Tornado Cash Kurucusu Pertsev hakkında beklenmedik gelişme

Tornado Cash'in kurucusu Alexey Pertsev, uzun süredir devam eden hukuki mücadelesinde önemli bir gelişme yaşandı ve hapishane gözetimi altından serbest bırakıldı. Pertsev'in hapis cezasını ev hapsine dönüştüren bu karar, kripto para dünyasında ve gizlilik hakları savunucuları arasında geniş yankı buldu.

Kripto Dünyasında Yankı Uyandıran Davada Beklenmedik Karar

Kripto para dünyasında yankı uyandıran Tornado Cash davasında yeni bir sayfa açıldı. Projenin kurucusu Alexey Pertsev, yaklaşık 18 aylık tutukluluğun ardından kısa bir süre önce şartlı tahliye edildi.

Hollanda mahkemesi, almış olduğu son kararla Pertsev'in Ağustos 2022'den bu yana süren ve geçtiğimiz Kasım ayında uzatılan tutukluluk halini sonlandırdı. Elektronik kelepçe takılması şartıyla ev hapsine çıkarılan Pertsev, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada durumu "Tam bir özgürlük olmasa da hapisten daha iyi" sözleriyle değerlendirdi.

Mayıs 2024'te 's-Hertogenbosch Temyiz Mahkemesi tarafından kara para aklama suçlamasıyla 5 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Pertsev'in davası, yazılım geliştiriciler ve gizlilik teknolojileri açısından endişe verici bir örnek oluşturdu. Tartışmalara yol açan kararda, geliştiricilerin protokol üzerinde doğrudan kontrollerinin bulunmamasına rağmen suçlu bulundukları dikkat çekti.

ABD Hazine Bakanlığı bünyesindeki Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), Pertsev'in tutuklanmasıyla eş zamanlı olarak Tornado Cash'e yaptırım uygulamıştı. OFAC'ın iddiasına göre platform, 2019'dan bu yana 7 milyar doların üzerinde yasadışı fonu aklama işlemlerinde kullanıldı. Kuzey Koreli Lazarus hacker grubunun çaldığı 455 milyon dolarlık kripto paranın da bu platform üzerinden aklandığı öne sürüldü.

Ancak 2024'ün Kasım ayında ABD Beşinci Devre Temyiz Mahkemesi, OFAC'ın Tornado Cash kodlarına yaptırım uygulama yetkisini aştığı yönünde karar verdi. Bu kararın ardından, Teksas Batı Bölgesi Bölge Mahkemesi 2025 Ocak ayında Tornado Cash'e uygulanan yaptırımları iptal etti. Bu gelişmeler, ABD'de dijital gizlilik ve düzenleme politikaları açısından dönüm noktası olarak değerlendirilirken, gelecekteki benzer davalar için de emsal teşkil edeceği öngörülüyor.