Yenidoğan bebekleri kendilerinin anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve bebeklerin ölümlerine neden olmakla suçlanan Yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 46 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına bugün devam ediliyor.
Duruşma öncesi mahkeme salonu karıştı, sanık avukatı ile bir jandarmagörevlisi arasında tartışma çıktı. Diğer avukatların da tartışmaya katılmasıyla tartışma büyüdü. Mahkeme başkanı avukatları uyardı.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Meslekleri Kurulu'nun aldığı kararla Yenidoğan davasında yargılanan doktor, hemşire ve teknikerler 3 yıl meslekten men edildi. Ceza en üst sınırdan verildi. En üst sınırdan verilen ceza 34 kişiye tebliğ edildi.
Dün gerçekleşen duruşmada para uğruna bebeklerin ölümüyle suçlanan çeteyle ilgili tanıklar ifade verdi. Bugünkü duruşmada sanıklar ile avukatlarının beyanları alınıyor. Güney Hastanesi Başhekimi Ali Dirik, savunmasında "Ben Fırat Sarı'yla kavga etmişim. Anlaşmayı Müzeyyen Yurtoğlu yapmış. Ben anlaşmayı bozmaya çalışıyorum, ilaçları fatura etmesin diye uğraşıyorum, Müzeyyen Hanım, Fırat Sarı'yla devam etmek istiyor. Ama ben tutukluyum. Ben buna itiraz ediyorum. Güney Hastanesi özelinde bir dolandırıcılık varsa burada sorumlu hastane sahibi Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu'dur. Milyonlarla oynayan o. Tazminatımızı bile vermiyor. Ben tahliyemi talep ediyorum." dedi.
Dirik'in ifadesinin ardından Dr. Mehmet Gürül'ün ifadesine geçildi. Cezaevinde yaşamına son veren, davanın sanıklarından İlker Gönen'in ölümünden üzüntü duyduğunu söyleyen Gürül, "Şöyle bir vicdan azabım var. 29 Temmuz'da gözaltına alındığında 'Abi ölmeyi düşünüyorum' demişti. Ben polise söyledim; 'Kolpa yapıyodur' dedi, yapmıyormuş." ifadelerini kullandı. Gürül ölümden medyayı sorumlu tuttu.
Gürül şöyle devam etti; "Kendi yoğun bakımlarıma kendim bakıyorum ben. Benim yoğun bakımlarımı ben yönetiyorum. Ben karşınızda malpraktisle bulunmuyorum. Ya beni bu davadan ayırın ya da bu çocuk hekimleriyle beni bir tutmayın. Bebek yatmış doktorun haberi yok, bende böyle bir şey olmaz. Benim e-imzamı ben kullanırım, o kullandı bu kullandı olmaz." Sanık ifadeleri sona erdi, sanık avukatlarının talepleri dinlenecek.
Son duruşmanın ardından, iddianamede Fırat Sarı ile birlikte çete yöneticisi olmakla suçlanan sanıklardan doktor İlker Gönen intihar etmişti. Duruşma başlarken Gönen'in avukatı Aydın Mantar bundan sonra Fırat Sarı'nın avukatlığını üstleneceğini söyledi. Yargısız infaz yapıldığını öne sürdü, sanıkların can güvenliği olmadığı iddiasıyla duruşmaların kapalı yapılmasını talep etti. Sonrasında ise tanıklar dinlendi. Hemşire Şenay Çalıkoğlu Opera bebeğin ölümüyle ilgili soruları yanıtladı. Çalıkoğlu, bebek hastaneye getirildiğinde, işlemlerle sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nın ilgilendiğini, doktor Şeyhmus Çelik'in herhangi bir müdahalesini görmediğini anlattı.
Doktorların hemşirelere vermesi gereken tıbbi yönergeleri de yine hemşire Doğukan Taşçı'nın verdiğini öne sürdü. Anlatılanlar tıbbı yönergelerin ve resmi 112 protokol numaralarının dikkate alınmadığını gösterdi. Kaya bebeğin ölümüyle ilgili de acil tıp teknikeri, kapatılan Güney Hastanesi gece amiri Furkan Çalışkan'ın bilgisine başvuruldu. Çalışkan, Kaya bebeği davanın sanıkları arasında olan ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in haber vermesi üzerine kendisinin hastaneye götürdüğünü söyledi.
Tanık beyanları ile savcının mütalaasına ilişkin diyecekleri sorulan tutuklu sanık Fırat Sarı, meslektaşları olan İlker Gönen'i kaybettiklerini belirterek, " Türkiye'nin en iyi çocuk hekimini kaybettik. İlker 3 çocuk babası hiç böyle bir şey yapacağını düşünmezdik" dedi. Tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı da sanık Fırat Sarı'nın İlker Gönen hakkında konuşmasını doğru bulmadığını, Sarı'nın aylarca Gönen'i tutuklatmaya çalıştığını ve her şeyi inkar ettiğini söyledi. Tutuklu sanık Hasan Basri Gök ise Fırat Sarı'nın sadece tiyatro yaptığını, devletten ilaç çaldığını ve epikrizlerde yolsuzluk yaptığını öne sürdü.
İddianamede, şüpheli Fırat Sarı'nın 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası isteniyor. Gıyasettin Mert Özdemir'in ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Son Dakika › Güncel › Yenidoğan davasında yargılanan doktorlar meslekten 3 yıl men edildi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (42)