Yanlış Teşhis Koyan Doktor: "Ailenin Beyinle İlgili Şikayeti Yoktu"

Zonguldak'ta, beyin kanaması geçirdiği halde mantar zehirlenmesi tanısıyla 6 saatlik gecikmenin ardından Ankara'ya sevk edilirken yolda yaşamını yitiren 12 yaşındaki İrem Yağcı'nın ölümüyle ilgili 2'si doktor 6 sağlık personelinin yargılanmasına başlandı. Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Menderes Turhan, ailenin beyinle ilgili bir şikayetinin olmadığını belirterek, "Hastanın da gözlerinde kayma, baş dönmesi ve dengesiz yürüme şikayeti yoktu" dedi.

Geçen yıl 30 Kasım'da ailesi tarafından göz kayması, bulantı ve baygınlık şikayetiyle Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne kaldırılan Üzülmez İlköğretim Okulu 7'nci sınıf öğrencisi İrem Yağcı'ya, acil serviste görevli Dr. Pınar Menderes Turhan, mantar zehirlenmesi tanısı koydu. Sevkine karar verildikten 6 saat sonra ambulansla Ankara Sami Ulus Çocuk Hastanesi'ne doğru yola çıkarılan İrem Yağcı, Bolu'nun Gerede İlçesi yakınlarında fenalaştı. Gerede Devlet Hastanesi'ne kaldırılan İrem, hayatını kaybetti. Hastanede görevli doktorun ölümünü şüpheli bularak Adli Tıp Kurumu'na sevk ettiği İrem Yağcı'ya yapılan otopsi sonucunda, 'beyincik içi kanaması' nedeniyle öldüğü saptandı.

Cumhuriyet Savcısı Cafer Can'ın hazırladığı iddianame doğrultusunda, 6 sağlık personeli hakkında, 'Taksirle ölüme neden olmak' suçlamasıyla 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İddianamede, mantar zehirlenmesi yönünde yanlış teşhis koyup, 6 saatlik gecikmeyle sevk edilen hastaya bu sürede tıbbi takip, tedavi ve müdahale uygulamadığı, sevk ederken de ambulansta doktor görevlendirmediği belirtilen Dr. Pınar Menderes Turhan, hastanın sevk edileceği hastaneyi gecikmeli olarak buldukları belirtilen sağlık memurları Orhan Altundağ, Dursun Basançelebi ve acil tıp teknisyeni Mehtap Açıkgöz ile dönemin 112 Acil Servis Başhekimi Dr. Kemal Koban'ın hazır bulunduğu duruşmaya, sevk sırasında ambulansın şoför mahalinde oturan acil tıp teknisyeni Kısmet Kaya ise katılmadı.

Tutuksuz yargılanan sanıklardan Dr. Turhan savunmasında, ailenin beyinle ilgili bir şikayetinin bulunmadığını, hastanın da gözlerinde kayma, baş dönmesi ve dengesiz yürüme şikayeti bulunmadığını ileri sürdü. Nörolojik muayene sonucunda hastaya mantar zehirlenmesi teşhisi koyduğunu belirten Dr. Turhan, "Ankara'ya sevk konusunda da saat 15.00 civarında bize cevap geldi. Saat 15.30'a kadar ambulans gelmeyince tekrar aradım, lastiğinin patlak olduğunu ve değiştirildiğini, yarım saate kadar hastaneye gelineceği söylendi. Saat 16.00'ya kadar yine gelmedi. Bu kez de ambulansın stepnesinin bozuk olduğu, bu şekilde yola çıkılmayacağı, Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'nden ambulans istememi söylediler. En sonunda saat 17.00-17.30 sıralarında ambulans geldi, ancak doktor yoktu. Doktor verme konusunda 112 Acil Servis görevliydi. Hastanede benim dışımda pratisyen hekim vardı. İl dışında görevlendirmeye yetkim olmadığını, 112 Acil Servis'ten tekrar doktor istemenin 1.5-2 saate mal olacağını düşünerek acil tıp teknisyeniyle hastayı sevk ettim" dedi. Dr. Turhan, beraatine karar verilmesini talep etti.

Dr. Kemal Koban ise, konuyu duyunca ambulansın hazırlanması için gerekli talimatı verdiğini, aracın arızasından haberinin olmadığını ileri sürdü.

Küçük kızın Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda maden işçisi olarak çalışan babası Ahmet Yağcı ise, kızına tüm müdahalenin mantar zehirlenmesi şüphesiyle yapıldığını, başka bir tetkik yapılmadığını söyledi. Yağcı, "Doktora 'Biz de aynı mantardan yedik. Mantar zehirlememiştir' dememe rağmen beni azarladı. Kendisine en azından film çektirelim şeklinde talepte bulundum. 'Böbrekleri iflas etmiş, diyalize girsin bir şeyi kalmaz' dedi. Doktor, daha sonra saat 14.30 sıralarında hastaneden ayrıldı" dedi. Duruşma, tarafların ifadelerinin ardından ertelendi.