RESSAM Berna Gencebay'ın 'Romantizmin Altın Çağı/ The Golden Age of Romanticism' adlı kişisel sergisi, Kadıköy'deki Luna Grande Art Galerisinde sanatseverlerle buluştu. Sergi, romantizmin zarif ve duygusal anlatımını modern bir bakışla sanatseverlere sunuyor. 4 – 10 Ekim tarihlerinde ziyarete açık olan serginin açılışında konuşan Berna Gencebay, "Sergiyi ziyaret edenler hem romantizmi hem de o dönemin müzikleriyle bütünleşmiş bir sanat atmosferini deneyimleyecekler" dedi. Sanatçının eşi Altan Gencebay da "Berna bu sergide ruhunu ve sevgisini tuvale aktardı. Her tablosunda romantizmin sıcaklığını hissediyorum. Onunla aynı duyguları paylaşmak benim için çok kıymetli" diye konuştu.
Ressam Berna Gencebay'ın 'Romantizmin Altın Çağı/ The Golden Age of Romanticism' adlı kişisel sergisi, Kadıköy'de bulunan Luna Grande Art Galerisinde sanatseverlerle buluştu. 4 -10 Ekim tarihleri arasında açık olacak serginin açılışına, sanatçının eşi Altan Gencebay, vefat eden Cem Karaca'nın eski eşi İlkim Karaca ve birçok davetli katıldı.
Berna Gencebay'ın yeni dönem çalışmalarından oluşan sergide, deniz manzaraları, dolunay temaları, çiçekler ve figüratif kompozisyonlar yer alıyor. Sergi, romantizmin zarif ve duygusal anlatımını modern bir bakışla sanatseverlere sunuyor.
'EŞİMLE OLDUKÇA ROMANTİK BİR ÇİFTİZ, BUNU TABLOLARIMA YANSITTIM'
Sergide konuşan Ressam Berna Gencebay, eşiyle oldukça romantik bir çift olduklarını ve bunu tablolarına yansıttığını belirterek, şunları söyledi:
"İzlediğimiz filmler ve dinlediğimiz müzikler genellikle 60'lı ve 70'li yılların en popüler eserlerinden oluşuyor. Bu sergideki çalışmalarımda da o dönemlerden ilham aldım. İstanbul, deniz, Boğaz, sonbahar, yapraklar, kadın figürü, mutlu insanlar ve renkleri tüm bu temaları tuvalime yansıttım. Bu sergide, tuvalime aktardığım duyguları hem görsel hem de işitsel bir deneyimle sunmak istedim. Ziyaretçiler, eserleri izlerken aynı zamanda o dönemin müzikleriyle bütünleşmiş bir atmosferde romantizmi hissedebilecekler. Eserlerimde ay, dolunay, yapraklar, çiçekler, deniz ve gökyüzü gibi unsurları kendi iç dünyamdaki romantizmle harmanladım. En çok etkilendiğim ve sevdiğim tablolarımdan biri de bu kabartma olan çalışmam. Bu tablo, düşleriyle yaşayan ve kalbi sevgiyle dolu bir kadını anlatıyor. Saçlarındaki renkler onun iç dünyasını, hayallerini ve duygularını yansıtıyor. Altın, pembe ve mavi tonlarıyla bu romantizmi vurgulamak istedim. Kadın figürünün sevgiyi ve zarafeti en güzel şekilde temsil ettiğine inanıyorum."
'SERGİYİ ZİYARET EDENLER, ROMANTİZMİN MÜZİKLE BÜTÜNLEŞMİŞ SANAT ATMOSFERİNİ DENEYİMLEYECEKLER'
Berna Gencebay, "Eşim bu süreçte bana büyük destek veriyor. Resim yaparken yanımda oluyor, zaman zaman önerilerde bulunuyor. Birlikte dinlediğimiz müzikler ve izlediğimiz filmler de çalışmalarımı besliyor. Luna Art Galeri benim için özel bir yer, çünkü ilk kişisel sergimi burada açmıştım. Bu nedenle buranın yeri ve anlamı bende çok ayrı. Sergiyi ziyaret edenler hem romantizmi hem de o dönemin müzikleriyle bütünleşmiş bir sanat atmosferini deneyimleyecekler. Herkesi bu duyguyu paylaşmaya davet ediyorum" dedi.
ALTAN GENCEBAY: ANNE VE BABAMIN SEVGİSİ ROMANTİZM ANLAYIŞIMI ŞEKİLLENDİRDİ
Açılışa katılan sanatçının eşi Altan Gencebay, Berna Gencebay'a destek vererek sergiyi birlikte gezdi. Gencebay, "Berna Gencebay, eserlerinde aşkın, sevginin ve zarafetin izlerini yansıtıyor. 'Romantizmin Altın Çağı' dendiğinde, aklıma ilk olarak çocukluğum geliyor. Babam Orhan Gencebay'ın şarkılarıyla büyüdüm; o duygusal, sevgi temalı eserleri dinleyerek romantizmi o yaşlarda hissetmeye başladım. Benim için romantizmin altın çağı, o dönemde babamın müziğiyle tanıştığım yıllardı. Her ne kadar annemle birlikte geçirdiğimiz zamanlar kısa olsa da onların birbirine olan sevgi bağını dostlardan ve büyüklerimizden dinlemek de beni derinden etkiledi. Bu hikayeler romantizm anlayışımın şekillenmesinde önemli bir yer tuttu" dedi.
'EŞİM VE BENİM İÇİN ROMANTİZM SADECE SANATTA DEĞİL, HAYATIN HER ALANINDA VAR'
60'lı ve 70'li yıllara her zaman ilgisi olduğunu belirten Altan Gencebay, "O dönemin müziğini, sinemasını, estetiğini bambaşka buluyorum. Bu ilgi, eşim Berna ile tanıştıktan sonra daha da güçlendi. Evde birlikte izlediğimiz Yeşilçam filmleri ve o dönemin müzikleriyle bu duyguyu birlikte yaşatıyoruz. Fark ettim ki, Berna da aynı romantizmi benimle paylaşıyor. Bu da aramızdaki bağı daha da güçlendiriyor. Bizim için romantizm, yalnızca sanatta değil, hayatın her alanında var. Eşim eserlerini bu duyguyla, o içtenlikle yapıyor. Resim yaparken yanında oluyorum, süreci paylaşıyorum. Zaman zaman ufak önerilerim olsa da sanatın özgür bir alan olduğuna inanırım. Onun tablolarında romantizmi gerçekten hissediyorum; fırça darbelerinde, renklerinde, anlatımında bu duygu açıkça görülüyor. Çünkü aynı duyguları paylaşıyoruz. İnsanlara söylemek istediğim tek şey; sevin, sevgiyle kalın, birbirinizi kucaklayın. Hayatın içinde daima iyiliği düşünelim. Kötülükleri, olumsuzlukları geride bırakalım. Dünyayı güzelleştirmenin yolu, kendimizden ve çevremizden başlar. Sevgiyle yapılan her şey, bir gün mutlaka bize geri döner" diye konuştu.
KARACA: CEM KARACA İLE ROMANTİZMİN ALTIN ÇAĞINI YAŞADIK
Sergiye katılan İlkim Karaca ise "Berna Gencebay'ın bugüne kadar birçok sergisi oldu, ancak bu kez farklı bir temayla, yeni resimler üzerinde çalışmış. Hepsini çok beğendim. Ben de Altan gibi aynı okuldan, aynı konservatuvardan mezunum. Ben Türk müziği bölümünden, Altan ise halk müziği bölümünden mezundu. Kendisi çok eski bir arkadaşım ve eşi Berna da aynı şekilde dostumdur. Çok romantik bir erkekle evliydim. Cem Karaca gerçekten çok romantikti. Biz, romantizmin altın çağını birlikte yaşamış şanslı çiftlerdendik. Şimdi görüyorum ki, Berna ve Altan da aynı şekilde çok romantik ve çok güzel bir çift. Renkleri, resmi ve sanatı çok seviyorum. Romantizmin ağırlıklı olduğu eserler her zaman ilgimi çekmiştir. Aşka inanan bir insanım; her şeyin temeli aşk bence. Berna'nın bu sergisi de tam olarak bunu yansıtıyor. Berna Gencebay da aşka inanan bir sanatçı. Bu duyguyu resimlerine nakşetmiş, renkleriyle hissettirmiş. Eserleri adeta şiir gibi. Deniz, dolunay, çiçekler, gülle her biri benim için bir şarkı, bir dize kadar etkileyici. Özellikle denizin ve ayın birlikte yer aldığı tablolar beni derinden etkiliyor" dedi.
GÜRSES: FARKLI VE ÖZGÜN İŞLER ORTAYA KOYUYOR
Berna Gencebay'ın ablası Mine Gürses de "Berna'nın içindeki romantizmi resimlerine yansıttığını düşünüyorum. Çalışmaları sırasında da birebir yanında bulundum. Eserlerini büyük bir sevgi ve istekle tamamladı. Kendisine başarılar diliyorum; gerçekten çok başarılı buluyorum. Farklı ve özgün işler ortaya koyuyor. Kendi ruhunu resimlerine yansıtmayı başarıyor diyebilirim" ifadelerini kullandı.
Son Dakika › Kültür Sanat › Berna Gencebay'ın Romantizm Sergisi Açıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?