Kriptoda tarihi adım: Türkiye'nin dev bankaları SPK'nın kapısını çaldı

Türkiye'de finans sektörünün kripto varlıklara yönelik entegrasyonunda önemli bir aşamaya geçildi. Yeni yasal düzenlemelerin ardından, bankaların kripto varlık saklama hizmeti sunabilmesine olanak tanınmasıyla birlikte, yedi bankanın bu yönde faaliyet göstermek üzere Sermaye Piyasası Kuruluna (SPK) başvurdu.

Türkiye'de Kriptoda SPK ve BDDK Düzenlemeleriyle Yeni Bir Dönem Başlıyor

Türkiye'nin kripto varlık düzenlemelerinde yeni bir dönem başladı. Sermaye Piyasası Kurulunun (SPK) yayımladığı ikincil düzenlemelerle bankaların kripto varlık saklama hizmeti sunabilmesinin önü açıldı. Bu gelişmenin ardından yedi banka, saklama kuruluşu lisansı almak için SPK'ya başvuru yaptı.

Geçtiğimiz yıl temelleri atılan yasal çerçeve, SPK'nın yeni düzenlemeleriyle daha da netlik kazandı. Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kuruluş ve faaliyet esaslarını belirleyen bu düzenlemeler, geleneksel finans kurumlarının da sektöre dahil olmasını sağladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun uygun görüşünün arandığı lisans sürecinde, başvuran kurumların minimum 500 milyon lira sermaye şartını sağlaması gerekiyor.

Piyasa kaynakları, SPK'ya saklama kuruluşu olmak için şimdiye kadar toplam on bir başvuru yapıldığını bildiriyor. Bu başvuruların yedisinin bankalardan gelmesi, geleneksel finans sektörünün dijital varlıklara artan ilgisini gösteriyor.

Akbank, kripto varlık alanında attığı somut adımlarla öne çıkıyor. Akbank Özel Bankacılık ve Yatırım Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dalya Kohen, kripto varlık hizmet sağlayıcıları için yenilikçi çözümler geliştirdiklerini açıkladı. Kohen, hayata geçirdikleri dijital varlık saklama hizmetiyle KVHS'lerin varlıklarını güvenli bir şekilde banka sistemlerinde tutabileceklerini ve transfer süreçlerinin kolaylaşacağını vurguladı.

Gelecek planlarına değinen Kohen, yasal çerçevenin izin verdiği ölçüde staking ve tokenizasyon alanlarında da hizmet vermeyi hedeflediklerini söyledi. Bu yaklaşımla hizmet sağlayıcıların operasyonel yükünü hafifletmeyi ve yeni ürün geliştirme süreçlerine destek olmayı amaçladıklarını belirten Kohen, tüm ekosistem aktörlerinin güvenli ve regülasyonlara uyumlu bir ortamda faaliyet göstermesine katkı sağlayacaklarını ifade etti.

Kripto varlıklar ve Blockchain teknolojisine stratejik bir bakış açısıyla yaklaştıklarını belirten Kohen, sektördeki büyümenin arkasında gerçek dünya varlıklarının tokenleştirilmesi trendinin bulunduğunu vurguladı. Bu sürecin finansal erişimi genişletme, işlem maliyetlerini azaltma ve şeffaflığı artırma gibi kritik avantajlar sunduğunu kaydetti.

Kohen, mevcut saklama hizmetini temel alarak yeni ürünler geliştirmeyi ve gerekli izinlerle birlikte farklı pazarlara açılmayı planladıklarını açıkladı. Merkeziyetsiz Finans (DeFi) uygulamalarıyla entegrasyon, programlanabilir para ve akıllı sözleşme tabanlı çözümler gibi yenilikçi alanlarda Blockchain tabanlı finansal ürünler geliştirmeyi hedeflediklerini de sözlerine ekledi.