlardan oluşturduğumuz zengin kombinasyonlarla rahatlıkla sağlayabiliyoruz. Bunun için ithal ürün ikamelerine ya da besin takviyelerine ihtiyacımız yok. Dengeli ve yeterli bitkisel alternatiflerle bedenimizi sağlıklı ve zinde tutabiliriz. Bunlara ulaşmaksa asla zor ya da pahalı değil" diyor.

Vegan beslenme nedir?

Et, tavuk, balık gibi her türlü hayvan etinin; hayvanların doğal hayatta yavruları için yaptığı süt, yumurta, bal gibi gıdaların ve bunlardan elde edilen peynir, yoğurt, kefir gibi yiyeceklerin tüketilmediği beslenme şekline vegan beslenme deniyor.

AÇ KALMAK DEĞİL ALIŞKANLIK DEĞİŞTİRMEK

Kimilerinde 'Vegan beslenmek aç kalmaktır' gibi bir algı var. Oysa bu sadece, beslenme alışkanlıklarımızın değişmesi anlamına geliyor. Bir vegan olan göğüs hastalıkları cerrahı Dr. Suat Erus konuyu şöyle açıklıyor: "Vegan olunca en temel besinlerden mahrum kalınıyor sanılsa da sebze ve meyvelerle yapılabilecek yemek türü ve sayısının sınırı yok. Yıllarca piyasaya hakim olmuş hayvansal besinler yüzünden kendimizi o kadar kısıtlamışız ki, bitkisel besinlerin çeşitliliğini unutmuşuz. Yıllardır bize dayatılan beslenme şeklini terk etmek, bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek demekse de daha sağlıklı beslenmek için çaba sarf etmeliyiz."

PEYNİR YERİNE TOFU

Gelelim omega-3 ve demir alımı konusuna... Dr. Suat Erus "Çoğumuz demir için kırmızı ete, omega-3 için balığa, probiyotik için yoğurda, kalsiyum için süte muhtaç olduğumuz bilgisiyle büyütüldük. Oysa demir ve tüm minerallerin kaynağı yeryüzüdür, hayvanlar da bunları bitkiler yoluyla topraktan alır, biz de koyu yeşil yapraklı sebzelerden ve baklagillerden bolca alabiliriz. Yoğurt da probiyotik almanın artık en riskli yolu. Doğal olarak probiyotikli yoğurt yapmak için çiğ süt kullanmanız gerekir ki bu enfeksiyon riski taşır. Ayrıca süte atfedilen tüm olumlu tıbbi etkilerin bugün bilimsel çalışmalarla doğrulanamadığını biliyoruz, buna kemik kırıklarını önleme de dahil..." diyor.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?
Vegan yoğurt

Basit değişikliklerle alışkanlıklarımızı dönüştürebileceğimizi belirten Dr. Erus "Örneğin peynir yerine tofu, tereyağı yerine avokado, inek sütü yerine bitkisel sütler kullanılabilir. Artık marketlerde bitkisel peynirler, sütler, köfte ikameleri kolaylıkla bulunabiliyor. Bunlar internette bulunabilecek basit tariflerle evde de yapılabilir" diyor.

VEGAN ÜRÜNLERİN SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

Çalışmalarının merkezine sürdürülebilirliği alan Metro Türkiye, bu vizyonuyla paralel olarak sağlıklı, organik, vegan, vejetaryen, katkısız, glütensiz ve bitki bazlı beslenme şekilleriyle uyumlu ürün çeşitliliğini her geçen gün arttırıyor. Vegan ürünler konusunda da müşterilerinin ürün tercihlerini ve doğal kaynakların kullanım durumunu değerlendirerek yola çıkıyorlar.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?
Balkabaklı vegan brownie

Protein içeren besin kaynaklarının sınırlı ve hayvancılık sektörünün insan kaynaklı yıllık sera gazı salımlarının yüzde 14.5'inden sorumlu olması gerçeğinden yola çıkan market zinciri, alternatif protein kaynaklarını da müşterilerine sunmayı önemsiyor. Bu doğrultuda hayvansal gıdaların yerini alan yüzde 100 bitki bazlı ürün yelpazesini genişletiyor. Raflarında 300'e yakın gıda ve gıda dışı vegan ürün var.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?
Vegan cupcake

Metro Türkiye'nin vegan ürün yelpazesi içinde bitkisel bazlı hamburger ekmeği, margarin, peynir, köfte, gurme-fit bulgur, mayonez ve tablet çikolata gibi gıda ürünlerinin yanı sıra yumuşatıcı, yağ çözücü, şampuan, zeytinyağlı sıvı sabun gibi hijyen ürünleri de yer alıyor. Ayrıca kendi markalarından Metro Chef'le makarna, içli köfte ve dondurma; Rioba markasıyla da organik smoothie ve organik çay ürünlerini vegan olarak sunuyorlar. 2021 sonuna kadar da tüm ürün kategorilerinde vegan seçenekler bulundurmayı hedefliyorlar.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?

Market zinciri ayrıca vegan yaşam tarzına yönelik Metro Chef Veggie dondurulmuş bitki bazlı tavuk ve bitki bazlı et alternatiflerini de ekim ayından itibaren tüm mağazalarında satışa sunacak... Bu yeni lezzetler yüzde 100 bitki bazlı soya proteini içeriyor ve hayvansal gıdadan alınan protein ihtiyacının bitki bazlı ürünlerle karşılanmasını sağlıyor. Bu ürünler yüksek protein değeriyle, spor yaparken beslenmelerine önem veren kişiler için de sağlıklı birer alternatif olarak öne çıkıyor. Pişmiş, baharatlandırılmış, tüketime hazır ve dondurulmuş olarak farklı seçeneklerde satışa çıkacak ürünler ayrıca hem glütensiz hem de yağ, karbonhidrat ve tuz değerleri düşük.

Son dönemde tüketicilerin değişen beslenme alışkanlıklarına uygun; yağ, tuz, şeker oranı daha az ürünlerinin sayısını arttıran Metro, organik ürün gamını da 2020'de yaklaşık yüzde 140 oranında büyüttü. Böylece organik etiketli ürün sayıları 200'ü aşmış durumda.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?

BADEM VE SOYALI SÜTLAÇ (6 kişilik)

NE LAZIM?

500 ml badem sütü

500 ml soya sütü

45 gr baldo pirinç

180 gr tozşeker

40 gr mısır nişastası

20 ml su

2 gr toz tarçın

NASIL YAPARIM?

Badem ve soya sütünü bir tencereye alıp kaynatın.

Kaynayan süte pirinci ekleyin ve yumuşayana kadar pişirin.

Tozşeker ekleyip karıştırın.

Mısır nişastasını ayrı bir kapta suyla açın ve kaynayan süte ekleyerek kıvam almasını sağlayın.

Sütlaç kaynadıktan sonra kaselere doldurun ve soğutun.

Toz tarçınla süsleyin.

Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi?

MEYVE BEĞENDİLİ KEBAP (4 kişilik)

NE LAZIM?

Köftesi için;

200 gr Meksika fasulyesi

100 gr yulaf ezmesi

100 gr nohut (haşlanmış)

100 gr yeşil mercimek (haşlanmış)

- 100 gr soğan

2 diş sarımsak

Kimyon

Kırmızı toz biber

İsot

- 50 gr nişasta

Tuz

Karabiber

60 gr üzüm çekirdeği yağı

4 dal taze kekik

50 gr köftelik bulgur (ıslanmış)

20 gr maydanoz

Garnitürü için;

4 adet lavaş

200 gr kabak

150 gr havuç

150 gr patlıcan

160 gr domates

- 50 gr sivri biber

40 gr zeytinyağı

- 50 gr çili biber

Elmalı ayva beğendi

300 gr elma

400 gr ayva

100 ml badem sütü

50 gr un

30 m zeytinyağı

- 60 gr rende vegan mozzarella

- Tuz

Karabiber

Muskat

NASIL YAPARIM?

Soğan ve sarımsakları küçük doğrayın. Üzüm çekirdeği yağıyla kısık ateşte, pembeleşinceye kadar soteleyin. Köfte malzemeleriyle birlikte blender'dan geçirin.

Elde edilen hamuru kebap şişlerine takın, döküm ızgarada veya mangal ızgarada mühürleyip önceden ısıtılmış 170 derece fırında 5 dakika pişirin.

Kabak, patlıcan ve havuçları 1 santim kalınlığındaki  ince uzun şeritler halinde kesin ve tuz, karabiber, zeytinyağıyla tatlandırıp şişlere takarak ızgarada pişirin.

Domateslerin dik durması için en alt kısmı incecik kesin. Zeytinyağı, tuz, karabiberle lezzetlendirip 120 derece fırında 45 dakika pişirin.

Lavaşları ızgarada ısıtın.

Beğendi için;

200 gr ayvayı 200 derecede 30 dakika, 200 gr elmayıysa 20 dakika pişirin. Pişirdiğiniz ayva ve elmaları blender yardımıyla çekin.

Tencereye zeytinyağı koyup unu kavurun. Kavrulan unun içine elma ve ayva püresini ekleyip kavurmaya devam edin. İçine badem sütü ekleyerek yumuşak bir kıvam verin.

Tuz, karabiber ve muskatla tatlandırın ve içine peynir rendeleyin. Geri kalan ayva ve elmaları 2 santimlik dilimlere keserek ızgarada pişirin. Ayva beğendinin üzerinde sunun.

Kaynak: Hürriyet

Son Dakika Magazin Çevresel hassasiyet beslenme tarzına dönüşebilir mi? - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement