'Ton Farkı' adı yeni single'ı ile sevenlerinin karşısına çıkan Yonca Lodi, müzikte sınırları olmadığını söylüyor. Şan, şöhret ve para için müzik yapmadığını belirten Lodi, yeni single'ını, müziğe bakışını ve projelerini anlattı.
Nasıl bir single hazırladınız?
Single için Soner Sarıkabadayı ile çalıştık. Aslında albüm çalışmamız da devam ediyor şu an. Son albümüm çok sevildi, çok güzel tepkiler aldım. Gurur duyduğum bir işti. Galiba çıtayı hep daha yükseğe taşıma meselesi insanı biraz geriyor. Bu nedenle yeni albümümün, bir öncekinden daha iyi olmasını istiyorum. Bu da insanda büyük bir baskı yapıyor. O psikolojiden kurtulmak, rahatlamak için bir single ile müzikseverlerin karşısına çıktım.
Single neden sadece dijital platformda satışa çıktı?
Soner'in şarkısını dinlediğimde çok sevdim. Dokusu bana çok uygun olan bir şarkı 'Ton Farkı'. Ama üzerinde çalıştığımız albümde de yer alacağı için CD şeklinde çıkarmadık şarkıyı, sadece dijital platformda satışa çıktı.
"BEN TÜRKÇE AŞIĞIYIM"
Albüm ne zaman çıkacak peki?
Yaz sonu çıkarmayı düşünüyoruz. Bu albümde de; eskiden beri çalıştığım besteci arkadaşlarımın yanı sıra yeni bestecilere ve kendime ait şarkılar olacak.
Şarkılarınızı seçerken daha çok nelere dikkat ediyorsunuz, neler etkiliyor sizi?
Ben biraz Türkçe aşığıyım. Türkçe'nin, başka dillerde anlatılamayan derinliğine gerçekten aşığım. Biz; çok romantik ve duygusal bir milletiz, naif bir tarafımız var. Şarkı sözlerinde de bu naifliği, derinliği ve bize has duyguları anlatmayı seviyorum. O yüzden benim için en önemlisi sözlerdir. Tabii ki melodinin ve nakaratın güçlü olması, her şeyden önce bana yakışması da şarkı seçimimde çok önemli. Şarkıyı duyduğumda içimde bir şeylerin hareket etmesi lazım.
Sizinkine 'piyasa müziği' diyemeyiz, değil mi?
Ben, 'piyasa' diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum. 'Düştüysek Kalkarız' diye bir şarkı yaptık, çok büyük ses getirdi. O şarkıyı mesela, piyasa müziği olarak yapmadık ama çok büyük kitlelere seslendi. 'Emanet' şarkısı da öyle. Ama ben kendime yakın bulduğum müziği dinleyicilerle paylaşıyorum. Müziği, "Bu çok piyasa, bu duygusal" diye sınıflandırmıyorum. Zaten müzik sınıf kabul etmez.
"BENİM DE UÇLARIM VAR"
Müzik sizce nedir peki?
Müzik politikalar üstü, sınıflandırmalar üstü, beğeniler üstüdür bence. Birinin bana "Mutsuzken şarkını dinledim, sesin iyi geldi" demesi her şeyin üstünde. O yüzden bu işi yapmaya devam edeceğim.
Siz otokontrolü yüksek biri gibi görünüyorsunuz, yanılıyor muyum?
Evet; çok sakin, huzurlu ve otokontrollü görünüyor olabilirim ama benim de inanılmaz uçlarım, kendi içimde yaşadığım çelişkilerim, gerginliklerim var. Şu single çıkana kadar etrafıma yapmadığım kalmadı mesela. Birilerine her şeyi teslim edemeyen huzursuz bir tipim. Otokontrolüm elbette var. Hayata karşı böyle olmak zorundasın. Çünkü yitip gitmek o kadar kolay ki... Bu; renkli, pembe ama aynı zamanda sizi çok kolay kandırabilecek yalan bir dünya. Bu nedenle olabildiğince ayaklarınızın yere sağlam basması ve işe odaklı yaşamanız gerekiyor.
"MÜZİK SEKTÖRÜ TOZ PEMBE BİR DÜNYA DEĞİL"
Bu sektöre yeni atılacak gençlere önerileriniz ne olur?
Herkesin kendi tercihi... Ben işimi böyle yaptığım için çok memnunum. Hayal kırıklıklarımın, tüm hatalarımın hepsini yeniden yaşamak isterim. Çünkü onlar beni ben yaptı. Hiçbirinden vazgeçemem, kenara koyamam. Gençlere sadece "Zor bir iş" diyebilirim. Çok kolay, çok pembe gibi görünse de yok böyle bir şey. Bunu bilerek girsinler bu işe.
Müziğe 1999 yılında başladınız... Geçen yıllar içinde umudunuzun kırıldığı anlar oldu mu hiç?
Olmaz olur mu? Ben hiçbir zaman ünlü olacağım, herkes beni tanıyacak diye iş yapmadım. Başından beri "Müzik yapacağım, şarkı söyleyeceğim" dedim. Tabii yan getiriler ister istemez oluyor. Magazinsel olmasanız bile tanınmış olduğunuz için bazı şeylere dikkat etmeniz gerekiyor. Mesela ben birilerine görünmek için çıkmıyorum dışarı. Bu benim tarzım. İşimi iyi yapmaya çalışıyorum sadece. İşimi yaptığım zaman, iyi-kötü getirisi mutlaka olacaktır.
"ARKADAŞLARIM İÇİN ŞEBEĞİM"
Sizi hep müziğinizle tanıyoruz; ne yersiniz, ne içersiniz hiç bilmiyoruz...
Özel hayatımda çok keyifli biriyim.
Ama biraz farklı duruyorsunuz...
Soğuk duruyorum, değil mi? (Gülüyor) Arkadaşlarım da dalga geçiyor benimle, çünkü onların şebeğiyimdir ben. Gerçekten gülmeyi de, güldürmeyi de çok severim. "Aman soğuk kadın" diye benimle dalga geçerler. İşimi düzgün yapmaya çalıştığım için soğuk gibi görünüyorum. Ama artık bana yakın olanlar biliyorlar aslında öyle olmadığımı. Tabii ki bazen zarar görmemek adına insan zırha bürünebiliyor. Ama bu zamana kadar kendimi anlattığımı düşünüyorum. Hayata karşı hep gülmeye çalışırım. Güzel şeylerin olacağına inanırım.
Günlük hayatınızda neler yaparsınız; yemek yapar mısınız mesela?
Sevdiğim insanlara yemek yapmayı seviyorum. Benim için çok güzel bir terapi biçimi. Çok kitap okurum, seyahat etmeyi çok severim. 8 yaşında bir oğlum var; onunla çok zaman geçiririm. Hayatımda yaptığım en güzel şey oğlum. O büyüdükçe her şey çok daha güzel oluyor.
"CANLI SÖYLEYEREK YAŞAYABİLİRİM"
Önümüzdeki günler için bir projeniz var mı?
Geçen yıl çok keyifliydi, şarkım çok beğenildi. Ben canlı şarkı söyleyerek yaşayan biriyim. Canlı söylemezsem gerçekten rahatsızlanıyorum. Canlı konserler vereceğim. Sahnedeyken, "Bu işi niye yapıyorum?" sorusunun yanıtını çok net alabiliyorum. Bu nedenle bu yıl da konserler olacak. Konserlerde insanların tepkisini bire bir görüyorsun. Ondan daha belirleyici bir kıstas yok.
Sabah : http://www.sabah.com.tr
Son Dakika › Magazin › 'Arkadaşlarım İçin Şebeğim' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?