Ölümü yenmenin bir yolu da- belki de şimdilik bildiğimiz tek yol- neslin devamını sağlamak değil midir? Bizden sonra devam edecek dünyaya, bizden bir parça bırakmak. O parça da bizi biz yapan şeylerden hiç değilse birazının bu dünyada kalmaya devam edeceğine inanmak.
Ben çocuğumda yaşayacağım! ve dünyada kalmaya devam edeceğim.
Belki de sırf bu yüzden -bilincine varmadan- çocuklarımızı, bize benzemesi, bizim gibi davranması için bu kadar zorluyoruz. Gelecek dünyada onlarda var olmayı garanti altına almak için.
Peki ya bu gelecek dünyanın, bizim yaşam süremiz içinde yok olacağına dair bir kuşkumuz oluşursa. Hadi daha somut söyleyelim; iklim değişikliğinin insan hayatını bizim yaşam sürecimiz içinde yok edebileceği ihtimalinin çok ciddi bir olasılık olduğunu öğrenirsek, yine de çocuk yapar mıyız? Yapmaya kalkarsak bunu nasıl rasyonelize ederiz? Nasıl akla uydururuz? ya da yapmamaya karar verirsek, milyonlarca senelik bu dürtüye nasıl karşı koyarız?
Bu karşıtlık Akciğer 'de; bir gerçeği görmek ve görmezden gelmek arasında bir ileri, bir geri gidip gelen çaresiz bir çifte kara komedinin kumaşını dokuyor.
Akciğer; iklim değişikliği eşiğinde ki bir dünya da, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan insanoğlunun bu sorusunu, ironik bir klişe ile soruyor; "Çocuk yapmalımı yapmamalı mı? İşte bütün mesele bu?"
Bu soru, bir çiftin içine düştüğü boşluğu ima eden boş bir alanda, delicesine dönüp duruyor. Sorunun sorulduğu ana sıkışmış bu çift, bu sorunun olası binlerce cevabının yarattığı karmaşa ile bir kaosa doğru hızla ilerliyor. ve bu kaos giderek oyun kendi zamanını ve mekanını inşa ettiği bir yapıya, bir düzene doğru evriliyor.
Yöneten: Mehmet Birkiye
Yazan: Duncan Macmillan
Çeviren: Barış Arman
Dekor – Işık: Cem Yılmazer
Kostüm: Şirin Dağtekin
Oyuncular: Engin Hepileri, Nergis Öztürk
Son Dakika › Kültür Sanat › Akciğer - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?