Orhan Tekeoğlu, İfakat adlı belgeseliyle çok ses getirmiş ve çok sayıda da ödül almış bir isim. Belgeseli çektiği dönemde dinlediği hikayeler Tekeoğlu’na sinema filmi için de ilham vermiş. Çekimleri tamamlanan Öyle Sevdim Ki Seni, ödüllü yönetmenin ilk sinema filmi. Kameranızı Karadeniz’e sabitlemenizin sebebi nedir diye sorduğumuzda, “Doğasıyla, insanıyla, kültürüyle ve yaşamıyla Karadeniz gerçekten çok ilginç bir bölge. Bugüne kadar Karadeniz’de çok az film çekilmiş. Ama artık Karadeniz’in sinema açısından bir çekim merkezi olduğunu söyleyebiliriz. Çok ilginç hikâyeleri var bu yörenin. Oralara gidip insanlarla konuşmak gerekiyor. Filmimizin hikâyesi de İfakat belgeselinin çekimleri sırasında ortaya çıktı” diye konuşuyor Tekeoğlu. Belgeselde bu kadar başarılı olmuşken kurguya dönmesinin sebebi de aslında o dönemde biriktirdiği hikâyeler. “Belgesel öyle bir boyuta ulaştı ki tam bir film hikâyesine dönüştü. Filmimiz aslında gerçek bir yaşam öyküsünden yola çıkarak kurgulandı. Türkiye’de belgeselin izlenirliği henüz yeterli seviyeye ulaşmadı. Ben de hikâyemi daha geniş kitlelere duyurmak istedim” diyen Tekeoğlu, “Karadeniz bölgesinde müthiş hikâyeler var. 1995-2005 yılları arasında özellikle Trabzon’da tam bir sosyal fay kırılması yaşandı. Uzun yıllar muhafazakar yapısını korumuş olan şehre birden dağılan Sovyetler Birliği ülkelerinden kadınların gelmesiyle sosyal yaşam sarsıntıya uğramış, birçok aile faciası yaşanmıştı. Hem gelen kadınlar açısından hem de Karadeniz kadını açısından çok acıklı bir durumdu. Ancak kol kırılır yen içinde kalır misali biz bunları çok fazla duymadık” sözleriyle neden bu konuyu perdeye taşıdığını özetliyor.
On yılın acısı on filme sığmaz
“Hem Karadeniz kadınlarıyla hem de dağılan Sovyetler Birliği ülkelerinden gelen onlarca kadınla röportaj yaptık. Özellikle Trabzon’da 10 yılda yaşananları anlatmaya 10 film bile az gelir” şeklinde konuşan Tekeoğlu, sinemamızda göç temalı filmlerin de çok az sayıda olduğuna dikkat çekiyor: “Göç olgusu benim hep ilgimi çekmiştir. 2010 yılında Selanik yakınlarında New Santa diye bir yeri ziyaret etmiştim. Oradaki Rumlar, mübadele döneminde Trabzon’daki Santa’dan göç ettirilen halktı. Yaşlı bir beyle konuşurken, müzedeki sararmış solmuş bir yastık kılıfını gösterdi. “Bak” dedi, “Kılıfın üstündeki izler annemin gözyaşlarıdır. Biz buraya geldikten sonra annemin gözyaşları hiç kurumadı. Hep Trabzon’daki Santa’yı düşünüp ağladı. Çok anlamlı ve bir o kadar da etkileyici bir cümleydi. Türkiye, çeşitli nedenlerle göç eden insanların cenneti neredeyse. Bunun yanı sıra ekmek parası için Türkiye dışına gitmek zorunda kalan insanların hikâyelerinden de hep etkilenmişimdir.” Başrollerini Alma Terzic ve Oktay Gürsoy’un üstlendiği Öyle Sevdim Ki Seni, önümüzdeki sezon gösterime girecek.
Karadeniz gibi dalgalı bir Cemal
Oktay Gürsoy: Acısiyla tatlısıyla hayatı yansıtan bu filme rol almak bir oyuncu için son derece tatmin edici. Benim oynadığım Cemal, Karadeniz gibi dalgalı bir kişilik, ne zaman taşacağı ne zaman durulacağı belirsiz bir karakter. Oyunculuk deneyimim açısında önemli bir film oldu. Biz bu film ile hem geçmişte yaşanmış olayları anlatıyor, hem de şu an cereyan eden toplumsal çarpıklıklara da ışık tutuyoruz. Bir aşk hikayesini işliyoruz ve bu filme gidecek olan her bir seyircinin duygu yoğunluğu olarak en üst seviyede, salondan ayılacağının düşünüyorum. Herkes bu film de kendinden bir şeyler bulacak. Yönetmenimiz ve aynı zaman da senaristimiz Orhan Tekeoğlu kendisi de bir Trabzonlu. Yöresinin acılarını, Karadeniz kadınlarının doğa ile nasıl zorlu bir mücadele verdiğini anlatmaya adamış kendini.
Son Dakika › Kültür Sanat › 'Öyle Sevdim Ki Seni' Çırpınırdı Karadeniz! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?