Yetimleri "Mercan Bebek"Le Sevindiriyor

EYÜP ELEVÜLÜ - Ordu'da, evlendikten sonra iş hayatına ara veren ve anne olamayacağını öğrenen 37 yaşındaki Serpil Yüksel, katıldığı kursta yaptığı "Mercan" adlı bebekler ile ördüğü atkı, bere ve eldivenleri ihtiyaç sahibi çocuklara armağan ediyor.

Ortaokuldan mezun olduktan sonra çalışma hayatına atılan Yüksel, İstanbul'da iş dolayısıyla tanıştığı Halil Yüksel ile 2008 yılında dünyaevine girdi.

Evlenince eşinin memleketi Ordu'ya yerleşerek ev hanımı olan Yüksel, çocuk sahibi olamayacağını öğrendi. Yaklaşık 8 sene çalışmayan ve kendisine bir uğraş arayan Yüksel, Ordu Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitimi Kursları'nda (ORMEK) dikiş kursuna katıldı.

Serpil Yüksel, bebekler ve çocuklar adına da bir şeyler yapma isteği üzerine arayışa girdi. Bir kampanya kapsamında bebeklere ve çocuklara yardım etme kararı alan Yüksel, ıslahevinde kalan ya da koruma altında bulunan çocuklara, okullardaki ihtiyaç sahibi öğrencilere atkı, bere ve eldiven örerek hediye etti.

Daha sonra harçlığını da çıkarmak isteyen Yüksel, örgü bebek yapmaya başladı. Çocuğu olması halinde vermeyi düşündüğü "Mercan" adını örgü bebeklere veren Yüksel, bu uğraşı ile adeta yaşama tutundu.

Sosyal etkinliklerde yer almaya başlayan Yüksel, Büyükşehir Belediyesince Altınordu ilçesinde açılan El Emeği Çarşısı'nda yaptığı ürünleri sergileme ve satma imkanı buldu.

"Çocuklara gizli annelik yapıyordum"

Serpil Yüksel, AA muhabirine, küçük yaşta çalışmaya başladığı için Ordu'ya geldiğinde bir süre zorluk yaşadığını anlattı.

Eşiyle ailesinin kendisine büyük destek olduğunu dile getiren Yüksel, ORMEK'te dikiş üzerine eğitim aldığını ancak bebek ve çocuklar adına çalışma yapma isteği olduğunu söyledi.

Bir kampanya kapsamında koruma altındaki, ıslahevindeki ile köy okullarındaki ihtiyaç sahibi bebek ve çocuklara örgü örmeye başladığını anlatan Yüksel, "Atkı, bere, çanta, kitap ve defter gibi ihtiyaçları toplamak istedim. Bu vesileyle de bu yaşıma kadar bu işi bilmeyen ben örgü örmeye başladım. Yetimhanedeki çocuklara atkılar, bereler ördüm, yolladım. Başkalarının vesile olması için onlardan da yardım istedim. Onlar da bana çok yardım etti." dedi.

Yüksel, ilk etapta "Yapabilir miyim?" düşüncesine kapıldığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bazı sorumluluklarımdan dolayı hiç adım atamıyordum. Belki de kendimce korkuyordum fakat en sonunda karar verdim. 'Evet ben başarabilirim, yapabilirim' dedim. Zaten benim yapmış olduğum bir şey vardı. Yetimhanedeki çocukları sevindiriyordum, bir şeyler gönderiyordum. Ben evlat sahibi olmadığım için onlara bir nevi gizli annelik yapıyordum. Ürünlerimi satamasam dahi korkmadım, tekrar onlara gönderirim diye düşündüm ve böyle bir şeye adım attım."

"Hayattan hiçbir zaman vazgeçmedim"

El Emeği Çarşısı sayesinde ürünlerini tanıtmaya ve satmaya başladığını belirten Yüksel, şunları aktardı:

"Kısacası hayattan hiçbir zaman vazgeçmedim. İnsanlar hayatında çok zor dönemler yaşayabilir. Herkes kendine göre yaşamıştır. Ben babamı kaybettim, ardından 10-11 ay sonra annemi kaybettim. Sonra bir felç geçirdim. Ondan sonra çocuk sahibi olmayacağımı duydum. Derken, hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Sadece Allah'a güvendim, ona sığındım. Bir şeyleri başaracağıma inanıyorum. Başaramasam dahi çocukları sevindirmek beni mutlu ediyor. Bu duyguyla bu umuda bağlanmak benim için çok güzel. Kimsenin hiçbir şekilde mutsuz olmasını gerektirecek bir şey yok. Çünkü hayat çok kısa."

"Bir bebeğim olsaydı adını Mercan koyardım"

Örgüden bebek yapmanın kendisine büyük mutluluk verdiğini anlatan Yüksel, "Bebek örüp hem satıyorum hem de yetimhanedeki çocuklara gönderiyorum. Onları mutlu etmek çok güzel. Onların bunlara ve sevgiye çok ihtiyacı var. Herkes hediye aldığında mutlu olur. Ben de o çocukların çok mutlu olduğuna inanıyorum ve biliyorum. Ben de bunları yaparken mutlu oluyorum ve kendimi iyi hissediyorum." diye konuştu.

Yüksel, örgü bebeğe "Mercan" ismini verdiğini kaydederek "Çünkü sevdiğim bir kız ismi. Bir bebeğim olsaydı adını Mercan koyardım. Ördüğüm diğer bir bebeğe de Hülya ismini verdim. Çok sevdiğim bir Hülya ablam var. O nedenle onun da adını koydum. Bunlarla mutluyum." dedi.