Artık partiler yok, barda dans ederken bakıştığın çocukla yakınlaşma ihtimali rafa kalktı. Ortak ilgi alanına göre buluştuğun gruplar şimdilerde pek bir araya gelemiyor zaten. En önemlisi de çoğumuz işyerine gitmiyoruz. Hal böyleyken flört edecek ortam bulunamıyor. Bazı aşklar bırakın filizlenmeyi doğma fırsatı dahi yakalayamıyor. Peki bütün bu kısıtlamalar aşk hayatımızın sonunu mu getirecek?
"Sizce bir gün aşk biter mi" diye klinik psikolog Tuğçe Isıyel'e sorduk. Cevabı hiç düşünmeden veriyor, "Aşk, ne olursa olsun aşk bence. Duygular dijitalleşmiyor. Sadece ötekiyle karşılaşma, duyguları iletme biçimimiz değişiyor" deyip devam ediyor: "Sanal gerçeklik aslında gerçekliğin ta kendisi oldu. Yine de dokunma ihtiyacı gibi bazı şeylerin değişmeyeceğine inanıyorum. Pandemi bu konuda bizi epey zorluyor, sarılmaya çekiniyoruz. Oysa oksitosin hormonu sarılma anında salgılanıyor. Bu eksik olduğunda ilişkilerdeki güvenli bağlanmanın da bir ayağı ne yazık ki eksik kalıyor."
İlişkilerde 'sindirim' sorunları
Malum, artık bakışmaların değil, yazışmaların çağındayız. Isıyel tüm gün süren yazışmalar yüzünden çiftlerin bir an dahi uzaklaşamadıklarını belirtiyor: "Tanışır tanışmaz başlayan sosyal medya iletişimi ve telefonda yapılan yoğun yazışmalarla normalde altı ayda gelinecek noktaya bir ayda varabiliyoruz. Bu sürekli temas hali, paylaşılan fotoğraf ve videolar nedeniyle insanlar 'birlikte vakit geçirilmiş' yanılsaması yaşayabiliyor. Karşı taraftan geç gelen ya da gelmeyen bir mesaj, sosyal medyada etkileşimin azlığı kişileri kaygılandırabiliyor. Bu boşluksuz yazışma yoğunluğu ilişkilerde sindirim sorunlarının baş göstermesine neden oluyor bence."
Aşkların dijitalleşmesinin en önemli handikabının tüketim odaklı ilişkilere zemin hazırlaması olduğunu belirtiyor Isıyel: "Bu yoğun temas hali nedeniyle çiftler tadını çıkaramadan her şeyi bir anda tüketiyor. Ama birini arzulayabilmek en çok 'eksiklik' duygusuyla ilintilidir. Çoğu kişi karşısındakinin her şeyi olmayı istiyor ama aslında ilişkinin en önemli yakıtını yani arzuyu tüketiyor. Eksikleri sürekli tamamlamamak, bazı boşlukları da doldurmamak güzeldir. Sanal aşklar arzunun çok kısa sürede sönümlenme riskini barındırıyor. Esas tehlikenin başladığı yer burasıymış gibi geliyor bana."
Onarma ve yaratma gücümüz yüksek
Son olarak "Birbirimizle hiç görüşemediğimiz bir dünyada aşık olmaya devam eder miyiz" diye soruyoruz Isıyel'e. "Tabii bunu yaşayıp görmek lazım. Ama her kriz kendi çözüm yöntemiyle birlikte geliyor. İnsanın onarma ve yaratma gücü çok yüksek, bunun için de çözümler yaratacaktır. Aşk bitse de bitmese de kişinin kendiyle ilişkisini sağlam tutması gerekiyor. Çünkü kendimizle ilişkimiz sağlam oldukça ötekiyle de sağlam oluyor" diye cevaplıyor.
İNSANIN TEMASA İHTİYACI VAR
Beril S. (31 yaşında, psikolojik danışman)
Bu dönemde endişelendiğim için ilişkinin buluşma kısmına kolay geçemiyorum. Yazışmak daha güvenli geliyor. Arkadaşlık sitelerini de pandemi sürecinde kullanmaya başladım. İki kişiyle de yüz yüze görüştüm. Aslında virüsten korunmak için toplu taşıma bile kullanmamaya çalışıyorum. Buna rağmen arkadaşlık uygulamalarından tanıştığım kişilerle buluşmak çelişki tabii. Ama hayat zaten bunlarla dolu değil mi! Sosyal bir varlık olan insanın temasa, ötekine ve sosyalleşmeye olan ihtiyacı hiç bitmeyecek ve bence, bu uygulamaların hayatımızdaki yeri çok daha yoğun olacak.
CAMDAN CAMA SOHBETLE BAŞLADI
Hatice T. (48 yaşında, emekli)
Eşimi dört sene önce kaybettim. Sonra flört ettiğim birkaç kişi oldu ancak sağlık sorunlarım olduğu için pandemi döneminde herhangi biriyle flört etmeyi düşünmedim. Evimin arka balkonu bir avluya bakıyor. Balkonda otururken karşı apartmandan bir beyefendiyi görüyordum. Bir gün bana seslenip bir şey sordu. Sohbet başladı. Bir hafta kadar sohbet ettik, camdan cama... Bir akşam "Böyle zor oluyor, bana kahveye gelir misiniz" dedi. Yalnız yaşadığını ve en az 15 gündür kimseyle görüşmediğini bildiğim için endişe duymadan gittim. Derken flört etmeye başladık ve sevgili olduk, hala da birlikteyiz.
DAHA AZ SEÇİCİ OLACAĞIZ
Edip Y. (33 yaşında, bilgisayar mühendisi)
Pandemiyle beraber arkadaşlık uygulamalarını ilk defa kullandım. Ne daha önce ne de pandemi zamanı biriyle buluşma fırsatım olmadı. Ancak sanırım buluşsaydım da önlem almazdım. Bence pandemi uzak gelecekte ilişkileri etkilemeyecek. Yakın gelecekteyse insanlar yalnızlaşacak ve bu yalnızlığın yükünden dolayı ilişkilerde daha az seçici olacaklar.
YALNIZLIK VİRÜSTEN DAHA ÖLDÜRÜCÜ
Mehmet D. (37 yaşında, avukat)
Flörtüm tanımak istediğim kişiyle yemek yerken ya da bir şeyler içerken başlıyor. Arkadaşlık sitelerini de kullanıyorum. 'Yeni normal'de aldığım önlem, buluşacağım kişinin maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyduğundan emin olmak. Emin olursam buluşurum. Pandemide ilişki başlatırken başlarda endişem oldu fakat yalnızlık virüsten daha öldürücü diye düşünüyorum. Bence kadın-erkek ilişkileri gelecekte hızlı tüketim üzerine kurulacak. Uzun süreli, az ve öz ilişkiler yerine kısa ve çok sayıda ilişkiler yaşanacak. Maalesef bu ilişkiler insanları daha da yalnızlaştırıyor.
HEMEN BULUŞMAK İSTİYORLAR
Özge T. (37 yaşında, pazarlama uzmanı)
İlk kez pandemide çevrimiçi bir uygulama kullandım. İnsan yüz yüze gelmeden arada bir çekim olup olmadığını tam anlayamıyor. Ama pandemide bu mümkün değildi. Meğer sadece ben böyle düşünüyormuşum! Yazıştığım insanlar hemen evlerine davet ediyordu. Görüşmek istemeyince muhabbeti kesiyorlardı. Hiç korkuları yok, inanın aklım almıyor. Bir adam vardı, buluşma teklif etti, reddettim ama yazışmayı sürdürdük. Fakat yüz yüze görüşmeyince koptuk. İnsanlardan test istemeyi düşündüm ama onun da güvenirliği yok. Pandemi aşk hayatımı da öldürdü desem yeridir!
'SALGINDA HER BEŞ KİŞİDEN İKİSİ ARKADAŞLIK UYGULAMASI İNDİRMİŞ'
OkCupid Türkiye Pazarlama Müdürü Ezgi Ceren Işık
Tinder, match.com gibi arkadaşlık uygulamalarını bünyesinde barındıran Match Group'un OkCupid uygulaması bu dönemde pek popüler oldu. OkCupid kullanıcılara detaylı sorular soruyor ve algoritmasıyla 'en uygun' eşleşmeyi yapıyor. Uygulamanın temsilcisi Ezgi Ceren Işık araştırmalardan ilginç bilgileri bizimle paylaştı.
Türkiye'de 18-45 yaş aralığında kişi başı dört-beş arkadaşlık uygulaması kullanılıyor. Salgın sürecinde her beş kişiden ikisi bir arkadaşlık uygulaması indirmiş veya bir arkadaşlık sitesine kaydolmuş. 35 yaşın altındakilerde kullanımın yüzde 94.4 arttığı görülüyor.
Hayatımıza 'karantina flörtü' (iso-mate) diye bir kavram girdi.
Koronavirüs tek gecelik ilişki kültürünü de değiştiriyor çünkü insanlar artık yüz yüze buluşmadan önce güçlü bir bağlantı kurmak istiyor. Gerçek hayatta biriyle buluşmak için acele etmenin baskısı azaldığından kadınlar flört ederken kendilerini daha özgür hissediyor. İnsanlar birbirleriyle bağlantı kurdukça, bir ilişkiden ne bekledikleri hakkında daha fazla şey öğrendikçe dünyanın dört bir yanındaki gençler arasında romantizm yeniden canlanıyor.
Her ne kadar sanal buluşmalar artmış olsa da karantina süreci bittiğinde OkCupid'deki Türk kullanıcıların sadece yüzde 18'i sanal ortamda buluşmaya devam edeceklerini söylüyor.
"Sosyal mesafe bittiğinde en çok ne yapmak istiyorsun" ya da "Sosyal mesafe döneminde edindiğin hangi alışkanlıkları sonrasında sürdüreceksin" gibi sorulara Türklerin yüzde 59'u dışarıda yemeye veya bir şeyler içmeye gideceğini söylüyor.
Mart başındaki verilere göre Türklerin yüzde 80'i virüsü yeni biriyle tanışmanın önünde engel olarak görmüyordu. Ancak durumun vahameti anlaşıldıkça bu oran giderek azaldı. 'Sanal aşk' dönemi yükselişe geçti.
Son Dakika › Magazin › Aşk hiç biter mi? Pandemi romantik ilişkileri nasıl etkiliyor? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?