İstanbul Şarkılarına Senfonik Dokunuş

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ - Kayıt stüdyosundan detaylar- Türk müziği sanatçısı ve koro şefi Mustafa Sağyaşar ve oğlu Cemil Sağyaşar'ın berbaer şarkı seslendirmeleri - Cemil Sağyaşar ile röportaj- Mustafa Sağyaşar ile röportaj - Stüdyo detaylar İstanbul şarkılarına senfonik dokunuş- Türk müziği ezgilerine sadık kalınarak, çok sesli müzikle harmanlanan 12 eserin yer aldığı "Senfonik İstanbul" isimli albümün tanıtımı için duayen sanatçı Mustafa Sağyaşar ile oğlu Cemil Sağyaşar bir araya geldi- Beraber enstrümantal albümü dinleyen baba-oğul, " Üsküdar'a giderken" şarkısını seslendirdi- Albümün müzik yönetmeni Cemil Sağyaşar: - "Bu şarkıları herkes kendi söylesin diye albümü enstrümantal yaptık"- Mustafa Sağyaşar: - "İstanbul şarkıları kişiye değil, tüm insanlara hitap eden bir müzik türü" LALE BİLDİRİCİ - Türk müziği ezgilerine sadık kalınarak, çok sesli müzikle harmanlanan 12 eserin yer aldığı "Senfonik İstanbul" isimli albümün tanıtımı için bir araya gelen duayen sanatçı Mustafa Sağyaşar ile oğlu Cemil Sağyaşar, "Üsküdar'a giderken" şarkısını seslendirdi. Türk müziği sanatçısı ve koro şefi Mustafa Sağyaşar, oğlu Cemil Sağyaşar'ın yönetmenliğini yaptığı "Senfonik İstanbul" albümünü dinlemek için Beşiktaş'taki stüdyoya girdi.Albümdeki enstrümantal eserleri dinleyen Mustafa Sağyaşar ile oğlu "Üsküdar'a Giderken" şarkısını söyledikten sonra AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Cemil Sağyaşar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ tarafından Türk müziğinin en bilinen eserlerinden bazılarını senfonik müzik eşliğinde bir albümde topladıklarını belirterek, albümde, özellikle senfoni orkestrasına eşlik eden ney ve akordiyon sololarının dikkati çektiğini anlattı.Sağyaşar, albümde; "Üsküdar'a gider iken", "Mendilimin yeşili", "Entarisi ala benziyor", " Sarıyer'in ortasında", " Beyoğlu'nda gezersin", "Karanfil oylum oylum", "Gemilerde talim var", "Bir dalda iki kiraz", "Suya iner tavşanlar", "Ey bostancı", "Seni sevdim seveli kanaryam" ve "Şu gelen atlı mıdır" adlı İstanbul'a mal olan eserlerin yer aldığını söyledi. İstanbul şarkıları ve türkülerinin çok güzel ve özel olduğunu vurgulayan Sağyaşar, eserlerin Türk müziğinin özel seslerine sadık kalınarak, Batı'nın armonik zenginliğini kullanarak daha evrensel boyuta getirildiğini ifade etti.Projenin babasına da sürpriz olduğunu belirten Sağyaşar, albümün hazırlık aşamasında babasından aldığı doğaçlama eğitimden faydalandığını aktardı. - "Bunu dünyaya duyurmak isteriz"Cemil Sağyaşar, yaklaşık 6 ayda hazırlanan albümün enstrümantal olduğuna dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Solist şarkıları söylediği zaman o şarkılar biraz soliste ait olur. 'İstanbul şarkıları ve türküleri' dedik. Bu şarkıları kendime ve yorumuma mal etmek istemedim. İstedim ki, orkestra ile herkes zaten bugüne kadar bildiği şarkıları ve türküleri kendi söylesin. Bu şarkıları herkes kendi söylesin diye albümü enstrümantal yaptık. Şarkıcıyım ve uzun zamandır müzikle uğraşıyorum ama bu projede özellikle kendimi şarkıcı olarak geri çektim. İstedim ki; halka daha çok yayılsın ve mal olsun. Çok zor bir projeydi. Çünkü senfonik olay başlı başına zordur. Dolayısıyla bunun planlama aşaması yoğundu. Türk müziği makamlarına sadık kalarak, senfonik yapmak ayrı bir zorluktu." Albümde ney, keman, akordiyon gibi enstrümanları kullandıklarını dile getiren Cemil Sağyaşar, "İlk aşama albümün çıkmasıydı. Çocuk doğdu. İstanbulumuzla övünmüyor muyuz? Biz bunu dünyaya da duyurmak isteriz. Herkesten desteklerini bekleriz" dedi. Sağyaşar, Türk müziğiyle uğraşanların desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak, her şeyin popülarite olmadığını söyledi.Babası Mustafa Sağyaşar'ın Türk sanat müziğinin son temsilcilerinden olduğuna işaret eden Cemil Sağyaşar, gerçek sanatçıların her gün seslerini bir yerde duyabilme arzusu içinde olduklarını aktardı. Sağyaşar, Türk müziğinin ustalarına değerlerini kaybettikten sonra değil, yaşarken verilmesi gerektiğini kaydetti.- "Türk musikisi yaşatılmalı"Türk müziğinin duayenlerinden Mustafa Sağyaşar da İstanbul şarkılarının Türk müziğinde önemli bir yer tuttuğunu belirterek, albümü çok beğendiğini ifade etti.Albümdeki enstrümantal parçaları 60-70 kişinin rahatlıkla seslendirebileceğini ve bunun avantaj olduğunu dile getiren Sağyaşar, albümün sözlü olmama nedenini oğluna kendisinin de sorduğunu anlattı.Oğlunun da "Sözlü olursa her yerde çalınamaz ama enstrümantal parçalar her yerde çalınabilir" cevabını verdiğini hatırlatan Mustafa Sağyaşar, "Sözlü müzik dikkati dağıtabilir. İstanbul şarkıları kişiye değil, tüm insanlara hitap eden bir müzik türü. İstanbul şarkıları ve türküleri denilince bir ayrıcalığı vardır. Dolayısıyla bunu sıradan müzikler gibi kabul etmemek lazım. Yani neredeyse bir milli tarafı vardır. O şekilde düşünmek gerekir. Batı müziğinde bir oktavda 12 ses vardır, Türk müziğinde ise 1 oktavda 24 ayrı ses vardır" diye konuştu. Mustafa Sağyaşar, Türk müziğini icra etmeye devam edeceğini belirterek, bunun kendisi ve müzikseverler için avantaj olduğunu söyledi. Genç müzisyenlerin Türk müziğini mümkün mertebe esasa uygun icra etmesi gerektiğini dile getiren Sağyaşar, Türk musikisine sahip çıkılmasını istedi.Duayen sanatçı, "Halk böyle istiyor" demenin yanlış bir limana sığınmaktan başka bir anlamı bulunmadığına dikkati çekerek, "Konserlerimde okuduğum şarkıları dinleyiciler çalışmış bir koro gibi seslendiriyor. Ayrıca hazıra konmak yerine herkesin gayret sarf etmesi lazım. Bugün en genç neslin bildiği en az 60-70 şarkıyı sahne, plak ve radyo üçgenini kullanarak Türk müziği sevenlere tanıttım" ifadelerini kullandı.