GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
- Nihat Zeybekci'nin konuşması Ekonomi Bakanı Zeybekci: (1)
"AB Komisyonu Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström telefon görüşmemizde, AB'den sonbaharda Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik çalışmalar konusunda görüşme yapmak için yetki talebinde bulunacaklarını bildirdi. Hedefimiz de 2017'de bunu tamamlamak"
" Türkiye'nin de Rusya'nın da menfaatinedir bu sorunun bitmesi"
"(Erdoğan ve Yıldırım'ın Rus mevkidaşlarını tebrik etmesi) Ben optimistim. İyiye işaret olduğunu düşünüyorum"
"Serbest Bölgeler Kanunu Tasarısı, TBMM'nin yeni yasama yılında ilk gündeme gelecek düzenlemelerden biri olacak"
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, AB Komisyonu Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström'ün, Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin görüşme yetkisi için AB'den sonbaharda talepte bulunacaklarını bildirdiğini aktararak, "Hedefimiz de 2017'de bunu tamamlamak." dedi.
Zeybekci, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) Başkanı Turgay Türker ve üyelerle Bakanlıkta bir araya geldi.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Zeybekci, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini, öte yandan dünyanın da ekonomik anlamda 2008 yılında başlayan zor süreci hala atlatamadığını söyledi.
Amerikan ekonomisinin iyi bir görünüm sergilemesine rağmen, küresel ekonominin gidişatında sorun olması nedeniyle bu başarının sürdürülebilir olmadığına işaret eden Zeybekci, dünyanın problemi iyi tespit etmesi gerektiğini, bunun ardından çözümün kendiliğinden geleceğini vurguladı.
Türkiye'nin de 2008 krizinden etkilendiğini dile getiren Zeybekci, şunları kaydetti:
"Global krizden 'her ne kadar teğet geçti ve geçecek' desek de dünya ile entegre olan Türkiye'nin dünyadaki talebin daralmasıyla, dünyadaki ekonomik krizden etkilenmeyeceğini düşünmek de yanlış olur. Türkiye, 2008'den itibaren, 2009, 2010 sürecinde gerek milli gelirde, gerekse ihracatta bir noktada artık dönmeye başladı. 150 milyar dolar civarındaki ihracat, yaklaşık olarak da 450 milyar dolar civarındaki dış ticaret hacmini, o kırılımı bir türlü yakalayamadı, yaşayamadı. Bunun birinci etkisi pazarlarımızdaki daralma. Diğeri yapısal problem, Türkiye aşırı bağımlı. Türkiye teknoloji, bilgi üreten, tasarımı yapan, tüketim alışkanlıklarını belirleyen, enerji ve ham madde kaynaklarını kontrol eden, tüketim ve dağıtım kanallarıyla ilgili hakimiyeti olan, finansı da kontrol eden bir ülke değil."
Bu alandan çıkmak için Türkiye'nin kendi finansını üretebilmesi gerektiğini bildiren Zeybekci, yüzde 6, 7, 8 büyüme oranları yakalanmasının tasarruf oranlarının düşük olması nedeniyle cari açıkla mümkün olabileceğine, bunun da küçülmeye yol açacağına dikkati çekti. Zeybekci, Türkiye'nin bu kısır döngüden kullanmadığı ve kullanamadığı zenginlikleri üretime, katma değere dönüştürerek çıkabileceğini, böylece sürdürülebilir bir cari açıkla büyümeyi başarabileceğini söyledi. Zeybekci, "Türkiye, bugüne kadar bunu fasoncu bir ülke olarak başardı. Hakikaten inanılmaz bir başarıdır bu. 3 bin 500 dolardan 10 bin dolara gelen Türkiye, bunu her şeyiyle başkalarına ait olan bir ekonomi dairesi içinde, fasoncu bir üretim anlayışıyla bu başarıyı sağladı. Bundan sonra ilerleyebilmemiz için Türkiye, bilgiyi, teknolojiyi üretmek, tüketim alışkanlıklarını belirlemek zorunda." diye konuştu.
Türkiye'nin 10, 15 ve 20 yıllık hedefleri için bulunduğu kabuktan çıkmak zorunda olduğunu vurgulayan Zeybekci, özel sektörün bu dönüşümü yapabilecek kadar güçlü olduğunu söyledi. Devletin ekonominin aktörü olmasıyla hiçbir yere gidilemeyeceğini belirten Zeybekci, altyapı yatırımlarını ise devletin yapabileceğini dile getirdi. Kalıcı bir anlayış değişikliğine gidildiğinde başarılı olunabileceğinin altını çizen Zeybekci, "Direnme devam edecek belki bir süre. Beklenti içinde olduğumuz özel sektörün, reel sektörün bunu yapmakla ilgili endişe ve korkuları, bu dönüşüme direnmesi olacak. Ortamı ona hazırlayıp, ortamı ona terk ederek, ona özgürlüğü verecek kamunun da direnci... İki direncin bir arada olduğu ve doğum sancılarının olduğu bir dönem. Bunu aşmak zorundayız. Bunun ikinci bir formülü yok." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun kamunun destek ve teşvikiyle özel sektör eliyle yapılacağını, formülün tespitinin ardından sorun kalmayacağını ifade eden Zeybekci, "Sıkıntılı olacak, zor olacak ama mutlak ve mutlak yapacağız." dedi.
"(AB) Müzakere etmeye dahi yanaşmamışlar"
Zeybekci, İngiltere'nin AB üyeliğine yönelik referandumunun olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de İngiltere'nin siyasi olarak AB'den ayrılsa da ekonomik olarak çıkamayacağını, buna yönelik formül bulunacağını, bu durumda Türkiye'nin bir sorun yaşamayacağını söyledi.
Gümrük Birliği konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde görüşme talebinde bulunulduğunu anlatan Zeybekci, AB ile Gümrük Birliği kapsamında bir entegrasyon sağlandığını, ancak bunun sürdürülebilir olmadığının iletildiğini aktardı.
Geçen yıl AB Komisyonu'nun Ticaretten Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström ile Belçika'nın başkenti Brüksel'de bir araya gelerek imzaladıkları anlaşmayı hatırlatan Zeybekci, bu kapsamda Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik çalışmalar konusunda dün telefonda görüştüğü Malmström'ün AB'den sonbaharda bu konuda görüşme yapmak için yetki talebinde bulunacaklarını bildirdiğini aktardı. Bir iki ay içinde Türkiye'de AB yetkilileriyle bir araya geleceklerini bildiren Zeybekci, "Hedefimiz de 2017'de bunu tamamlamak." diye konuştu.
Söz konusu anlaşmada ekonomik anlamda menfaatlere dokunan unsurların kaldırılmasının önemine işaret eden Zeybekci, "Kırılamayan eşik nedir?" sorusuna karşılık, "Eşiğe gelmedik, eşiğe gelebilsek kıracağız da. Bunları müzakere etmeye dahi yanaşmamışlar şimdiye kadar." yanıtını verdi.
Zeybekci, "Güncellemeyi bugüne kadar yapmayan AB, bugün neden yapsın?" sorusuna karşılık, "Müzakere. Onlara bunun sürdürülebilir olmadığını söyledik. Gerekirse neler yapabileceğimizin anlaşılmasını sağladık. Bunu bir tehdit olarak değil. Adil, eşit bir ilişkide en doğal hakkımız bu." dedi.
Türkiye'nin dış ticaretinin en önemli ortaklarından birinin AB olduğunu ifade eden Zeybekci, Gümrük Birliğinin güncellenmesiyle bunun daha da artacağını kaydetti. Zeybekci, İngiltere'nin AB üyeliğinden ayrılmasının, birliğin durumunu gözden geçirmesi için önemli bir neden olacağına da işaret etti.
"Türkiye'nin de Rusya'nın da menfaatinedir"
Bakan Zeybekci, Rusya ile ilişkilerin son durumuna yönelik bir soruyu yanıtlarken de "Türkiye olarak yapmamız gereken düşmanların sayısını azaltmak, dostlarımızın sayısını çoğaltmak." dedi.
Birbirlerini her anlamda tamamlayan iki ülke olan Türkiye ve Rusya arasındaki olumsuzluğun sürdürülebilir olmadığını vurgulayan Zeybekci, "Ekonomik anlamda, Rusya'yı görebildiğimiz kadarıyla, hele hele enerji fiyatlarının dip yaptığı bir ortamda, Türkiye ile yaşanan bu problem maliyetlerini yükselten bir oyundur. Bu eksidir, eksi bir karttır Rusya'nın elindeki. Hiç gerek yokken maliyetlerini, her türlü maliyetini inanılmaz şekilde yükselten bir problemdir, Türkiye problemi. Türkiye'nin de Rusya'nın da menfaatinedir bu sorunun bitmesi." diye konuştu.
"Türkiye'nin özür dileyecek hiçbir pozisyonu da yoktur"
"Özür dileyecek miyiz?" şeklindeki soruya da Zeybekci, "Hayır. Öyle bir şey zaten aklımızdan dahi geçmez. Türkiye'nin özür dileyecek hiçbir pozisyonu da yoktur şu anda. Orada gerek uçağın düşürülmesi, sonrasındaki şeyler üzücü tabii." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Rus mevkidaşlarına Rus Milli Günü dolayısıyla gönderdikleri tebriklere ilişkin soru üzerine Zeybekci, "Ben optimistim. İyiye işaret olduğunu düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Nihat Zeybekci, Rusya ile ilişkilerde iki tarafın da olumlu adımları bulunduğunu bildirdi.
" Etiyopya'nın en çok istihdam oluşturan şirketi Türk"
Bakan Zeybekci, BES'le ilgili soru üzerine, tasarruf edilen tutarın, kişinin hesabında duracağını, ancak belirli bir süre dokunulmaması karşılığında devlet katkısı sunulacağını anlattı. Devlet katkısı oranının süreye göre belirleneceğini kaydeden Zeybekci, bu sistemi sonuna kadar desteklediğini dile getirdi.
Zeybekci, Türkiye'nin Afrika açılımına yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine de gelecek 10 yıllarda dünyanın yeni büyüme motorunun Afrika olacağını söyledi. Türkiye'nin çok başarılı bir Afrika politikası ve eylem planı bulunduğuna işaret eden Zeybekci, büyükelçilik ve uçuş noktası sayısının son dönemde önemli oranda arttığını belirtti.
Afrika'nın potansiyeline bakıldığında üretim ve yatırım ortamını çok cazip bulduklarını anlatan Zeybekci, Etiyopya'da bir Türk firmasının insanlık tarihi boyunca el değmemiş 500 bin dönüm verimli toprakta minimum 300 bin ton pamuk üreteceğini, Türkiye'nin yıllık 1,8 milyon ton pamuk ürettiği düşünüldüğünde bu rakamın öneminin görülebileceğini ifade etti. Zeybekci, Etiyopya'da 8 bin 500 personelle en çok istihdam oluşturan şirketin de Türk olduğunu dile getirdi.
Eximbank'ın Ekonomi Bakanlığına bağlandığını da anımsatan Zeybekci, şunları kaydetti:
"Olması gereken yere bağlandı şimdi. Şu anda yaklaşık olarak 15 milyar dolarlık imkan ve kaynak, yaklaşık 40 milyar dolar civarındaki kredi portföyünü 100 milyar dolarlara bir an önce çıkartmak istiyoruz. Bunu yapabiliriz, biz bu imkan ve kaynağı da bulabiliriz. Oraya gittiğimiz zaman da projeleri gerek kredi vererek, gerek Yap-İşlet-Devret sistemi ile Türk müteahhitlerinin girmesiyle, gerek kamu-özel ortaklığı sistemiyle Türk firmalarının girmesiyle yapabiliriz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika ülkelerine yönelik seyahatlerinin olumlu iklim yarattığını, başarının Ekonomi Bakanlığı ve Türk şirketlerinin kabiliyetine kaldığını anlatan Zeybekci, yakın tarihte bir Afrika ülkesinden bakan düzeyinde gerçekleşecek ziyarette projelere ilişkin takvim ve liste oluşturacaklarını bildirdi.
Zeybekci, Serbest Bölgeler Kanunu Tasarısının TBMM'nin yeni yasama yılında ilk gündeme gelecek düzenlemelerden biri olacağını da sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › Zeybekci - Eximbank'ın Ekonomi Bakanlığına Bağlanması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?