Carnivia üçlemesinin ilki olan Yüz Karası Kitabında Holt, Katolik Kilisesi'nden ABD dış politikasına kadar birçok alanda iktidarın kötüye kullanılmasını ve insan doğasının güvenilmezliğini tartışıyor.
Venedik'te karnaval zamanı rahip giysili bir kadının cesedi kıyıya vurur. Kollarında bazı dinsel sembollerin dövmeleri vardır.
Yine Venedik yakınlarındaki Amerikan üssüne başvuran bir kadın gazeteci, Bosna Savaşı'nda ABD'nin rolünü araştırmaktadır. Üsse yeni tayin olan Teğmen Holton kadının talep ettiği bilgileri derlerken, ilginç belgelere ulaşır, öyle ki, komplo teorilerine olan inançsızlığını sorgulamaya başlar.
Bunlar olurken Carnivia adlı bir sosyal paylaşım sitesinin yaratıcısı, gizemli bir bilgisayar dahisi, devlete siteye erişim izni vermediği için yargılanmaktadır. Bu sitede kimler hangi gizli bilgileri paylaşmaktadır? Peki kadın rahip bildiği bir şeyden ötürü mü öldürülmüştür yoksa inancından ötürü mü? Lanetli olduğuna inanılan Poveglia adasındaki akıl hastanesi de neyin nesidir? Kilise'nin ve İtalyan mafyasının bütün bu olanlarla nasıl bir bağlantısı vardır?
Yüzbaşı Kat Tapo ve amiri Albay Piola cinayeti araştırmaya başladıktan sonra kendilerini hiç anlamlandıramadıkları karmakarışık bir ilişkiler ağının içinde bulurlar. Belli ki mafya ve kiliseyi de aşan bir örgütlenme söz konusudur ve attıkları her adım engellenmek istenmektedir.
Carnivia üçlemesinin ilki olan ve Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Yüz Karası, Jonathan Holt tarafından kaleme alınmış çokkatmanlı bir polisiye. Kitapta Holt, Katolik Kilisesi'nden ABD dış politikasına kadar birçok alanda iktidarın kötüye kullanılmasını ve insan doğasının güvenilmezliğini tartışıyor.
Yazarın çok sevdiği, romantik ve gizemli ama bir o kadar da karanlık Venedik şehri romanına mükemmel bir arkaplan oluşturuyor.
Holt'un öne çıkan bir başka özelliği de, romanı sürükleyen ilginç kadın karakterleri ve bariz feminist duruşu.
ALINTI:
Her erkeğin ve kadının içinde, her an kontrolden çıkacakmış gibi duran şeytani bir öz vardır. Adına ister vahşilik diyelim ister gaddarlık veya barbarlık; ister sadizm ya da psikoz gibi kulağa bilimsel gelen bir isim verelim, ister ahlaksızlığa ya da Şeytan'ın kendisine atfedelim, yine de insanın daimi eşlikçisidir o. Çoğunlukla görünmez ve umursanmaz halde bağrımızda uyuklar. Böyle zamanlarda bizler de kendimize medeni der, o yokmuş gibi davranırız. Fakat elimize canavarı uyandıracak bir neden geçmeyegörsün - örneğin, insanlar üstünde sınırsız güç verilsin ve onu kullanmakla bedel ödemeyeceğimiz söylensin- her birimiz akla hayale gelmez korkunçlukta eylemler sergileme kabiliyetimizi ortaya koyarız.
Ve her defasında bir rüyadan uyanırmışçasına kendimize gelerek "Bir daha asla" deriz, her defasında da yalan söylemiş oluruz.
Son Dakika › Kültür Sanat › Yky'den Farklı Bir Kitap: Yüz Karası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?