? Yeni kitabınızın İstanbul Kitap Fuarı'na özel bin adetlik baskısı 3 saatte tükendi. Bu ilgiyi nasıl buldunuz?
Muazzam. Bir yandan yorucu oldu tabii ama insanların senin için zaman ayırması, yazdıklarınla bu kadar ilgilenmeleri büyük bir lütuf. Sonraki kitap için de cesaret veriyor bu durum.
? Yoğun ilgi nedeniyle fuarda ikinci bir imza günü daha düzenlediniz. Yayıneviniz Küsurat için nasıl bir gelişmeydi bu?
Onlar benden daha çok yoruluyor imza günlerinde. Yeri geliyor okurun telefonunu alıp fotoğraf çekiyorlar, yeri geliyor kitabın içine yazıyı onlar yazıyor, ben imza atıyorum.
? "Burak Aksak yazar olarak kabullenildi" diyebilir miyiz?
Çok iddialı, bilmiyorum. Ben zaten yazıyordum ve yazmaya da devam ediyorum. Kabul görmek ya da "yazar" olarak anılmak gibi bir derdim hiç olmadı.
ZEHRİMİ AKITTIĞIM KISA VE ÖZ ÖYKÜLER
? "Ben Orada Değildim Üstelik Siz de Yoktunuz" 36 öyküden oluşuyor. Okurlar neler bulacak bu öykülerde?
Küçük insanların hikayeleri var bu kitapta. Tüm kafa karışıklığım, geçmişim, bugünüm, kafama taktığım, söyleyemediğim, içimde kalan ne varsa hepsini yazdım.
O yüzden yazar biyografisi yok kitabın başında. Kitapta yazan metinlerin toplamı benim özgeçmişimdir zaten.
? Kısa öyküleri bir araya getirerek bir kitap oluşturmak, yazara "tamamlanmamış" hissi verir sanırım. Siz kitabı elinize ilk aldığınızda ne hissettiniz?
Aksine, o öyküleri bir arada görünce rahatladım diyebilirim. Zehrimi akıttığım, kısa ve öz öyküler. Birkaç deneme var mesela eski yazılarımdan.
Okurken o zamanki benden nefret ettim. Karamsar bir yerden daha umut dolu bir hal almış yazdıklarım. Haliyle daha olumlu düşünüp, geleceğe dair daha büyük hayaller kurmaya başlamışım. Bu geçişleri görmek, en hoşuma giden şey oldu kitaba dair.
? İnsanlar sizi "Leyla ile Mecnun", "Bana Masal Anlatma", "Kara Bela", "Ben de Özledim" gibi dizi ve filmlerin senaristi olarak tanıdılar. Yazar Burak Aksak'ın çalışma disiplini nasıl? Senaryo ve yönetmenlik çalışmalarınızdan ziyade kitap yazmaya mı odaklandınız bu ara?
Biraz öyle oldu. Aslında eskiden daha plansız programsız hareket ediyordum. Şimdi daha dikkatli ve plan program çerçevesinde hareket etmeye çalışıyorum.
Aynı yıl hem "Bana Masal Anlatma" hem de "Kara Bela"yı çektik. Çalıştığım ekip boşta kalmasın diye üç televizyon filmi çektim. Sonra yapım şirketimiz ikisini vizyona soktu. Bu tip ne olacağı belli olmayan işler yapmıyorum artık. Kafamda bir hikaye varsa onun peşinden gidiyorum. Üzerine çalışıyorum. Yazıyorum, siliyorum, bir daha yazıyorum. İçime sinene kadar bekliyorum.
ÖNCE DEFTERE YAZIYORUM SONRA BİLGİSAYARA GEÇİYORUM
? Sırada neler var?
2020 ve 2021 planlarım belli. Önümüzdeki 2 yıl için kendimce bir plan program yaptım ve ilk adımları attık. Tarihleri yaklaştıkça onları da açıklarız artık.
? Küsurat Yayınları ile dinamik bir kitleye hitap ediyorsunuz. Okurlara önereceğiniz yazarlar var mı?
Yayınevindeki tüm yazarların ayrı bir dili, ayrı bir duygusu var.
Ve bastığımız tüm kitapları keyif alarak okudum. Ayrıca Ata Sözütok, Ceylan Taş, Yusuf Reha Alp, Bihter Dinçel, Cansu Türedi ve Bahar Tezcan'ın bir sonraki kitaplarını büyük merakla bekliyorum.
? Yazarken ritüelleriniz var mı?
Sabah erkenden defteri kalemi elime almak dışında bir ritüelim yok. Her ne yazıyor olursam olayım önce deftere yazıyorum.
Ardından bilgisayara geçiyorum. Bir de kahveyi azaltıp bitki çaylarına dönmeye çalışıyorum ama beceremiyorum.
ABSÜRT MİZAH YAPTIĞIMI İDDİA ETMEDİM
? Adınız absürt mizahla özdeşleşti. Bunun dışında bir şeyler yapmaya nasıl bakıyorsunuz?
Absürt mizah yaptığımı hiçbir zaman iddia etmedim ama bir yakıştırma oldu ve devam ediyor, evet. Daha karanlık hikayeler ve karakter odaklı şeyler yazmak istiyorum. Türü ne olur bilemem ama bu tür şeyler yazıyorum şu ara.
SOSYAL MEDYAYLA FAZLA İÇLİ DIŞLI DEĞİLİM
? Sosyal medyada epey takip ediliyorsunuz, bu mecraları nasıl kullanıyorsunuz?
Kullanamıyorum. Eskiden Twitter'ı eskiz defteri olarak kullanıyordum. Dizi zamanı özellikle, kullanacağım bir sözü ya da fikri oraya yazıyordum. Gelen tepkilere bakabiliyordum. Diziden sonra pek kullanmadım haliyle. Bir de artık sosyal mecralar fazla ciddiye alınır oldu. O yüzden fazla içli dışlı değilim bu mecralarla.
SİNEMADA GEÇİŞ DÖNEMİNDEYİZ
? Son dönem Türk sinemasını nasıl buluyorsunuz?
Tam olarak bir geçiş dönemindeymişiz gibi geliyor bana izleyici olarak. Çok fazla komedi filmi çekiyoruz ama pek çoğu birbirinin aynı.
Çok fazla korku filmi çekiyoruz ama korku filmi kültürümüz yok. Cinden, periden öteye gidemiyoruz. Farklı bir dili olan denemeler yapıyoruz ama onda da gişe tedirginliği yaşıyoruz. Gişeye oynamayacaksak, festivallerde ödül kovalamaya yönelik kodlar kullanmaya çalışıyoruz. Çekilen tüm filmleri seyretmeye gayret gösteriyorum. Üreten herkesin destekçisiyim. Daha da çok film çekilsin. İyi olan filmlerin de sadece destekçisi değil, aynı zamanda da takipçisi oluyorum. O yüzden şu an olduğundan daha iyi bir yere geleceğimize, çok daha iyi filmler seyredebileceğimize inanıyorum. ya da inanmak istiyorum.
Son Dakika › Magazin › Bu kitap benim özgeçmişim - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?