Hülya Koçyiğit, 50 yıllık sinema kariyerine 200 film sığdırdı. Selim Soydan'la evliliğini bir kız çocuğu ve iki torunla taçlandıran ünlü sanatçı; mutlu ve dingin bir hayat sürüyor. Akil İnsanlar Heyeti'ne seçilen Koçyiğit Harper's Bazaar dergisinden Işık Cansu Canayak'a evliliğini ve hayatını anlattı:
200 filmde, 200 ayrı kadının hayatını yaşadım. Bazen kendime, "Bu kadar farklı hayatları deneyimlediğim için mi çabuk olgunlaştım?" diye sorarım. İnsan onurunun gücünü; 'Firar'da (1984) canlandırdığım, sevdiği insan tarafından oyalanıp kandırılmış ve onun evli olduğunu öğrendiğinde gururu nedeniyle katil olan kadından öğrendim. 'Vurun Kahpeye'de (1964), Kurtuluş Savaşı'nda vatanı için kendini feda edebilen bir kadının cesaretini hissettim. 'Severek Ayrılalım'da (1971), karşısındakini çok sevdiği halde sadece zarar vermemek için ondan vazgeçmeyi başaran kadından fedakarlığı öğrendim. 'Almanya Acı Vatan'da (1979), madde bağımlısı olmuş, bu nedenle her şeyi para olarak gören kadının çöküşünü yaşadım.
Kadının erkekte en çok aradığı şey sevilmek, beğenilmek, kıymetinin bilinmesidir. Bunu içten ve defalarca yapan bir adama aşık olursunuz. Selim'e duyduğum böyle bir aşk. Daha ilk gün, "Seninle evlenmek istiyorum" diye karşıma çıktı; beni kıskanmadı, işimi engellemedi. İlişkimizde yenilenmeyi ve yenilemeyi bildi. Bu da bize mutluluk olarak döndü.
İkinci çocuğu yapmadım çünkü hem çok yoğun çalışıyordum hem de Gülşah'ı gördükten sonra, "Onun üzerine başka bir şeyi böyle sevemem" dedim. Tutkulu bir aşk duydum kızıma. Gülşah'la ilişkimizin seyri, o da anne olduktan sonra değişti.
Tevazu; "Biz" diyebildiğin anda başlıyor. Güzelliğe, mala mülke çok takılıp kalmamalı. İnsan ruhunu, bilgisini geliştirmeye bakmalı; bizi ileriye ancak bu taşıyabilir.
HAYATTA HER ŞEY BİR RİSKTİR
Nazik, görgülü, güler yüzlü olmak, sevgiyi ifade etmek, insanlara yumuşak muamele etmek içinizden gelmeli. İçinizde bunlar varsa, zarif bir insan olursunuz.
Sanmayın ki hiç sinirlenmiyorum. Elbette benim de katlanamadığım, yara aldığım zamanlar oluyor. Bu durumda susup bir kenara çekiliyor; kendimi yakıp içimde hallediyorum. Mümkünse affediyorum. Eğer onarılamayacak bir durumsa, o kişiyi tamamen hayatımdan çıkarıyorum.
Evlenmek için aşkın gerekli olmadığı çok şükür anlaşıldı! Öyle büyük bir yanılgı ki aşk denen şey; Çılgın, yakıcı; şiddetli, çarpıcı, kavurucu... Dolayısıyla hayat boyu bu şiddetle süremez. O duyguyu her insan hayatında mutlaka yaşamalı ama hayat onunla yürümüyor.
Ben aşkı, evlendikten yıllar sonra farklı bir formda yaşadım. Sevgim tutkuya dönüştü. 'Onsuz olamaz, bir tek onunlayken kendimi bu kadar güçlü hissedebilirim' dedirten üstün bir sevgi.
Hayatta her şey bir risk. Başımıza ne geleceğini bilsek; dünya çok sıkıcı bir yer olurdu. İyi ki hayat böyle bilinmez bir yolculuk; böylece bize bu kadar tatlı geliyor. Bu yüzden hiçbirimiz bir yere gitmiyoruz.
AİLEMİZDE HERKES ERKEN EVLENİYOR
Bizim ailede herkes erken evleniyor galiba. Annem evlendiğinde 15 yaşındaymış, bense 20 yaşındaydım. Gülşah 19'unda evlendi ve hemen çocuk yaptı. Evliliğin geci, erkeni olmaz. Anne olma düşüncesi yoksa evlilik çok gerekli değil. İnsan önce mutlaka bir şeyleri başarmalı; en iyi şekilde çiçek yetiştirmeyi, en iyi kitabı yazmayı ya da en iyi yemeği yapmayı... Ne olduğu önemli değil, yeter ki kendine güvenini kazansın.
PLANIM HAYATIMI KALEME ALMAK
Uzun süredir hayatımı kitaba dökmeye niyetleniyorum ama bir türlü istediğim gibi zaman ayıramadım. Bugüne kadar kendim için yaşamadığımı fark ettim. Bir sinema oyuncusu olarak kendimi hep topluma karşı sorumlu hissettim. Kadının eğitimi, sosyal yaşamdaki yeri ve sağlığı beni her zaman çok ilgilendirdi. Bu konularda pek çok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Şimdi yine böyle bir televizyon programı projesi üzerinde çalışıyoruz. Berrin Menderes'i ve 1960 ihtilalini anlatmak istediğim bir film projem var. Sanırım şimdi bu senaryo, dizi olarak uyarlanacak. Bir de ünlü bir yazarımızın organ naklini konu alan kitabı sinema filmine dönüştürülüyor. Sanırım bu yaz film çekimiyle geçecek.
NİYET ÖNEMLİ
Bir ilişkide 'niyet' anahtar kelimedir. Neye niyet ediyorsun? Mutlu olmaya mı? Onunla olmaya mı? Şayet niyetin yürütmekse, yürütebilirsin. Bu noktada akıl da devreye giriyor. Akıllı insanlar hayatı kendilerine kolaylaştırırlar, bencil davranmazlar; paylaşmayı bilirler, eleştirilerini rencide etmeden yaparlar.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › Bana Göre Tevazu 'Biz' Dendiği Anda Başlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?