Topkapı Sarayı Müdürü Prof. İlber Ortaylı, fazla ziyaretçiden sıkıntı yaşadıklarını belirterek, "Floransa’nın ünlü galerisi Uffizi’de olduğu gibi randevu sistemi getirilmeli. Ancak uzmanların ve araştırmacıların ziyaretine izin verilmeli" dedi.
Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk da son romanında Masumiyet Müzesi için benzer bir öneri getiriyordu.
GALATASARAY Üniversitesi öğretim üyesi ve Topkapı Sarayı Müdürü Prof. İlber Ortaylı, Topkapı Sarayı’nın da dünyanın ünlü müzeleri gibi randevu ile ziyaret edilmesi gerektiğini söyledi. Floransa’da ünlü galeri Uffizi’nin bu yöntemi uygulamaya başladığını hatırlatan Prof. Ortaylı, şöyle konuştu:
Eserler tahrip oluyor
"Ziyaretçi sayımız 2 milyon ve bu rakam çok fazla. Her isteyenin Topkapı Sarayı’na girmesine bir son vermeliyiz. Topkapı Sarayı’na artık randevu ile girilmeli. Her geminin yolcusunun gelip buraya girmesi gerekmiyor. Floransa’da sınırladılar mesela. British Museum ve Luvr da yakında bu yönteme başvuracak. Çünkü bu kadar fazla ziyaretçi, eserlerin yıpranmasına, giderek tahrip olmasına yol açıyor. Ayrıca, herkesin de her şeyi görmesi gerekmiyor. Gerçekten görmek isteyenler, eğitimi için buna ihtiyacı olanlar gelmeli ve onlar da randevu alıp gelmeli. Ücretler de buna göre hayli yüksek olmalı. Tabii ihtiyacı olanlara burs tahsis edilmesi şart. Yani yeni bir sistem gerekli. Öyle kahvehane gibi elini kollunu sallayanın girmesi mutlaka önlenmeli. Herkes müzeye gidecek diye bir şey yok ki."
Nobel ödüllü ünlü yazar Orhan Pamuk da, Masumiyet Müzesi isimli son kitabında benzer bir öneri ile çıkıyor okurun karşısına. Romanın şımarık ve hüzünlü kahramanı Kemal, dünyada 5 binden fazla müzeyi gezdikten sonra vardığı bir kararı dile getiriyordu: Masumiyet Müzesi, öyle elini kolunu sallayanın girip gezebileceği bir yer olmamalı, meraklıları ille de görmek istiyorsa günler öncesinden randevu almalıydı...
Bizim halk müze sevmez
Göreve geldiği günden itibaren Topkapı Sarayı’nda yaptıklarını da anlatan Prof. İlber Ortaylı, Saray’la ilgili dedikoduların her zaman revaçta olduğunu hatırlatarak, "Bizim halk müzeye gelmez ama müze malzemesine meraklıdır. Birisi, Topkapı Sarayı’ndaki eski silahlar satılıyor diye bir haber yaptı. Bunun üzerine, yarım akıllı yeni zengin hatunlar, ’Hatıra satın almak istiyorum’ diye bana telefon etmeye başladılar. Birisi kalkıyor, ’ Kaşıkçı Elması değişmiş’ diyor. Bir başkası, ’Çin porselenleri azaldı’ diyor. Bunlar okumuş yazmışların bilgisizliğinden kaynaklanıyor" dedi.
Topkapı Sarayı’ndaki temizlik, tuvalet, hatıra eşya standı gibi hizmetlerin özelleştirileceğini de belirten Prof. Ortaylı, okul çocuklarına Müze’yi gezdirecek gönüllü rehberler aradıklarını da ifade etti. İstanbul’un büyük bir emekli kenti olduğunu hatırlatan Prof. Ortaylı, "Kahvelerde oturacaklarına, gelip burada gönüllü rehberlik yapsınlar" dedi.
Deprem bakımı şart
MARMARA duvarlarımızın depreme karşı adamakıllı bakıma ihtiyacı var. Rapor hazırlandı ama henüz hiçbir şey yapılmadı. Üstelik hangi sivri akıllı karar verdiyse, 40’larda Hazine Dairesi o cepheye nakledilmiş. Ahşap yapıların yerine de beton kuleler yapılmış.
Gül çağırsaydı Erivan’a giderdim
PROF. Ortaylı, tarihçi kimliğiyle, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyaretini şöyle değerlendirdi: "Sayın Cumhurbaşkanı’nın Ermenistan’a gitmesi her açıdan fevkaláde iyi olmuştur. Bana gel dese, ben de hiç düşünmeden giderdim. Bugüne kadar izlenilen tutumla bu işlerin sonu gelmez. Beni tarih hocası olarak delegasyona dahil etmek isteseydiler, hiç düşünmeden giderdim. Ermeniler, eski bir tarihi olan, Habeşistan’la birlikte en eski Hıristiyan millettir. Yüzyıllarca da aynı havayı teneffüs etmişiz. Ben öteden beri Ermeni Tetkikleri Kürsüsü kurulması için uğraşıyorum. Kayseri Erciyes Üniversitesi tarafından kurulduğunu söylüyorsunuz, ama bunun asıl İstanbul’da kurulması lazım. Milletin doğru dürüst Ermenice öğrenmesi lazım. Galatasaray Üniversitesi için düşünmüştük."
Son Dakika › Kültür Sanat › Topkapı Sarayı'nda Randevulu Dönem - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?