Pandemiyle beraber kendisine "Ben oynamadığım sürede ne yapacağım?" sorusunu soran
Birce Akalay, cevabı kendi tasarımlarından oluşan bir mücevher koleksiyonu yaratmakta bulmuş. İlhamını gökyüzü ve denizden alan Akalay, hem yeni koleksiyonunu hem de 35 yaşından sonra birden derinleşen hayatla ilişkisini Asu Maro'ya anlatıyor. Oyunculuktaki yolculuğunu, tiyatronun kendisi için ne ifade ettiğini, kendisine ait dünyasında tek başına kalmayı sevdiğini de samimiyetle anlatan Birce Akalay'ın söyleşisinin tamamı,
Milliyet Sanat'ın Kasım 2021 sayısında…
Kendi tasarımlarından oluşan Birce Fine Jewellery koleksiyonunu hayata geçiren Birce Akalay, "yok oluşa karşı bir direniş gibi" diye tanımladığı markasının, pandemi sürecindeki yaşama sevincinden ve kalıcı olma çabasından doğduğunu söylüyor. Henüz mücevherlerinin sadece çizimlerini yaparak üretim için ustalara teslim eden Akalay, önünde emek isteyen uzun bir yol olsa da ileride tasarımlarını kendisi üretme niyetinde olduğunu da anlatıyor. Birce Akalay, tasarımlarında gökyüzü ve derin denizden ilham aldığını söylerken, iki sayısının ve kelebeklerin de hayatında çok önemli bir yeri olduğunu, tüm bunların da tasarımlarına yansıdığını ifade ediyor.
"İleriye dönük hayal kurmuyorum"
Yazarak kendisini daha iyi ifade ettiğini dile getiren güzel oyuncu, "Hep bir hayalim vardı, bir gün yazabilmek ama nedense 40'ımdan sonrasını hayal ettim onun için. O yüzden, belki ileride neden olmasın diyebilirim fakat hiçbir iddiam yok şu an ya da böyle bir tasarım da yok. Hayat ne getiriyorsa," diyor. Sakatlanınca balerin olma hayaline veda eden Birce Akalay, bu yüzden kısa vadeli hayaller kurduğunu vurguluyor ve ekliyor: "Çünkü hayat öyle geliyor."
"Her şey bir anda haddinden fazla derinleşti sanki."
35 yaşından sonra hayatın hiç beklemediği kadar derinleştiğini söyleyen Birce Akalay, anlamak ve affetmek odağında çok büyük bir iç hesaplaşmaya girdiğini anlatırken bunun kendisine hafiflik ve mutluluk getirdiğini de sözlerine ekliyor. Başarılı oyuncu, yaşı ilerleyip ruhu katmanlandıkça, hayata olduğu kadar canlandırdığı karakterlere bakışının da bu doğrultuda derinleştiğini anlatıyor.
Kendisine ait dünyasında tek başına kalmayı sevdiğini söyleyen Akalay, yine de sokağa, dış dünyaya karışmadan rahat edemediğini de dile getiriyor. Birce Akalay'ın oyunculuk yolculuğunu, güzelliğin oyuncular için bir dezavantaj olduğuna dair görüşlerini, tiyatro sahnesinin kendisini yenileyip gençleştirdiğini de Asu Maro'ya anlattığı söyleşinin tamamı Milliyet Sanat'ın Kasım 2021 sayısında…
Sizin düşünceleriniz neler ?