Ganalı Öğretmen Adaylarının Elazığ'da Formasyon Eğitimi

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesinden görüntü

Ganalı öğretmen adaylarının eğitim gördüğü sınıftan görüntü

Ders anlatımından görüntüler

Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İmam Bakır Arabacı'nın konuşmaları

Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Nuri Gömleksiz'in konuşması

Ganalı öğretmen adayı Harun Yahya'nın konuşması

Ganalı öğretmen adayı İbrahim Ebubekir'in konuşması

RAMAZAN KAYA/İSMAİL ŞEN - Fırat Üniversitesi (FÜ) Eğitim Fakültesi, Gana Cumhuriyetinden gelen 27 öğretmen adayına, ülkelerinde alamadıkları pedagojik formasyon eğitimini vererek "öğretmenlik" hayallerine bir adım daha yaklaşmalarını sağlayacak.

Ganalı 27 öğretmen adayı, FÜ Eğitim Fakültesinde 3,5 hafta önce başlayan ve bölüm hocaları tarafından İngilizce verilen pedagojik formasyon eğitimiyle, ülkelerinde öğretmen olabilmenin hayalini kuruyor. Haftada 4 gün olmak üzere 14 hafta sürecek olan eğitimin ardından adaylara sertifikaları verilecek.

Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İmam Bakır Arabacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yaz döneminde Gana'dan gelen bir temsilcinin FÜ Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ'a, ülkelerinde de öğretmen olmak isteyen ve bu alanda formasyon belgesi alamayan öğrenciler olduğunu bildirdiğini anımsattı.

Bunun üzerine Rektör Prof. Dr. Demirdağ'ın Eğitim Fakültesi formasyon birimi olarak böyle bir organizasyonu gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceklerini sorduğunu hatırlatan Arabacı, "Altyapı çalışması yaptık ve dönem içinde de yaklaşık 3,5 haftadır bu programı yürütüyoruz. Üniversitede görev yapan arkadaşlarımız projeyi yürütüyor" dedi.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA), misafirlerinin ulaşım masraflarını sağladığını, konaklama ve eğitim gibi diğer masraflarının da üniversiteleri tarafından karşılandığını bildiren Arabacı, verecekleri belgelerle adayların kendi ülkelerinde öğretmenlik yapma şansına sahip olacağını söyledi.

Arabacı, "Proje, Türkiye'de sanırım bir ilk. Hele hele bir Afrika ülkesiyle böyle bir organizasyona girmiş olmamız, bu projenin önemini daha da artırıyor. Bu çalışma belki de Türkiye'deki diğer üniversitelere de örnek bir model olacak. Böylece üniversiteler dış ülkelerden gelen beklentileri karşılayabilecek duruma gelecek" diye konuştu.

Gana ile Elazığ arasında gönül köprüsü kuruldu

FÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Nuri Gömleksiz de Ganalı öğrencilerden gelen pedagojik formasyon talebini iki ülke arasında eğitim yoluyla bir gönül köprüsü kurma amacıyla olumlu karşıladıklarını belirtti.

Öğretmen adaylarının kendi ülkelerinde de pedagojik formasyon eğitimi alabilme imkanlarının olduğunu, ancak karşılarına çıkan bir takım engellerden dolayı bunu gerçekleştirme fırsatı bulamadıklarını vurgulayan Gömleksiz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öğrencilerimizin buradan alacakları formasyon belgesi ile ülkelerinde öğretmen olarak görev yapabilmeleri söz konusu. Üniversite olarak böyle bir hizmeti sunduğumuz için mutluyuz. Üniversitemiz, Ganalı öğrencilerin öğretmen olma hayallerine ciddi katkıda bulunmuş olacak."

Ganalı öğretmen adayları

Bir çocuk babası Ganalı öğretmen adayı Harun Yahya ise Türkiye'ye ilk olarak 2010'da dil eğitimi için geldiğini, İstanbul'da yaklaşık bir yıl kaldıktan sonra Türkçe öğrenerek ülkesine döndüğünü bildirdi.

Ülkesine döndükten sonra Gana Üniversitesinde Matematik Bölümünü tamamladığını, ancak maddi imkansızlıklardan dolayı pedagojik formasyon eğitimi alamadığını dile getiren Yahya, ülkesinde eğitim hizmetleri veren Paragon Vakfı aracılığıyla Elazığ'a geldiğini söyledi.

FÜ'de hiçbir ücret ödemeden daha kaliteli bir eğitim alma imkanı buldukları için üniversite yetkililerine teşekkür eden Yahya, "Bizim hayalimiz öğretmen olmaktı, ancak pedagojik formasyon alamadığımız için ülkemizde bunu gerçekleştiremedik. Elhamdülillah şimdi Elazığ'dayız, pedagojik formasyon alıyoruz. Umuyoruz ki Gana'ya döndüğümüzde devlet kurumlarında öğretmenlik yapacağız" dedi.

İki çocuk babası İbrahim Ebubekir de 2009'da üniversiteden mezun olduğunu, ancak bugüne kadar formasyon alamadığı için özel okullarda öğretmenlik yaparak ailesinin geçimini sağladığını dile getirdi.Ebubekir, "Türkiye'de mutluyuz. İnsanlar çok sevimli, cana yakın ve misafirperver. Burada yaşamak, kendi ülkemizde yaşamak kadar güzel. Sokakta gezerken insanlar bizimle fotoğraf çektirmek istiyor" şeklinde konuştu.

Rukiye Yusuf ise 3 çocuğa sahip olduğunu belirterek, kendisine öğretmen olabilme fırsatı tanıyan üniversite yetkililerine teşekkür ettiğini, bu iyiliklerini hiçbir zaman unutmayacağını kaydetti..