Kumaşların dili bu sefer medeniyetler şehri İstanbul'u anlatacak. Geleneksel Sanatlar Derneği, Beykoz Belediyesi ve Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi işbirliğiyle ödüllü "Kırkyama Yarışması" açıldı.
Kırkyama sanatı ile ilgilenenler bu kez rengarenk kumaş ve desenlerle meraklılarına İstanbul'u sunacak. Serbest ve geleneksel olarak iki dalda yapılacak yarışma için başvurular 01 Nisan – 30 Nisan 2017 tarihleri arasında alınacak.
İSKİT KABİLE REİSİ'NİN MEZARINDAN ÇIKTI
Yaygın adıyla kırkyama, bir kırlent, bir minder ya da belki bir çanta olarak hayatınızda var olmuştur. Yahut büyüklerinizin küçülen kıyafetlerinizin sağlam yerlerinden veya sizin için dikilen bir kıyafetin artan parçalarından oluşturduğu kırkyama bir minderin üzerine oturup pek çok anıyla birlikte sizi çocukluk günlerinize dalıp gitmişliğiniz vardır.
Tasarruf amacıyla eskiden hanımların küçük kumaş parçalarını birleştirip dikerek ortaya çıkardıkları bu uygulama, zamanla sadece tasarruf amacından çıkıp işin içine renkler, desenler, motifler ve tabii ki tasarım katılarak bir el sanatına dönüştürüldü.
Bugünkü şekliyle kırkyama sanatının, 1600'lerin başında ticari yollarla Hindistan'dan Avrupa'ya getirilen ve çok pahalı olduğu için en ufak bir parçasının dahi ziyan olmaması için artık parçalarının kırkyama yöntemiyle değerlendirilerek doğduğu ve üretilmiş en eski kırkyama örtünün 1708'de Kuzey İngiltere'de yapıldığı söylenir. Ancak kırkyamaya ait ilk izlere bir İskit Kabile Reisi'nin mezarında rastlanmıştır ve üzerinde hayvan motifleri bulunan bu örneğin M.Ö. 100 ilâ M.S. 100 yılları arasına ait olduğu sanılıyor.
İpek Yolu ile Avrupa'ya, buradan da göç eden insanlar aracılığıyla Amerika'ya kadar uzanan bu sanatın Anadolu kültüründeki kökleri ise Selçuklular dönemine kadar dayanır. O dönemde çeşitli kumaş parçalarının yan yana getirilerek dikilmesi suretiyle teknik açıdan tipik ahşap işine benzerlik gösteren bir takım motifler oluşturulmuştur. Selçuklu'da geçme işi olarak adlandırılan ve aslında birer kırkyama örneği olan bu çalışmalar daha sonraları Osmanlı toprakları içerisinde yer alan Bosna bölgesinde gelişim göstermiştir.
BARALUKA
Osmanlı döneminde, Bosna'nın başkenti Banja Luka'da; güneş, yıldız, çiçek vb. merkezi kompozisyonlu kırk pare örnekleri ünlüydü ve yapıldığı yere atfen 'baraluka' adıyla tanınıyordu. Bu adı taşıyan el işi elbiselerin yapımı, uzunca bir süre sanat olarak icra edilmiş olup bugün hala Trakya ve özellikle Balkanlar'da bu adla bilinir. Yine aynı dönemlerde devrin sanat akımları doğrultusunda aplike desenlerle süslenen çadırlar; saray ve köşklerin dış mekâna taşınmış örnekleri olduğundan epeyce detaylıdırlar. Bugün tüm dünyada "patchwork" adıyla anılan bu sanat için Anadolu'da ise "yamalı bohça", "kırkyama" ve "kırkpare" gibi adlar kullanılmıştır. Kırk pare, Anadolu'da bugün de yapılan bir halk sanatı ürünüdür. Giysi kesiminden artan parçalar geometrik biçimlerde kesilir ve geometrik bir düzenlemeyle bir araya getirilip birleştirilerek arkası tek parça bir kumaşla astarlanır. Kırkpare daha çok bohça yapımında kullanıldığından halk arasında "yamalı bohça" şeklinde de adlandırılır.
AMERİKALI KIZLARIN ÇEYİZİ
Her ülke değişik tasarımlarla kendi geleneklerine ve yaşam tarzlarına uygun yorumluyor kırkyamayı. Farklılıklar genellikle seçilen konular, kullanılan motifler ve süslemelerde kendini gösteriyor. Bu sanat dalı, doğasındaki tasarruf anlayışı, sabır ve el emeği nedeniyle uygulandığı her yerde barışın ve dayanışmanın sembolü oluyor. Hindistan ve Pakistan'da minik aynalar, Afrika'da ise sade ve geometrik şekiller öne çıkıyor. Kırkyamanın ticari boyutta en üst seviyede olduğu Amerika'da ise genç kızların çeyizleri çift alyans modeli ile zenginleşirken Baltimore'da ise albüm aplikeleri, yoyolar, ipek ve kadifeli örnekleriyle karşımız çıkıyor kırkyamalar.
Son Dakika › Kültür Sanat › Kumaşların dili bu sefer İstanbul'u anlatacak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?