Ege Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen söyleşiye Ayla Kutlu, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okutulan Karşılaştırmalı Edebiyat dersine konuk yazar olarak katıldı. Edebiyat Fakültesi Sergi Salonu'nda gerçekleştirilen söyleşide "Edebiyatta Kadın" tartışıldı. Yazar Kutlu, "Yazmak benim bireysel isyanımdı" dedi.
Şöyleşiye edebiyat dünyasına adım atışını ve yazar olma serüveninden söz ederek başlayan Kutlu; evli olduğu dönemde pencereden bakarak oluşturduğu bir bellekten yararlandığını anlattı. Hiç şiir yazmamasının sebebini de açıklayan Kutlu, sosyolojik tespitler ve toplumsal duyarlılıktan ötürü öykü ve roman yazmayı tercih ettiğini "Kadınlar Destanı" kitabını örnek vererek anlattı.
İlham kaynağı olan öykü ve kişilerden de söz eden Kutlu, kadınların -özellikle doğuda-karşılaştığı adaletsizlik ve ataerkil sistemin yıllar geçmesine rağmen değişmeyişini anlattı. Çoğu zaman kadınların da bu sistemde yaşlandıklarında erkekleştiklerini ve sistemin devam ettiğini anılarından faydalanarak anlatmasının ardından; "İşkence ve baskının doğal karşılanmasını görünce içinizden çok büyük bir isyan patlıyor. Benim için bireysel bir durumdu. Türkiye'nin böyle bir sorunu yoktu çünkü herkes sözcüğünün anlamı erkeklerdi. İnsan sözcüğünün anlamı erkekleri içerir ve aile reisliği yalnız erkeklerindir. cBunları geç fark ettiğini gerçeğin karşısında uyanık olmayı öğütleyen Kutlu, "Trajik olan, kadınların sorunun toplumun bir acısı olması. Akıllı Türkiye sizin sırtlarınızda yükselecek. Bunun için de sadece sanatçıya yazara sinemacıdan beklememek gerek bunu. Sanatla yapılabilir bu çünkü sanat hiçbir şeyin cevabını vermez, düşündürüp soru sordurtur. Benim kitaplarımda da bu vardır" diye konuştu.
Feminizm ve feministliğe dair de fikirlerini belirten yazar kendisini feminist olarak kabul etmediğini açıkladı. Çünkü sadece bir cinsin ezilmediğini, ancak hakların erkeklere itiraz edilerek alındığını Magna Carta örneğinden yola çıkarak anlattı.
Katılımcılardan gelen bir soruya karşılık "kadın yazar" söyleminden çok "yazarlardan kadın olanlar" deyimini tercih ettiğini belirtti. Kadın dilini de kabul etmediğini ama bu coğrafyada sert feminizmin bir aşama olduğunu çünkü her savaşın barışla bitmek zorunda olduğunu aktardı. İran kadın yazarlarının örneğini vererek kadına özgü kendi niteliklerini fark edip savunma biçiminde şiir yazdıklarını söyledi.
Kutlu, toplumun kadın sorununa dair yaklaşımıyla ilgili ise doğanın getirdiği değil aklın ürettiğine ihtiyaç olduğunu, bunu istediğini ifade etti.
Öğrencilere eleştirmenleri de dikkate alarak yazmaya devam etmeleri önerisinde bulunarak katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
Son Dakika › Güncel › Yazmak Benim Bireysel İsyanımdı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?