Zorunlu göçler ve sürgünler nedeniyle vatanlarından uzaklaştırılan insanların yaşadığı trajedileri ele alan "3. Uluslararası İstanbul Trienali" başladı.
Trienalde, işgaller, darbeler, etnik çatışmalar, otoriter rejimler ve insan hakları ihlalleri nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde ve özellikle yakın coğrafyada vatanlarından uzakta yaşamak zorunda bırakılan yüz binlerce insanın yaşadığı trajedi "Yurtsuzlaşma" teması çerçevesinde ele alınıyor.
Maksem Cumhuriyet Sanat Galerisinde gerçekleşen 3. Uluslararası İstanbul Trienali'nin küratörü Hülya Yazıcı, trienali farklı disiplinden sanatçıları davet ederek ortak bir tema çerçevesinde gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bu coğrafyada yaşanan insan hakları ihlalleriyle, savaşlarla ve mültecilikle ilgili bir sergi gerçekleştirdik. Sanatçılarımızın çoğu bu olguyu derinden yaşamış insanlar." dedi.
Yakında gerçekleşen bir savaşa duyarsız kalınamayacağını söyleyen Yazıcı, şunları söyledi:
"Bu konularda konuşmak bile gerçekten zor. İnsanlık tarihinden bugüne 50 bin yıl geçmesine rağmen ilkel duygular hiç törpülenmemişe benziyor. İnsanlar medeniyetler kuruyorlar ve bir anda yıkabiliyorlar, insanlığın kadim bilgilerini bir anda yok edebiliyorlar. Asırlar geçiyor ve insan hala aynı insan olarak kalıyor. O ilkel tarafımızı bir türlü bir onaramıyoruz. Bazı insanların silahları var ve onlar öldürüyorlar, sanatçıların da sanatı var ve yanlışa böyle tepki veriyorlar."
Trienalde eserleri sergilenen Ahmet Özel, serginin konusunun tüm dünyanın yüreğini dağlayan bir konu olduğunu, sanatçıların sanat eserleriyle haykırışlarını, dünyada yaşanan trajediye karşı bir söz söylemek istediklerini vurguladı.
Özel, "Sınırımızda yaşanan çok acı olaylar var. Orada sadece her kesimden günlük yaşantısını sürdürmeye çalışan insanlar değil sanatçılar da yurtlarından sökülüp atıldı. Bizlerin de kökeni böyledir. Dedelerimiz, atalarımız aynı trajediyi yaşadı. Bu nedenle bizler sanatçılar olarak yapabildiğimiz kadar bir şeyler söylemeye çalıştık. Bu haykırışlarımızın iyileştirici ve barışa yönelten bir yanı olduğuna inanıyorum." diye konuştu.
Suriyeli sanatçı İbrahim el Hassun da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şam Üniversitesinde güzel sanatlar eğitimi aldığını ve iki yıl önce Halep'te evlerine füze düşmesi nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kaldığını belirterek, "Çocukluğumdan bu yana resimler çizerdim. Akademik anlamda da bunu geliştirdim. Ülkemizde olanları biliyorsunuz. Her yer yıkılmış durumda." ifadelerini kullandı.
Suriye'de insanların temel ihtiyaçlardan bile mahrum kaldığını vurgulayan Hassun, Türkiye'ye geldikten sonra İzmir ve Ankara'da resim sergisi açtığını, zor şartlar altında da olsa sanatını icra etmeye çalıştığını anlattı.
Sergide Suriye'de yaşadığı trajediye dikkat çeken tablolarını insanların ilgisine sunduğunu belirten Hassun, kendisine ve halkına bu imkanları sunduğu için Türkiye devletine ve Türk halkına teşekkür etti.
Trienalde, Bahram Hajou, Hülya Yazıcı, Ahmet Özel, Mustafa Küçüköner, Fadi Yazegi, Figen Batı, Farouk Muhammad, Reza Hemmatirad, Abdulrezzak Al-Salhani, Ibrahim Bremo Mohamad Amin, Khadija Baker, Ezgi Denizaslanı, Nizar Sabour, Yasemin Bol, Rabee Kiwan, Walid el Masri, Khaled Alboushi, Arsen Gushapsha, Ghamid Ibadullayev, Uğur Özen, İbrahim el Hassun, Aleksandra Farazin, Adnan ABD Al-Rahman, Engin Beyaz, Azad Karim, Fatma Yıldız, Zeyn Al Ahmad, Beşik Quartet, Şükrü Karakuş, Cem Mehmet Eren, Fırat Erez, Cem Sancar, Tuğba Renkçi Taştan, Koray Sevindi, Adnan Jetto, Ayşe Taşkent, Emrullah Örünklü, Melike Kadayıfçı, Yusuf Aygeç ve Senay Önay Sağıroğlu'nun eserleri yer alıyor.
3. Uluslararası İstanbul Trienali'nde sergilenen eserler 25 Eylül'e kadar Maksem Cumhuriyet Sanat Galerisinde görülebilecek.
Son Dakika › Kültür Sanat › 3. Uluslararası İstanbul Trienali' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?