Yaban hayvanlarının yaşama tutunduğu klinik

ANKARA Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi bünyesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı ile yapılan protokolün ardından 2018 yılında oluşturulan 'Yaban Hayvanları Birimi ve Kliniği'nde her yıl ortalama 1000 yaban hayvanı, tedavi görüyor ve yüzde 60'ı sağlıklarına kavuşturulup, doğaya bırakılıyor. Veterinerlik fakültesi öğrencilerinin de görev aldığı klinikte, aralarında nesli tükenme tehlikesi altındaki vaşak da olan 27 yaban hayvanı tedavi görüyor.

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi, 1933 yılından bu yana hayvan sağlığı ile ilgili 14 ayrı branşta hizmet veriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile 2017 yılında yapılan 'hizmet protokolü'nün ardından hastanede 2018'de 'Yaban Hayvanları Birimi ve Kliniği' de oluşturuldu. 10 bin metrekarelik kapalı alana sahip 100 hekimle sağlık hizmeti verilen hayvan hastanesi bünyesindeki klinikte her yıl doğada kaçak avcılık, araç çarpması, zehirlenme gibi nedenlerle yaralı ve güçten düşmüş bulunan yüzlerce yaban hayvanı, tedavi edilerek doğaya bırakılıyor. Veterinerlik fakültesi öğrencilerinin de görev aldığı klinikte şu anda nesli tükenme tehlikesi altında olan vaşak ile 1 kirpi, 2 küçük akbaba, 1 kara akbaba, 2 puhu, 1 tilki, 2 kerkenez, 2 kartal, 1 kara leylek, 5 baykuş ve 9 kızıl şahin olmak üzere 27 yaban hayvanının tedavisi sürüyor. Yaban hayvanları, tedavilerinin tamamlanmasının ardından doğal ortamına bırakılacak.

'TÜM HAYVAN TÜRLERİNE HİZMET SUNMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Oytun Okan Şenel, Türkiye'de veteriner hekimliği alanında nitelikli ve yetişmiş insan kaynağı oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Hayvan refahı ve sağlığı esaslı olarak onlara nitelikli sağlık hizmeti sunmayı hedeflediklerini belirten Şenel, Sahipli, sahipsiz, evcil, yabani ayırt etmeden tüm hayvanlara hizmet sunmaya çalışıyoruz. Fakültemizde tüm hayvan türlerine hayvan sağlığı hizmeti sunulmakta ama biz yaban hayvanları birimi ve diğeri birimleri oluşturarak aslında hayvan türlerine özgü alanlar yaratıp, birbirleri ile temas etmeden, hastalıkları açısından birbirlerine risk yaratmadan daha uygun şekilde hizmet almalarını sağlamayı amaçladık dedi.

'YILLIK 600 YABAN HAYVANI DOĞAYA DÖNÜŞ YAPIYOR'

Doç. Dr. Şenel, yılda ortalama 1000 yaban hayvanının tedavi için hastaneye getirildiğini söyleyerek, Özellikle bakanlık yetkililerine, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ekiplerine ihbar edilen yardıma muhtaç tüm yaban hayvanları bölgemizde bize getiriliyor. Çoğunlukla yırtıcı kanatlı hayvanlar hastanemize gelir. En fazla bize gelen hayvan türü kızıl şahin; ancak akla gelebilecek bütün kuş türleri, yırtıcı olmayan yabani kuş türleri de geliyor. Bunun dışında ayı, bozkurt, vaşak gibi memeli hayvanlar da ziyaret ediyor birimimizi. Yaban hayvanlarının bizi ziyaret etmek zorunda kalmasının sebebi, kaçak avcılık, çeşitli şekillerde ateşli silah yaralanmalarına maruz kalma, ne yazık ki trafik kazaları, zehirlenmeler gibi ağırlıklı olarak bunlar teşkil ediyor. Bize gelen tedavi edilebilir hayvanların neredeyse tamamı burada hizmet alıp tekrar doğaya dönüş yapıyor; ama yüzde 60'ın üzerine geçmiyor. Yıllık olarak yaklaşık 1000 yaban hayvanının geldiği birimimizde tedavi ederek tekrar doğaya kavuşturduğumuz hayvan sayısı 600'ün altında değildir. Hayvanların doğaya salınımı bizim sıklıkla gerçekleştirdiğimiz bir aktivite. Güçlerini kazanıp, kendi başlarına doğada kalabileceklerini bizi ikna ettikleri ilk anda olabildiğince hızlı bir şekilde doğal yaşam alanlarına kavuşturmak istiyoruz diye konuştu.

'TBMM RAPORUNDA İYİ UYGULAMA ÖRNEĞİ GÖSTERİLDİ'

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, Ankara başta olmak üzere Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat gibi çevre illerin de protokol kapsamına girdiğini söyledi. Prof. Dr. Yarsan, Buradan gelen gerek Doğa Koruma ve Milli Parklar ekibi gerekse aynı şekilde vatandaşlar tarafından getirilen yaban hayvanlarının tedavi süreçleri burada tamamlanır sonrasında eğer gerekiyorsa cerrahi bir müdahale gerçekleştirilir. Tedavileri gerçekleştirildikten sonra Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile görüşülerek bu canlıların doğaya salımları gerçekleştirilir. Ayrıca 2019 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, 'Hayvanları Koruma Kanunu' kapsamında hazırladığı bir rapor içerisinde bizim bu protokolümüzü, yaptığımız bu çalışmaları iyi uygulama örneği olarak göstermiş ve ifade etmiştir dedi. (DHA)