Bu hafta sinemalarda, yönetmen koltuğunda Yılmaz Erdoğan'ı gördüğümüz "Kelebeğin Rüyası" ve "Aşk Seansları" isimli filmler seyirciyle buluşacak.
KELEBEĞİN RÜYASI
Zonguldak'ta yaşayan, iki genç şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu, yeni yeni modernleşen bu madenci kentinde memuriyet hayatlarını sürdürürken, bir yandan da sanatla, edebiyatla ve en çok da şiirle iç içe yaşamaktadırlar. Ayakları üzerine yeni kalkan genç Cumhuriyet, bir yandan modernleşme çabasındayken, aynı yıllarda Avrupa'da da çetin bir savaş yaşanmaktadır. Belediye Başkanı'nın kızı Suzan'ın Zonguldak'a geri gelmesiyle Rüştü ve Muzaffer'in şiire olan inancı daha da artar. Henüz lise öğrencisi olan Suzan, çevrenin istememesine rağmen iki gençle yakın arkadaş olur. Fakat 1940'lı yılların vebası olan verem, iki genç insanın da sağlığını git gide tehdit etmektedir. Rüştü ve Muzaffer'in hem kendi gelecekleri, hem de dünyanın gidişatı hayra alamet değildir...
Yönetmenliğini ve senaristliğini Yılmaz Erdoğan'ın üstlendiği filmin yapımcılığı yine BKM'ye ait. Çekimler Zonguldak ve İstanbul'da gerçekleştirilen yapım aynı zamanda Zonguldaklı madencilerin de öyküsüne değiniyor. Oyuncu kadrosunda Erdoğan'ın yanı sıra Mert Fırat, Kıvanç Tatlıtuğ, Belçim Bilgin, Taner Birsel, Ahmet Mümtaz Taylan gibi genç-usta pek çok isim de yer alıyor.
AŞK SEANSLARI
Haftanın izleyici ile buluşacak bir diğer yapım ise Aşk Seansları... 36 yaşındaki Mark O'Brien, 6 yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle, bedeninin boyundan aşağısını kullanamamaktadır. Sadece yatalak değildir, aynı zamanda demirden bir yaşam ünitesinin içinde yaşamaya mahkumdur. Evinden sadece 3-4 saatliğine çıkabilen Mark, gece gündüz bir bakıcının yardımına muhtaçtır. Tüm hayatını yatalak geçirince en büyük tutkusu yazmak ve şiir olmuştur. Fakat bu yaşa kadar kadınlarla hiçbir ilişkisi de olmamıştır. Kilise rahibinin de desteğini alan Mark, Cheryl Cohen-Greene adında profesyonel 'seks vekili' bir kadınla tanışır. Charyl'in de bir evi, ailesi ve her insan gibi sıradan dertleri vardır. İkisi profesyonel seks seanslarında, en samimi, en duygusal hislerini paylaşmaya başlarlar...
Başrollerini John Hawkes ve Helen Hunt'ın paylaştığı filmin yönetmenliğini televizyon işleriyle de tanınan Ben Lewin üstleniyor. Film gerçek hayat hikayesinden uyarlama.
Son Dakika › Kültür Sanat › Sinemalarda Bu Hafta - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?