Romatoloji Uzmanı Dr. Orhan Eren, akut ağrının (yeni başlangıçlı, ani ağrı) vücudun alarm sistemi gibi olduğunu belirterek, "Varlığı ile vücutta bir bozukluk olduğuna işaret eder ve hastanın hekime başvurmasına neden olur" dedi.
Medicana Samsun Hastanesi Romatoloji Uzmanı Dr. Orhan Eren, ağrının çeşitleri ve nasıl anlaşılması gerektiği hakkında bilgi verdi. Eren, "Ağrının sözlük anlamı, 'vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı' olarak tanımlanıyor. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap olarak tanımlanan acı da tıpta kullandığımız ağrı anlamındadır. Ağrı sadece dış etkenlerden değil, iç organlardan gelen iç etkenleri de kapsar. Acı halk arasında ağrının daha hafif, ince ve süreğen olanı gibi
bir anlamda kullanılır. Ağrı kavramları içinde sık kullanılan sancı ise doğum sancısı, böbrek sancısı gibi daha şiddetli ağrıları tanımlamak için kullanılmaktadır" diye konuştu.
Ağrının 1979 yılında Uluslararası Ağrı Araştırma Teşkilatı tarafından "Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan özel bir duyudur" şeklinde tanımlandığını belirten Dr. Orhan Eren, "Hastalıklarda görülen ağrılar akut ve kronik olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Akut ağrı (yeni başlangıçlı, ani ağrı) çoğu kez bir hastalığın belirtisi olup, vücutta var olan bir doku hasarının habercisidir. Akut
ağrı vücudun alarm sistemi gibidir. Varlığı ile vücutta bir bozukluk olduğuna işaret eder ve hastanın hekime başvurmasına neden olur. Bazen kas iskelet sistemindeki travmatik hasarın, bazen romatizmal bir hastalığın, bazen göğüste duyulan ve sol kola yayılan şiddetli ağrı ile kalp krizinin, bazen zatürree gibi iltihabi bir hastalığın göğüste yaptığı ağrı, hatta bazen de kanserin habercisi olarak da görülebilir. Akut ağrılı bir hastanın ayrıntılı bir şekilde muayene ve tetkik edilmesi gerekir. Akut ağrının
nedenini bulmak için hastanın şikayetleri çok ayrıntılı bir şekilde dinlenmeli, ağrının özelliklerine dönük sorular sorularak bilgi alınmalı ve özenli bir şekilde muayene edilmelidir. Gerekirse laboratuvar testleri ve radyolojik tetkiklerden tanı koymak için yararlanılmalıdır" şeklinde konuştu.
KRONİK Ağrı
Kronik ağrının (süreğen, müzmin ağrı) altı aydan (bazı durumlarda üç aydan) uzun süren ve bir hastalığın işareti olmaktan çok, başlı başına sorunun hastalığın kendisi haline gelen ağrılar olduğunu kaydeden Romatoloji Uzmanı Dr. Orhan Eren, "Kronik ağrı çeken kişi bir kısır döngü içine girer. Hasta gücünü, etkinliğini yitirir. Toplum içindeki üretkenliğini, aktifliğini kaybeder. Bu durum çoğu kez hastanın içe kapanmasına, strese ve depresyona girmesine yol açar. Stres kişiyi daha duyarlı hale getirir, ağrı
eşiğini düşürür ve ağrıların daha da şiddetlenmesine neden olur. Bu durum tam bir ağrı-stres-ağrı kısır döngüsüdür. Kronik ağrı, sadece ağrıyı çeken hastayı değil, aynı zamanda hastanın yakın çevresini de etkileyen bir sorundur. Kronik ağrıdan kaynaklanan sosyal ve ekonomik kayıp da göz ardı edilmemelidir" şeklinde konuştu.
Ağrı TEDAVİSİ
Modern tıpta ağrı kesici ilaç kullanımının tedavide önemli bir yer tuttuğu bilgisini veren Eren, şöyle devam etti:
"Ancak burada önemli olan nokta ağrı kesici ilaçların kontrolsüz ve düzensiz bir şekilde kullanılmaması ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen ağrı kesici kullanım ilkelerine uyulmasıdır. Bu ilkeler ağrı kesicilerin kullanım yolunu, dozunu, ağrı kesici ilaca başlanma zamanını, ilaç kullanımı sırasında karşılaşılabilecek yan etkilerle başa çıkma yollarını belirler. Tüm ağrı tiplerinin çoğu doğru ağrı kesici ve/veya romatizmal ilaç tedavisi ile kesilebilmektedir. Ağrı kesici ilaçların etkili ve
yeterli olmadığı durumlarda ise ağrının kaynağına göre fizik tedavi yöntemleri, cerrahi operasyonlar veya girişimsel ağrı tedavisi yöntemleri uygulanır. Bu noktada doğru yaklaşım hastaya en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi ve zaman kaybetmeden hastanın doğru tedaviye ulaşmasının sağlanmasıdır. Ağrı tedavisi için yukarıda sayılan esaslar geçerli olmakla birlikte teşhisi konmuş hastalığın tedavisi esastır. Yoksa ağrı çeken kişiler hem ülkemizde hem de birçok gelişmiş ülkede kendi istemleri ile giderek
eczanelerden klasik ağrı kesiciler alabilmektedirler. Bu açıdan ağrı tedavisi kavramı yerine hastalık tedavisi doğru olan kavramdır. Tedaviler hastalığa özgün uygulamalar kapsamında uygulanmalıdır." - SAMSUN
Son Dakika › Güncel › Vücudun Derdini Söyleme Yolu 'Ağrı' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?