Bir süredir özel bir hastanede Covid-19 tedavisi gören
Hakan Ural'ın yoğun bakıma kaldırıldığı ve
Koronavirüs'ten öldüğü yönündeki asılsız haberler başta
Sibel Can ve
Ajda Pekkan olmak üzere ünlü isimlerin tepkisini çekti. Hakan Ural'ın sağlık durumunu merak eden Ajda Pekkan, sosyal medya da yer alan haberlerin doğruluk derecesini öğrenmek için beni aradı. Annem de rahatsız olduğu için bu aralar çok takip edememiştim, sağlık durumunu araştırarak kendisine döneceğimi söyledim. Hakan Bey'in telefon numarası değişmiş, taburcu olmadan 1 gün önce Sibel Can'a sordum 'Hakan Ural'ın sağlık durumunu nedir? diye, Sibel Hanım, "Hakan'ın durumu gayet iyi. Hastalığı boyunca hemen hergün telefonla görüştük... 'Öldü' diye haberleri bile çıkmış, gerçekten çok üzücü. Hafta sonu kalmasını da özellikle eşi istedi. Bütün aile her gün konuşuyoruz, arayan soran herkese Ailece teşekkür ediyoruz." dedi.
Süperstar'a doğru bilgiyi verdiğimde yalan haber yapanlara kızarak "Ne kadar ayıp, ne kadar çirkin, delirmiş bu insanlar, çok üzgünüm basın ne hale geldi" diyerek tepkisini gösterdi.
Hakan Ural, taburcu olduğunu sosyal medya hesabından açıkladı: "Arkadaşlar an itibariyle ile hastaneden evime taburcu oldum. Hamdolsun her şey yolunda. Birkaç gün evde istirahat ettikten sonra inşallah beraberiz. İyi dileklerde bulunan, bulunmayan herkese çok teşekkürler."
Hakan Ural, Sibel Can'dan olan kızı
Melisa Ural'ın sosyal medya hesabından paylaştığı son fotoğrafını mavi boncuk koyarak story'den yayınladı Malesef medya özellikle son yıllarda büyük kan kaybetti. İddialar yeterince araştırılmadan medya da yer bulmaya başladı. Birkaç fazla tık uğruna birçok ünlü ismi eceli gelmeden öldürdüler... Düşünsenize rahmetli
Münir Özkul'u kaç defa öldürmüşlerdi,
Emel Sayın ve
Neşe Karaböcek için de böyle haberler yaptılar, son olarak ta Hakan Ural için.
Sağlık sorunları yaşayan
Fatma Girik ve
Ferdi Tayfur için de zaman zaman bu tip gerçeği yansıtmayan haberler yapılıyor.
Medyanın düştüğü bu durumları görünce, daha önce altın çağını yaşamış bir gazeteci olarak üzülmemek elde değil. Yeterli donanımı olmayan kişiler göreve getiriliyor. Hiç unutmam bir gün
Gönül Yazar aradı, "Önemli bir gazeteden aradılar, benim
Erol Simavi'den kızım olduğunu bilmiyorlar" demişti...
Selin Ciğerci'nin 2. Sayfa programında duayen sanatçıları tanımaması gibi bir durum... Ne demişti Ciğerci; "Ben Z kuşağıyım. Benim tanımam için çok
magazin olması gerekir"
O yüzden tevellüt, yaşanmışlıklar ve tecrübe çok önemlidir.
Murathan Mungan'ın bir yazısında tespit ettiği gibi; eskiden 'Vasıflı Eleman Aranıyor' diye ilan veriyorlardı, şimdi vasıf'ı bir kenara bıraktılar, yalnızca 'Eleman Aranıyor' diye ilan veriyorlar ya da cama yapıştırıyorlar... Gelinen nokta esasında çok üzücü. Liyakat olmazsa kalite olmaz. Bunun içinde eğitim şart. Her alanda bu böyle.
Gazetecilik söz konusu olduğunda
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Magazin Gazetecileri Derneği'ne de çok fazla işler düşüyor. Tabi ki gazetelerin ve internet sitelerinin Magazin Müdürleri ile Sorumlu Müdürlere de... Acilen medya sektörü kendisine çeki düzen vermeli ve asılsız haber yapanlar bu mecralardan elenmeli...
Sizin düşünceleriniz neler ?