Bir ara ortadan kaybolur yağmur gibi duygu yağdırır yazdığı tiyatro oyunuyla, bir ara geceleri göremezsin, tahmin edersin kimbilir ne şiir dillerle neler döktürdü yine... Tam gönül adamı Kemal Hamamcıoğlu. Sana bir selam gönderir, sımsıkı sarılmış olur. Şimdilerde raflarda bir de kitabı var: "Birini, penceresinin kenarına çiçek koyacak kadar çok sevmek lazım. " Röportaj: Cenk Erdem Sosyal medyadaki video okumaları hepsi birbirinden güçlü performans videoları ayrıca duygu yüklü. Yazdığı metinleri, Gonca Vuslateri gibi Şebnem Bozoklu gibi güçlü oyuncular seslendiriyor. Tiyatroda Kemal'in yazdığı ve Şebnem Bozoklu'nun oynadığı "Kaplan Sarılması" ayrıca hala kalbimde. "Garaj" demiyorum, çünkü o büyük çıkışını bilmiyor olamazsınız. Kemal hep bana bir yanıyla çok hassas, ince bir yanıyla aslında çok tutkulu geliyor. Ne güzel ki arkadaşım. Kitap bahane, azıcık derine inelim istedim. *Hayat seni sıkıştırdığında yazdıkların sayesinde bir dolu kişiye ulaşabilmek azıcık sarılıp sarmalanmak gibi geliyor mu? Birilerine ulaşmak için hiç yazmadım, biri beni sevsin diye çok yazdım. Sözlerin yaralarımı duyması güçlendiriyor tenimi. O sarılmayı yaşadığımı hatırlatıyor sözlerin yalnızlığı. *"Birini, penceresinin kenarına çiçek koyacak kadar çok sevmek lazım" kitabının adı ve şu cümle bile uzun ve aşka çok emek harcıyor, o başlıktaki tarifi bize sen anlatsan? Bekle, bekle, çok bekle... Beklerken çok sev, çok küs, çok barış. Beklerken yaşa! Sardunyanın toprağına muz kabuklarını kesip koyarsan, sardunya çiçekleniyormuş. Bekliyorken, öğrenmeyi seçiyorum ben. O uzun cümle ondan. *Romanda sosyal medyada vurulup kalbini veren kızın aşkı maalesef elimizde kalan tek aşk olabilir mi? Nereye bakarsan, hayat orda gelişiyor. Sen seni sevmiyorken, sevdiğin niye seni sevsin? Aşk, atan kalbi görür. *O hikaye sosyal medya illüzyonu yüzünden hemen hepimizin aşk hikayesine dönüşmedi mi azıcık? Aşkı arzularken gördüğün her hikayeye aşk diyebilirsin. Sadece her hikayeden aşk çıkmıyor. Az olana çok dememek lazım. *Aşkın pençesine düşülebilecek çok mecra var ama ortada hiç aşk yok di mi? Hayallerde var. Hayaller de yaşıyor. *Tiyatro oyunundan, romanına, şiirine kadar çok ince ruhlusun, yazdıkların sadece melankolik anlarında mı çıkıyor? Hiçbir zaman melankolik anlarımda çıkmadı yazdıklarım, gücü güçlü anlarımda yazdım. *Aşka vurgunsun ama aşk tutkusu çok güçlü olunca aşkı bilmeyenleri kaçırıp yine de aşka küstüğün oluyor mu? Hayata hiç küsmedim. *İşin tuhafı seni en çok okuyanlar seninle aynı hassasiyetlere yakın olanlar ve tüm inceliksizler ya sana yazdırıyor, ya bizlere okutuyor değil mi? Sanırım... *Ya sen çok aşık olup uzun süre hiç yazmazsan, illa ki bittiğinde canın yanar dev yazarsın değil mi? Yazmaya da bilirim. Bitmemesini dilerim. *Sosyal medyada senin kaleminden çıkan video okumalarında güçlü oyuncuların seslerinden duyduklarımız en çok hangi dönemlerinden? Bu yaşıma kadar duyduğum sokaklardan. *Bilinçaltından çıkanlarla şaşırdığın oluyor mu? Çok! Şaşırdıkça affediyorum kırıp dökenleri. *Yazarken sana ilham veren müzikler ya da şarkıcılar var mı? Hep değişir ve dönüşür dinlediklerim. Yeni oyunumu çalışırken hint müzikleri dinledim. *Biten aşkları tamamen hayatından çıkarıyor musun? Hiçbir zaman çıkarmadım yaşadıklarımı hayatımdan. İsimleri unuttum, güzel olanı hiç unutmadım. *Sırada yeni oyun var, oyunundan bahsetsen? Metin Akdülger tek başına oynuyor. Oyunun adı Baldan Karanlık. Yazıp yönettiğim oyun, toy istanbul prodüksiyonuyla Aralık ortası itibariyle başlıyor. Bu sefer gücü güçsüz olanların hikayesini anlattım. Gücü sessiz olanların hikayesini. *Başka ne sürprizlerin olacak? Müzikli sürprizlerim olabilirim. Umarım.
Son Dakika › Kadın › Aşk Atan Kalbi Görür! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?