Allah'a Ismarladık Yazdı ve Şehit Oldu - Son Dakika
Kültür Sanat

Allah'a Ismarladık Yazdı ve Şehit Oldu

Allah\'a Ismarladık Yazdı ve Şehit Oldu

Şehidin en büyük korkusu, unutulmak ve yaşadığından kimsenin haberdar olmamasıydı. Günlüğü onu ölümsüzleştirdi.

18.03.2013 13:14  Güncelleme: 14:59

"Ailemin adresi:

İstanbul'da Beşiktaş'ta, Yeni Mahalle'de Bostanüstü'nde, 62 numaralı hanede Musa Efendi.

Bu defter kimin eline geçerse bir şehit hürmetine yukarıdaki adrese göndersin"

Ricasıyla notunu düşmüştü Teğmen İbrahim Nâci'nin tuttuğu günlüğe. Defter onlarca yıl sonra bulundu ve vasiyet edilen adrese götürüldü. Beşiktaş'taki ev yıkılmış ve yerine bina yapılmıştı. Ama şehidin yeğeni ondan kalan hatıraya ulaşmayı başardı.

ALLAHA ISMARLADIK

[Yirmi Dokuzuncu Gün]

21 Haziran 1915/ Pazartesi

[s. 129] Saat 7.00. Geceden beri düşman taarruz ediyor. Şimdi gidiyoruz. Allah hayreylesin…

Saat 11.00.

Muharebeye girdik. Milyonlarca top ve tüfek patlıyor… Şimdi birinci onbaşım yaralandı.

Allahaısmarladık.

[Saat] 11.15… İ. Naci

Gelibolu'da Kerevizdere'de Fransızlarla çarpışırken şahadet şerbeti içen Teğmen İbrahim Nâci'nin tuttuğu günlük, 'Allah'a ısmarladık...' diye veda ediyordu okuyanlara...

İbrahim Naci ölümünden önceki son cümlelerin sonuna imzasını attı. Daha sonra günlüğü alan ve İbrahim Naci'nin şehadetiyle ilgili not yazan bölük komutanı yüzbaşı Bedri Efendi ise 12 gün sonra şehit oldu.

Yeditepe Yayınları tarafından yayılanan günlükte, 20 yaşındaki teğmen İbrahim Naci'nin 24 Mayıs 1915'te geldiği Çanakkale'de, 21 Haziran'daki şehadetine kadar geçen 28 günde yaşadıkları yer alıyor...

İbrahim Naci'nin, İstanbul Beşiktaş'tan Çanakkale Kerevizdere'ye uzanan 29 gününü anlattığı günlükte, aşkları, özlemleri, vatan sevgisi ve yaşadıkları okuyanları hüzne boğuyor.

ŞEHİDİN GÜNLÜĞÜ 98 YIL SONRA BULUNDU

21 yaşındaki Teğmen İbrahim Naci savaşa giderken bir kendisinin ve ailesinin adresini yazarak şehit düşmesi halinde ailesine ulaştırılmasını istediği 29 günlük Çanakkale notları tam 98 yıl sonra, koleksiyoner Seyit Ahmet Sılay ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Lokman Erdemir'in çalışmasıyla ortaya çıktı.

İbrahim Naci, günlükte muharebeler sırasındaki sosyal hayattan savaşın insan üzerindeki etkisine, aşklarından savaşın bölgede yaptığı tahribata kadar birçok konuyu anlatıyor.

Sevdiklerini, arkadaşlarını, ailesini ve dahası, canından aziz bildiği Türk milletini ve vatanını son nefesinde Allah'a ısmarlıyordu İbrahim Nâci...

SON SATIRLARI ŞEHİT OLMADAN AZ ÖNCE YAZDI

İbrahim Nâci günlüğü, bağlı bulunduğu birliğinin Çanakkale Cephesi'ne sevk edilme emri geldikten sonra tutmaya başlıyor ve son satırlarını da şehit olmadan az önce yazıyor. Günlük İbrahim Nâci'nin bölük komutanının eline geçince bu sefer Yüzbaşı Bedri kalan yerden devam ediyor...

Ve nihâyet günlük, Tabur İmamı Mustafa Memduh Efendi tarafından Yüzbaşı Bedri'nin şahadetinin not düşüldüğü 7 Temmuz 1915 tarihindeki satırlarla sona eriyor.

Çanakkale şehidi teğmen İbrahim Naci'nin kitap olarak basılan günlüğü, Gelibolu'yu ziyaret eden öğrencilere ve isteyen okullara hediye edilecek

AKRABASI ORTAYA ÇIKARDI

İbrahim Naci'nin "Allahaısmarladık" diyerek bitirdiği günlüğü, akrabası Pelin Örnek'in, Çanakkale Savaşı Harp Malzemeleri ve Belgeleri Koleksiyoneri Seyit Ahmet Sılay'a ulaştırmasıyla ortaya çıkmıştı. "Allahaısmarladık Çanakkale Savaşı'nda Bir Şehidin Günlüğü" adıyla kitaplaştırılan günlük, Yeditepe Yayınları tarafından yayıma hazırlandı.

TAKDİM YAZISI ERDOĞAN'DAN

Koleksiyonuna kattığı günlüğün çevirisini yaptıran Sılay, "Şehidin en büyük korkusu, unutulmak ve yaşadığından kimsenin haberdar olmamasıydı. Bunu üzerime vasiyet olarak aldım. Kitap olarak bastırılıp herkese ulaştırılması gerektiğini düşündüm. Bakanlığın desteğiyle öğrencilerimize bu kitap ulaşacak. Bu sayede İbrahim Naci herkesin yüreğinde sonsuza kadar yaşayacak" dedi.

Kitabın takdim yazısını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yazdı. Erdoğan, "Çanakkale'yi muhteşem bir zafere dönüştüren ruh; tam bir inanmışlık, birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde kenetlenmek, zaferin yalnızca inananlara nasip olacağı şuuruyla en büyük mertebe olan şehitliği gönülden arzu etmekten ibarettir. Çanakkale'yi destana dönüştüren bu ruh, her zaman olduğu gibi bugün de en çok sahip çıkmamız gereken değerlerden biridir. Bugün şehitlikleri gezdiğimizde karşımıza son derece manalı ve ibretlik bir manzara çıkmaktadır. O şehitliklerde, Konya'dan, Diyarbakır'dan, Bitlis'ten, Trabzon'dan, Denizli'den, Tekirdağ'dan, memleketin dört bir yanından, hatta bugünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında kalmış ecdad yadigârı topraklardan gelmiş gencecik Mehmetçikler, yan yana, koyun koyuna yatarken, sessizce çok şey anlatırlar" dedi. "İbrahim Naci nezdinde bütün şehitlerimize, onları asla unutmayacağımıza dair bir kere daha söz veriyoruz" diyen Erdoğan, başta Çanakkale şehitleri olmak üzere tüm şehitleri rahmetle ve minnetle andığını söyledi.

20 YAŞINDAKİ TEĞMENİN 28 GÜNLÜK ANILARI

* Akbaş'ta bize Şirket-i Hayriyye'nin 70 Numaralı vapuru tahsis edilmiş. Dünya ne garip, İstanbul'da ruhumuzu dinletmek, biraz hava almak için bindiğimiz bu vapur bizi şimdi nereye götürecekti? Kim bilir belki de bir daha geri dönmemek üzere beni, garip illerin kimsesizlikleri içine atacaktı.

* Öğlen biraz yatmıştım. Rüyamda iki cananı gördüm. Şimdi defterimde buna dair uzun şeyler yazmak istemiyorum. Çünkü onları düşündükçe kalbim sıkışıyor. Boğulacak gibi oluyorum. Ah, bu hayatın acılıkları, bu hicran!

* Gelen tabur emrinde, acemilerin talim ve terbiyesine başlanması lazım geldiği bildiriliyordu. Şimdi senelerden beri memleket aşkı besleyen kalbimin arzusunu uygulama fırsatını ele geçirmişken kıymetsiz, ehemmiyetsiz bir şeyle uğraşarak ümitsizliğe sokmak, bu layık mı idi. Hemen yerimden fırladım. Ben istemiyorum, sipere gideceğim, dedim.

* Vadiye paralel giden yamaca çıktığımız zaman solda yeni birkaç mezar nazarı dikkatimizi çekti. İki üç tanesinde kırık tahtalar vardı. Bunlarda muharebede şehit düşen fedakâr subayların isimleri yazılıydı. Kalben pek sarsılmış bir haldeyim. Kendisi kim bilir nasıl bir naz u niyaz içinde büyümüş, ne azim bir anne-babanın şefkat ve merhameti ile beslenmiş bu vücutlar şimdi nerede yatıyorlar. Şehit olursam ben de mi böyle solgun yapraklı birkaç kel ağacın dibine gömülüp terk edileceğim. Fakat bu ne kadar merhametsiz ve ne kadar feciydi. Bu bakalım bana da aynı akıbeti mi göstereceksin? Yoksa sevdiklerime kavuşmaya müsaade edecek misin? Bu yakın olacak mı ya Rabbi?

Haberler.com

Kaynak: Haberler.Com

Son Dakika Kültür Sanat Allah'a Ismarladık Yazdı ve Şehit Oldu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement