Yazar Doğan Hızlan, "Sanatın, edebiyatın, şiirin toplumda yayılması toplumu özgürleştirir." dedi.
"9. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali" onursal başkanı, yazar Doğan Hızlan, festival kapsamında Minoa Kitabevi'nde kitaplarını imzaladı, şair Metin Celal'in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide okuyucularıyla sohbet etti.
Etkinlik sonrası AA muhabirine açıklama yapan Hızlan, söyleşide geçmişten, edebiyat dünyasından arkadaşlarından bahsettiğini, okuyucularının sorularını cevapladığını anlattı.
Hızlan, festivalleri desteklediğini belirterek, şunları aktardı:
"Birçok şey güme gidebilir, es geçilebilir, eskisi gibi sakin bir dünyada yaşamıyoruz. Bir sürü Türk filmi çeviriliyor, seyircisi var. Eskiden yabancı filmleri, ödül kazananları hatırlamazdık. Şimdi internet, DVD, akıllı telefon var. Bunların arasında bu tür festivaller ve etkinlikler yapılması lazım ki kitaplar okunsun, herkes şiirin ne kadar önemli olduğunu, şiirin ve edebiyatın hayatta niye olması gerektiğini farketsin."
Festivali bu yıl roman ve çocuk edebiyatını da dahil ederek genişlettiklerini ifade eden Hızlan, "Nesir yazanlar festivalin dışında kalıyordu, bu yıl onlarla da buluşuyoruz. Dün açılışta davet sahibi olarak benim adım vardı, gerek yerli, gerek yabancı çok ilgili vardı. Sanatın, edebiyatın, şiirin toplumda yayılması toplumu özgürleştirir, ben festivallerin olmasına seviniyorum." diye konuştu.
Hızlan, İstanbul'da kültür sanat sezonunun başladığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kültür sanata katkıda yerel yönetimler çok önemli çünkü, devletin her yere yetişmesi, her yere el uzatması mümkün değil. Yerel yönetimlerin bu işte çok önemi var. Yerel yönetimler bence sadece yol, su, elektrik değil, bir şehrin kültüründen de sorumludur. Ben yerel yönetimlerin kültür çalışmalarını destekliyorum ve bütün Türkiye sathında hepsini kültüre katkıya çağırıyorum."
" 15 Temmuz'u anlatabilmek yazanın gücüne bağlı"
Yakın zamanda yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin de kültür ve sanat faaliyetlerine yansıyacağını dile getiren Hızlan, şimdiden şiir kitaplarının ve şehit ve gazi aileleriyle yapılan röportajların yayımlanmaya başladığını kaydetti.
Hızlan, "Toplumsal ve siyasi hareketler edebiyat ve yazıya yansır, bu çok olağandır, kalıcılık böyle sağlanır." diyerek, şunları kaydetti:
"15 Temmuz'u anlatabilmek yazanın etkisine, gücüne bağlı. Artık sinemanın, görselliğin de öne geçen çağdaş bir tarafı var tabii. Tabii bu yazarların tercihi, iç savaşta James Joys, Finnegans Wake'i yazdı, savaşla hiç ilgilenmedi. Hatta ondan sonra o dönemde ne yaptığı sorgulandı, o roman yazıyordu. Sanatçının yaşadığı toplumu algılaması, sorumluluğu var ama ille de o sorumluluğu yansıtsın diye bir kaide yok. Apolitik olan sanatçılar da var, o da bir seçim."
Darbe girişiminden sonra sokaklarda ve televizyonlarda konunun gündem olduğuna değinen Hızlan, "Bu çağda biraz zor tabii ama eskiden penceresini kapatıp, doğrudan doğruya yazan çok sanatçı var. Apolitik olmak zor tabii, politikayı da seçmeyen, desteklemeyen birçok insan başkalarını destekliyor, bu sanatçının seçimi, ben eleştirmiyorum." ifadelerini kullandı.
Hızlan, 15 Temmuz'la ilgili yapılacağı konuşulan müze çalışmaları hakkında ise, "Ben yapılanı görmedikçe yorum yapmıyorum bu konularda. Kim yapacak, nasıl yapacak, bunları görmem lazım. Yoksa havai, afaki, şöyle olsun demekle bir şey olmaz." dedi.
"Festivalin sonucunu her zaman alıyoruz"
Festivalin düzenleme kurulundan şair Metin Celal ise festivali 9 yıl önce İstanbul'da bir şiir festivali olmadığı için başlattıklarını vurgulayarak, şunları anlattı:
"Ama konuşurken 'İstanbul şiirin başkenti' deniyor. Baktık şiir festivali yok, öyle yola çıktık. Şimdi hemen hemen her önemli ilçemiz şiir festivali yapıyor. Bazıları diyor ki, 'Bir tane olsun'. Hayır, niye bir tane olsun, 12 ayda 12 tane olsun. Bu halk için de iyi bir şey, İstanbul öyle büyük bir yer ki, ne kadar istesek her yerine ulaşamıyoruz. Her yerde insanlar şiirle, edebiyatla buluşuyor, festivallerin faydası bu."
Festivali İstanbul'un tarihi zenginlikleri olan mekanlarda yapmaya gayret ettiklerini belirten Celal, özellikle yurtdışından gelen yabancı konuklara İstanbul'u tanıtmak istediklerini söyledi.
Celal, festivalin Türkiye'deki edebiyatçıların yurt dışında tanınmasına da katkı sağladığı düşüncesini paylaşarak, şu görüşlerini aktardı:
"Bir festivalin esas amacı davet edilen şair ve yazarların Türkiye'deki yazarlarla tanışması. Yabancı bir yazar buradaki yazarın eserine girerse, bu çok çok daha kalıcı olur, başka bir etki olur. Bu tanışmalar neticesinde bizim şair ve yazarlarımız onların ülkelerinde festivallere davet ediliyor. Festivalin sonucunu her zaman alıyoruz, yeter ki geniş bir çemberde herkese ulaşalım."
Moda Sahnesi, Ahmet Hamdi Tanpınar Kütüphanesi, Gülhane Parkı, Emirgan Lale Müzesi, Karanlık İşler, Yerebatan Sarnıcı, Minoa Kitabevi, Turabibaba Kütüphanesi ve Ahmet Hamdi Tanpınar Müze ve Kütüphanesi gibi mekanlarda gerçekleştirilen festival, 2 Ekim'de sona erecek.
Son Dakika › Kültür Sanat › 9. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?