"Yerli malı, yurdum mali/ Herkes onu kullanmalı" dizeleri, ilkokul yıllarında her birimizin zihnine kazınmıştır. Herkesçe bilinen basit bir siirden alınmış bu sözler, yerli üretim konusunda çocuklara bilinç kazandırmak ve yerli ürünlerin kullanımının ülke ekonomisine katkılarına dikkat çekmek için kutlanan Yerli Malı Haftası için söylenmiştir. Yerli Malı Haftası, özellikle sürdürülebilir ekonominin temelini oluşturan yerli üretim ile ilgili bize unuttuklarımızı yeniden hatırlatıyor!
Yerli Malı Haftası Nedir?
Yerli Malı Haftası, ya da Milli Eğitim Bakanlığı içeriside gecen resmi adı ile Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası, ülkemizde tüm okullarda kutlanan belirli gün ve haftalardan bir tanesidir. Her yıl 12 ve 18 Aralık tarihleri arasında kutlanır. Bu hafta boyunca çocuklar, yerli üretim ile elde edilmiş ürünleri kullanmanın önemi konusunu işler, hatta evden getirdikleri yeri üretim ürünleri sınıfta birbirleri ile paylaşırlar. Ayrıca israf etmenin ne kadar yanlış oldugunu öğrenirler. Tutumlu olmanın önemi ile ilgili konuşmalar sadece yiyecek maddeleri ile ilgili değildir. Aslında her şeyden çok daha değerli olan zamanın da israf edilmemesi gerektiği konusunda bilinçlendirilirler. Kısacası hem milli değerleri, hem yerli üretimin önemini hem de paylaşmanın güzelliğini çocuklara veren bir haftadır.
Yerli Malı Haftası'nın Tarihçesi
Yerli Malı Haftası neden kutlanıyor sorusuna cevap bulmak için, tarihte kısa bir yolculuğa çıkma zamanı şimdi! Takvimler 1910'lu yılları gösteriyor. Dünya devletlerinin karşı karşıya geldiği ilk topyekün savaş olan I. Dünya Savaşı yeni sona ermişti. Osmanlı Devleti'nin küllerinden yeniden doğan genç Türkiye Cumhuriyeti, imparatorluğun son yıllarında kötüleyen ve savaşla tamamen bir darboğaza giren ekonomi ile mücadele ediyordu. Bunun üzerine bir de, Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olmanın getirdiği borçlar, ödenmesi gereken kapitülasyonlar vardı. Bu yıllarda henüz kendini kanıtlama aşamasında yeni bir devlet olan Türkiye, sermayeye ihtiyaç duyuyordu. Yerli sermayenin yabancı ülkelere gitmesini engellemek adına, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi topandı.
İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat ve 4 Mart 1923 tarihlerinde toplandı. Dönemin ekonomik sorunlarını konuşmak üzere bir araya gelen 1135 delege, İzmir'deki tarihi Banka Han'da bir araya geldi. Bu delegelerin her biri; tarım, sanayi ve ticaret gibi farklı ekonomik faaliyetleri yerine getiren grupların temsilcileri idi.
Ülkenin bağımsızlığını koruyabilmek için, sadece askeri alanda değil, sosyal ve ekonomik alanda da yerli yapılanmanın önemli olduğu düşünülüyordu. Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında toplanan İzmir İktisat Kongresi, yerli üretin ve kullanım hakkında konuştu. Kongrede alınan kararlar içerisinde hammadde üretimi ve işlenmesinin yurt içerisinde yapılmasını teşvik etmek vardı. Ayrıca, küçük atölyelerde sınırlı sayıda sürdürülen üretimin, büyük ölçeğe taşınması planlandı. Devlet kurumlarının bu anlamda güçlendirilmesi, ulaşım ve bankacılık gibi ekonomik faaliyetleri destekleyecek alanlara yatırım yapılmasına karar verildi.
İzmir İktisat Kongresi'nin ardından gelen yıllarda, dönemin Başbakanı İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir konuşma yaptı. Kongrede alınan kararlar ile aynı çizgide olan bu konuşma; ulusal ekonomiyi güçlendirmenin önemi, yerli malı kullanmanın faydaları ve tutumlu olmanın gerekliliği hakkındaydı. Bu konuşma 12 Aralık 1929'da yapılmıştı. Dolayısıyla bu konuşmada dikkate getirilen noktaların unutulmaması ve yeni nesillere de aktarılması adına, Yerli Malı Haftası kutlanmaya başlandı. 1946 yılında Yerli Malı Haftası olarak adlandırılan bu süreç, 1983'te bugünkü adını aldı ve Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak literatüre geçit.
Yerli Malı Haftası Kaldırıldı Mı?
Şimdi günümüze geri dönelim… Artık, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıllardakinden çok daha farklı bir dünyada yaşıyoruz. Küreselleşen ekonomi, giderek liberalleşsen sermaye piyasaları ve ülkelerin hammadde ve üretimde birbirleri ile koparılamaz bağları… Bugünün ekonomik dünyasını bu kavramlar şekillendiriyor! Pek çok malda toptan üretim, maliyetin düştüğü Çin, Endonezya ya da Bangladeş gibi ülkelere geçmiş durumda. Tarım ürünlerinde ise yılın her mevsiminde istenen meyve ve sebzenin bulunabilmesi, farklı ilkimlere sahip ülkelerle ticari ilişkiler kurulmasını gerektiriyor. Günümüzde kimi ürünleri ülke içerisinde üretmek oldukça zor. Dışarıdan almak çok daha ucuza geliyor. Belki de bu yüzden Yerli Malı Haftası, eskisi kadar gündeme gelmiyor.
Bütün bunlar, bugün içerisinde bulunduğumuz ekonomik sistemin gerçekleri… Ancak bu durum, yerli üretim konusunda çalışma yapmayı engellemiyor! Hala yerli üretim ürünleri satın almak, yerli üreticiyi desteklemek gerekiyor. Bu nedenle de Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası; hala Milli Eğitim Bakalığı'nın Belirli Gün ve Haftalar listesinde yer alıyor.
Türkiye'de Yerli Üretim
Gelelim ülkemizde yerli üretim konusuna! Türkiye bir zamanlar, "kendi kendine yetebilen ülke" olarak anılırdı. Farklı iklim özelliklerinin ve bitki örtüsünün görüldüğü, farklı madenlerin çıkartıldığı ve farklı doğal kaynakların bulunduğu zengin coğrafyamız; hala oldukça değerli ürünleri piyasaya sunuyor. Her ne kadar kimi ürünlerde dışa bağımlılık arttıysa da, bazı ürünlerde Türkiye, dünyanın en büyük üreticilerinden birisi.
Fındık ve Antep Fıstığı
Türkiye, fındık üretiminde dünyanın bir numara konumundadır. 2016 yılında 420,000 ton fındık ihraç edilmiştir. Bu da dünya üretiminin % 57'sine denk gelmektedir. Türkiye'nin fındık üretiminde en yakın rakipleri İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri'dir. Antep Fıstığı üretiminde ise Türkiye dünyada üçüncü sırada yer almakta. 2014 senesinde Antep Fıstığı üretimi yaklaşık 80,000 ton civarında. Dünya birinciliği ise İran ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yer alıyor.
Vişne ve Kiraz
Ülkemizin üretiminde bir numara olduğu ürünlerden bir tanesi de kirazdır. 2014 yılında yerli üretim kiraz, 445,556 tonu bulmuştur. Bu da dünyadaki kirazların % 20'sinin Türkiye'nin yerli üretim kapasitesinden çıktığını gösterir. Kiraz üretiminde Türkiye'nin hemen ardında Amerika Birleşik Devletleri ve İran yer almaktadır. Vişne üretimi konusunda ise Türkiye yine 2014 yılında kaydedilen 182,577 ton ile dünyada üçüncü sıradadır. Burada dünya birincisi Rusya ve ikincisi ise Ukrayna olarak istatistiklere geçmiştir.
İncir
Yerli üretim ürünler arasında yer alan bir başka meyve ise incirdir. İncir, 2016 yılında ülkemizde 305,450 ton olarak üretilmiştir. Türkiye'den sonra Mısır ve Cezayir gelmektedir. Bu üç Orta Doğu ülkesi, toplamda dünyadaki incir üretiminin % 57'sini gerçekleştirmektedirler.
Kayısı
Hem kuru kayısı hem de taze kayısı konusunda yerli üretim Türkiye'de ön planda! Türkiye; 2016 yılında kaydedilen 730,000 ton kayısı üretimi ile dünya birincisi… Kayısı üretiminde ikinci sırada Özbekistan ve üçüncü sırada İran yer alıyor. Yoğun kayısı üretiminin doğal bir sonucu olarak, Türkiye aynı zamanda en fazla kuru kayısı üreten ülkedir.
Ayva
Ülkemizin dünyada üretimde bir numarada yer aldığı ürünlerden bir tanesi de ayvadır. Ayva, 2012 yılında 135,406 ton üretilmiştir. Türkiye'den sonra Çin Halk Cumhuriyeti ve Özbekistan, ayvanın en çok üretildiği ülkelerdir.
Karpuz
Türkiye, dünyada karpuz üretiminde ikinci sırada yer alan ülke konumundadır. 2016 yılı verilerine göre, Türkiye'de 3.9 milyon ton karpuz üretilmiştir. Dünyada en çok karpuz üreten ülke ise Çin Halk Cumhuriyeti'dir. Aynı yıl Çin'de üretilen karpuz miktarı, 79.2 milyon ton olarak istatistiklere geçmiştir.
Son Dakika › Komik - İlginç › Yerli Malı Haftası Nedir? Neden Önemli? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?