Yayınları Kesilen Televizyon Kanallarına Diyarbakır'dan Tepki

Diyarbakır'da, Başbakanlık tarafından KHK'ye dayanılarak yayınları kesilen televizyon ve radyolara destek için toplantı düzenleyen Belediye başkanları, HDP milletvekili ve STK temsilcileri, yaşananları tepki gösterdi.

Diyarbakır'da, Televizyon ve Radyoların kapatılmasına tepki göstermek ve kapatılan televizyon ve radyo çalışanlarına destek olmak üzere Sümer Park Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen toplantıya, HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan Kışanak, Eş başkan Fırat Anlı, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ve Özgür Gazeteciler Cemiyeti temsilcileri ve kapatılan televizyon ile radyo çalışanları katıldı. Toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, toplumun bir darbeyi kabul etmeyerek, buna karşı net bir tutum sergilediğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"EKRANLARI KARARTILAN BASIN YAYIN KURULUŞLARI DARBEYE KARŞI NET TUTUM ALDI"

"Demokrasiden, özgürlüklerden yana olan hepimiz, başta da ekranları karartılan bu basın yayın kuruluşları, bu darbeye karşı çok net tutum aldı. Bunu kabul etmediğimizi, etmeyeceğimizi ve bu ülkede darbeler devrini kapatmak istediğimizi net bir şekilde ifade ettik. Ancak, bugün görüyoruz ki aslında darbe devam ediyor. ve birileri bu OHAL ufuğunun keyfini çıkarmak için bütün hukuk kurullarını ayaklarının altına almış durumdalar. Açıkçası darbe gerekçesiyle elde edilen KHK çıkartma yetkisini, tam bir keyfiyete dönüştürüp darbeye karşı mücadele edebilecek, darbeyi kabul etmeyen, bugüne kadar da darbelerin mağduru olmuş bütün demokratik kanalları, kurumları susturmaya yönelik bir darbe hukuku işlemeye başladılar. Ancak, askeri darbe dönemlerinde televizyonların ekranları karartılabilir. Ancak, askeri darbe dönemlerinde basın-yayın kuruluşlarına el konulabilir. Bunun dışında bir ülkede demokrasiden, hukuktan bahsediliyorsa eksik bir demokrasi varsa bile bir kararla, iki, üç satırlık yazıyla 22 yayın kuruluşunun yayınına son verip, bunlara el koymak gibi bir yaklaşım ve tutum varsa, bunun açık adı darbedir. Hukukta bunun başka bir tanımı yoktur. Kalkıp, 'OHAL hukuku var, neden Fransa'yı kimse eleştirmiyor, orada da OHAL var?' diye nutuk çekiyorlar. Biz çocuk değiliz. Kimseyi kandıramazlar. Evet Fransa'da bir OHAL var. Ama orada OHAL vatandaşını, halkını, insanlarını terörden korumak için önlem alan bir OHAL uygulaması var. Fransa'da kaç tane televizyon kanalı kapatıldı? Fransa'da kaç tane belediyeye el konuldu? Fransa'da kaç tane kamu çalışanı sokağa atıldı? Var mı böyle bir uygulama."

HDP'Lİ VEKİL PİR, "MEDYADAN SONRA SIRA SEÇİLMİŞLERE GELECEK"

HDP Milletvekili Ziya Pir ise, medya kuruluşlarının ardından susturma sırasının seçilmişlere geleceğini ileri sürerek, " Türkiye'de ve Kürdistan'da medya susturmalardan sonra her halde seçilmişlerimize sıra gelecek. Belediye başkanlarımıza, halkın iradesi milletvekillerimize vesaire gelecek. Biz de sıramızı bekliyoruz bugünlerde. Bizim hükümetten ve Cumhurbaşkanı'ndan beklentimiz yoktur şu anda. Ne bekleyebiliriz ki? Faşist bir rejimden, demokratlar, liberaller, sosyalistler, ezilenler azınlıklar ne bekleyebilir? Tarihten ne beklenmiştir ki? 15 Temmuz'da sanki darbeyi bu ülkenin koskoca generalleri, askerleri, AKP'nin içinde eski vekillerinden bazıları yapmamış gibi adeta sanki Kürtlerin bebekleri ve çocukları bu darbeyi yapmış gibi Zarok TV'yi kapatıyorsunuz. Bunu çocuklar mı yaptı, bu darbeyi? Yoksa senin generalin mi? Kürt olunca söz konusu bebek de olsa suçludur, potansiyel suçludur. Yani bebeklere bile, kendi ana dillerini bunlar öğretmemek için gayret ediyor. Evet Ankara suçludur, Ankara'nın kendine çekidüzen vermesi gerekiyor. Ben Ankara'dan ne bekleyebilirim ki? FETÖ gitmiş RETÖ gelmiş, o generaller başarılı olsaydı. İyi ki olmadılar, biz hepimiz darbeye karşıyız ama onlar başarılı olsaydı yapacakları ancak bu kadar olurdu" diye konuştu.