İLESAM (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği)
İstanbul Şubesi olarak her hafta düzenlediğimiz Çınaraltı
Sohbetleri'nin onbirincisinde, 27 Aralık 2010, Pazartesi günü "Merhum
Prof.Dr. Mehmet ÇAVUŞOĞLU'na Vefa.." başlıklı sohbet gerçekleşecektir.
Sohbette Merhum Prof. Dr. Mehmet ÇAVUŞOĞLU'nu talebeleri olan İstanbul
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Prof.Dr. Muhammet Nur
DOĞAN, Mimar Sinan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Abdullah UÇMAN ve Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümü Başkanı ve İLESAM İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof.
Dr. Durali YILMAZ çeşitli yönleriyle katılanlara anlatacaklardır.
Prof. Dr Mehmet ÇAVUŞOĞLU, 15 Ocak 1936'da Ordu'da İlk ve Ortaokulu
Ordu'da bitirdikten sonra, Afyon ve İstanbul Haydarpaşa liselerinde
okuyarak orta öğrenimini 1956'da tamamladı. Kısa bir süre İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesine devam ettikten sonra Edebiyat
Fakültesine geçti. 1962'de Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.
Lisans tezi "Yenişehirli Yahya Bey Divanı" idi. Ardından aynı
Fakültede Prof. Dr. Ali Nihat TARLAN'ın asistanı oldu. Onun
gözetiminde hazırladığı "Necati Bey Divanı'nın Tahlili ve Sistematik
İndeksi" adlı tezi ile 1966'da doktor, "Yahya Bey ve Yusuf Züheyla
Mesnevîsi" adlı çalışması ile 1973'de doçent unvanını aldı.
İstanbul
Üniversitesi'nde Profesörlük kadrosu bulunamadığı için 1984 yılında,
Mimar Sinan Üniversitesi'ne geçti. Orada, Türk Dili ve Edebiyatı
Bölümünü Kurdu. Aynı yıl içinde profesörlüğe yükseldi. 11 Temmuz 1987
günü, Manisa dolaylarında geçirdiği trafik kazası sonunda, 51 yaşını
tamamlamasına yalnızca dört gün varken bu fani dünyadan ayrıldı.
Prof.Dr. Muhammet Nur DOĞAN, Prof. Dr. Abdullah UÇMAN ve Prof. Dr.
Durali YILMAZ misafir olacağı; "Merhum Prof.Dr. Mehmet ÇAVUŞOĞLU'na
Vefa.." başlıklı sohbet, her zaman olduğu gibi İstanbul- Beyazıt
Devlet Kütüphanesi Konferans Salonunda saat 17.00'de başlayacaktır.
Merhaba Kerim Bey,
Ben Söke`den Mehmet Kaya, size kızımın (Reyhan Kaya'nın) adresinden
ulaşıyorum. Söke'li Ali Efe`nin abisinin torunuyum, yazmış olduğunuz
şiir bizi gururlandırdı. Bunun için size teşekkür etmek istedim,
sizinle tanışmak isterim. Beni ararsanız sevinirim.(25 Aralık
2010.Pazar)
ÜCRETSİZ KONSER...
KADIKOY KULTUR SANAT DERNEGI BUYUK KULUP KONSERLERI...
BARION SEDAT OZTORAK VE MASTER CLASS ŞAN ÖGRENCILERI İLE MUHTESEM ŞAN
KONSERINDE SIZLERLE OLACAKLAR...
27 ARALIK 2010 PAZARTESI GÜNÜ, SAAT:20.30'DA;
BÜYÜK KULÜP, CIFTEHAVUZLAR,
KADIKÖY -ISTANBUL
Saklıbahçe Sanatevi;
Yeni yıl nedeniyle ALTERNATİF adını verdigi sergiyi izlenime sunuyor,
sergiye sanatçılar resim ,heykel,seramik ve degişik teknikler
kullanarak ürettikleri işleri ile katıldılar. Aşure ayında aşüre
tadında bir sergi oldu, yeni yıl hediyelerinizi almadan bize
uğramanızda yarar var.
Katkıda bulunan arkadaşlarımız çalışmaları ile
Foça'da alternatif gezilebilecek bir mekan olan Saklıbahçe
Sanatevi'nde çalışmalarını sergileyerek bir bakıma sanatçı
dayanışmasınıda göstermiş oldular.Eserleri bulunan arkadaşlar;
Koncagül Ağaoğlu, Meltem Özkan Dorsman, Hamidiye Kurt, Nedime Metin,
Suna Özkalan, Bingül Onukar, Sevgi Çekiç, Nezih Kesim.
Sergi 27 Aralık 2010-27 Ocak 2011 tarihleri arasında her gün saat
10.oo ile 18. oo arasında gezilebilir.
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
Sanat Galerimiz, 28 Aralık 2010 - 22 Ocak 2011 tarihleri arasında
gerçekleşecek
sergisinde, Vedat Örs'ün İSİMSİZ temalı kişisel sergisi ile
buluşturuyor.
Sergide sanatçının kendine özgü tekniklerle oluşturduğu ve birer
siluet olarak
yüzeye yerleştirdiği kadın figürlerinin yanı sıra, arkaik sembollerle
zenginleşen
yeni dönem soyut eserleri yer alacaktır.
28 Aralık 2010 Salı günü, saat 18.00'de düzenlenecek Açılış
Kokteylinde
birlikte olmak dileğiyle...
HER İL VE İLÇE'NİN MERKEZİNE OTOPARK YAPILMALIDIR...
KERİM ÖZBEKLER
GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
Türkiye'de son yıllarda araç sayısı hızla artıyor, benzine zam oluyor.
Araç sayısı artıyor, trafik kazaları artıyor. Araç sayısı artıyor,
garaj ve park sorunu çoğalıyor. Araç sayısı artmaya devam ediyor,
vatandaş aracını bir yere park edip resmi dairede işini görüp
çıkıncaya kadar camına trafik tarafından ceza makbuzu yapıştırılıyor.
Yinede araç sayısı artıyor, bazı yerlerde gereksiz yere ceza
yazılıyor. Bu konuda düzenli bir inceleme, araştırma yok. Ceza ile bir
yerlere varılacağı hesaplanıyor ama olmuyor, resmi dairelerin
çoğunluğu kent merkezinde olduğu için araç sahibi de oraya aracı ile
gelip işini görmek istiyor.
Tedbiri alması gereken devlet
mekanizmaları bunun yerine yasaklamayı, karşılığında da ceza kesmeyi
reva görüyor. Oysa vatandaşların PTT, vergi dairesi. Vilayet,
kaymakamlık, belediye, elektrik idaresi vb.gibi yerlere çoğu zaman
devlete olan borcunu yatırmaya geldiğini bildiğim bir çok yerde trafik
cezası yediğini yıllardan beri biliyorum.
Bazen yolu kapatmadığı halde trafik polislerinin ceza yazdığınıda
gördüm, yolun müsait olduğu bir çok yerde de park yasağı levhası o
kadar çok ki. Bunları hangi akıllı koyduruyor anlamıyorum, bazen bunu
ilgililere sorduğumda içinde mülki amirlik, trafik, belediye
vb.yerlerden iştirak eden komisyon tarafından uygun görüldüğünü
söylüyorlar.
O zaman daha fazla bozuluyorum, konulan bazı levhaların
ben uygun olmadığını düşünüyorum. Birde bu konunun içinde olan bu
kişilerin nasıl yanlış karar alabildiklerine şaşırıyorum. Her neyse,
bu tür yanlışlıklar sadece bizde olmuyor deyip teselli buluyorum ama
bunların hızla çözümlenmesi gerektiğinide düşünüyorum.
Bana göre çözüm, bütün il ve ilçe meydanlarında bulunan yerlerin 3-4
kat kazılıp zaman varken oldukça geniş ''Yeraltı Otoparkları''
yapılması. İleride meydana gelebilecek sıkışıklığın şimdiden
tedbirinin alınması, düşünsenize AB'ne girdiğimizi.
Veya bırakın
girmeyi, 5-10 yıl sonra gelişen ve araba bolluğu içinde yüzen
tedbirsiz Türkiye'nin halini ? O zaman bu işlerin içinden çıkmak için
geç kalmış oluruz, bana kalırsa herkes yaşadığı il ve ilçe belediye
başkanlarını ve politikacılarını uyarmalıdır.
Bunların kararının alınması, gerekli bütçeyi oluşturmak. İşe başlamak
ve sonlandırmak nereden baksanız 3-4 yıllık bir iş, ileri görmeyip bu
planı uygulamayan il ve ilçeler bana göre ileride çok zorluk
çekecekler.
Sayın üstadım, çok değerli insan Kerim bey;
uzun yıllar oldu görüşmeyeli, 90'ların başında GÖLGE adlı küçük bir
dergi çıkarıyordum. Siz de bana binlerce sanat severe verdiğiniz
destek gibi bana da yardım kollarınızı, sevecen yüreğinizi sonuna
kadar açmıştınız. Bitimsiz sevgilerimle, bitimsiz saygılarımla.(26
Aralık 2010.Pazar)
Çok tesekkür ederım. Çok iyiyim. Gönderdığınız sıteyı ıncelıyorum.
Nasıl anlatılır bılmem kı, tek kelıme ıle mükemmell. Derledığınız
bılgılerden yararlanacağım muhakkak...
Gecen yıllar sızın yüreğınız paylaşım kalıtesınde hıçbır sey
değiştirmemış. Kerım bey, Antalya'ya yolunuz düştüğünde uygun
zamanınız olursa sizi sız ızın verdığınız muddetçe ağırlamak
ısterım...Sız tam hatırlamazsınız ama bundan 20 seneyı aşkın zaman
önce benım duygularıma verdığınız destekler çok ama çok fazlaydı. En
az 30 kadar yerel gazetede GÖLGE dergısınden söz ettınız.. Sıze
mınnettarlığım hep sürmüştür....
Evet..Bu hızmetlerınız en üst saygıya, en derın sevgiye değer...Kerım
bey, vaktınız almak ıstemem. Antalya'ya geldığınızde zamanınız olursa
görüşebılelım...
Son Dakika › Kültür Sanat › Kerim Özbekler309 Sanat Dünyası'ndan Duyurular... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?