Yargıda Birlik Derneği Başkanvekili Kırmaz Açıklaması

Yargıda Birlik Derneği Başkanvekili Birol Kırmaz, "Ülkemiz üzerindeki hain emellerini tarihin hiçbir döneminde gerçekleştiremeyen karanlık güçler, milletimizin sağduyusu karşısında hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır." dedi.

Kırmaz, derneğin bir restoranda düzenlenen bölge toplantısında, asil Türk milletinin, binlerce yıllık tarihi boyunca birlik, beraberlik ve dayanışma içinde, tüm tehdit ve saldırılara karşı hep dimdik ayakta kalmayı başardığını söyledi.

Türk milletini güçlü kılan ve tarihte öne çıkaran duygunun birlik ve beraberlik ruhu olduğunu belirten Kırmaz, "Ülkemiz üzerindeki hain emellerini tarihin hiçbir döneminde gerçekleştiremeyen karanlık güçler, milletimizin sağduyusu karşısında hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklardır. Bu uğurda sorumluluk üstlenmek, vatan için gözünü kırpmadan can veren şehitlerimize, kendi canını milletinin huzuru için hiçe sayan gazilerimize ve istikbalimiz olan çocuklarımıza borcumuzdur." diye konuştu.

Kırmaz, tarihi misyonlarının bilincinde oldukları ve ülkenin geleceğine sahip çıkma konusunda büyük bir kararlılık içerisinde bulunduklarını dile getirdi.

Memleket sevdasında birlik olan kalplerinin, bu inancın güçlü sesi olduğunu dile getiren Kırmaz, şöyle devam etti:

"Yaklaşık 3 yıldır, atsız pusatsız yollara düşüp gece gündüz uykuyu haram bilerek hep birlikte Anadolu toprağına düşürdüğümüz kardeşlik cemresi, 15 Temmuz gecesi gerçekleşen hain kalkışma sırasında, memleketimiz ve demokrasimiz için sigorta vazifesi görmüştür. O gün, 81 vilayette görev yapan yargı mensupları, adına hüküm kurdukları milletinin yanında saf tutarak, hukuku askıya almak isteyen vatan haini teröristlere karşı özgürlüğümüze ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmışlardır. Tarih, 21. yüzyılda ülkesine bu rezaleti yaşatmaya çalışan akıl fukaralarının, ekmeğini yediği memleketlerine ihanetini de 'Al bayrağın dalgalandığı her yerde biz varız' diye haykırarak, bu rezalete 'dur' diyen vatan ve millet sevdalısı siz yargı mensuplarını da yazacaktır."

"Türk yargısını karalayıcı yorumlar"

Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve Yargıda Birlik Derneği Başkanlık Divanı Üyesi Musa Heybet de Avrupalı muhatapları, hakim ve savcılar, yargı derneklerinin tamamından derneklerini anlatmak için randevu talep ettikleri ancak olumsuz sonuçlandığını vurguladı.

Türkiye'nin başına bu olayları getirenlerle Avrupalı muhataplarının bir dirsek temasının bulunduğuna dikkati çeken Heybet, "Araştırmadan, Türk yetkililerin savunmalarını almadan ön yargılı bir biçimde kendimizi anlatmaya yönelik başvurularımızın reddedilmesinin hukukla, objektiflikle bağdaşır bir yanı bulunmamaktadır. Dernek olarak bu noktada gereken cevapları muhataplarımıza verdik." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupalı muhataplarına seslenen Heybet, şunları kaydetti:

"Şunu anlamaları lazım. Sadece Yargıda Birlik Derneği değil, Türk adli makamlarını muhatap almasınlar, sıradan kendi belirledikleri herhangi bir adliyeye gitsinler bir il, ilçe adliyesine orada herhangi bir hakim, savcıyla görüşsünler. Türkiye'de neler oldu? Bu darbe nasıl yaşandı? Darbe sürecine gelinceye kadar hakim, savcılar sözde hukuk adına neler yaptılar? Yargı nasıl ele geçirildi? O hakim ve savcıların anlattıklarının altına biz imza atmaya hazırız. Kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Derneğinin sözde temsilcileri çünkü bunlar, gerçekten YARSAV'ın ilk kurulduğundan günden itibaren kuran arkadaşlarımız değil, belirli bir sayıdan sonra YARSAV'ı ele geçirmek için üye olmuş YARSAV'ı ele geçirmiş FETÖ'cü anlayışa sahip, hakim ve savcıların tek taraflı mailleri, sosyal paylaşım sitelerinden yaptıkları paylaşımlara itibar ederek ve bizlerin bilgisine başvurulmadan bu tür Türkiye'yi ve Türk yargısını karalayıcı yorumlar, değerlendirmeler ve bunun da bir kampanyaya dönüştürülmesine şiddetle karşıyız. Biz şeffafız gelsinler, baksınlar. Türkiye'de neler oluyor? Ne gibi yanlış algılar var. Onların hepsini izah etmeye hazırız. Yeter ki bunu anlamak ve araştırmak istesinler."

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Kapıcı ise Türkiye'de FETÖ'nün ne kadar tehlikeli olduğunu en erken gören ve ciddi tedbirler alan teşkilatın Türk yargısı olduğunu belirtti.