TBMM’nin kapısında polis ile AKP Tekirdağ Milletvekili Prof. Dr. Necip Taylan arasında yaşanan diyalog, kulisin en çok gülünen olayları arasında yerini aldı. Taylan’ın hikayesi şöyle:
OTOBÜSLE MECLİS’E "Ben TEDAŞ’ın misafirhanesinde kalıyorum. Araba kullanmayı bilmem, hiç ehliyetim olmadı. Meclis’e gelirken, misafirhanenin kapısından dolmuşa veya belediye otobüsüne biniyorum. Ankaralılar milletvekili rozetini tanıyor, bir maraza çıkmasın diye rozeti cebime, kravatımı da çantama koyuyorum. Her sabah elimde çantam, otobüsten inip, Meclis’e yürüyerek giriyorum. Geçen gün Meclis’in kapısından girerken, polis beni çevirdi, ’Hop dayı nereye gidiyorsun, önce ziyaretçi kartı alman lazım’ dedi. Yanına gittim, dedim ki; ’Bu ne senin ne de benim hatam. Türk milleti, zekat keçisi gibi birini Meclis’e milletvekili olarak gönderirse, sen de beni vekile benzetemezsin. Ne ensem var, ne kulağım, ne boyum. Milletvekili olduğumu nereden bileceksin’ dedim. Benden özür diledi, şimdi her geçişimde beni birbirlerine gösteriyorlar. Tanıdılar artık." Taylan’ı dinleyen milletvekili arkadaşları, "Abi her seferinde bizim zekat keçisi geliyor" diye seni gösteriyorlardır" diye takılınca, kuliste tekrar kahkahalar atıldı.
ZEKAT KEÇİSİ NEDİR? Taylan, halk arasında sıkça kullanılan "Zekat Keçisi" benzetmesinin hikayesini de şöyle anlattı: "İslamiyete göre, sürüsü olanların, 40 koyun veya keçiden birini, zekat için ayırması gerekiyor. Sürü sahipleri genellikle en çelimsiz, en bakımsız hayvanını zekat için ayırıyor. ’Zekat keçisinin ayakta duracak hali yok’ dendiği zaman ise ’O, Allah’a kurban edileceğini anladığı için heyecandan ayakları titriyor’ diye de kendilerini savunuyorlar."
Son Dakika › Güncel › Vekile Benzemem, Zekat Keçisi Kılıklıyım - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?