Haziran ayında açıklanan Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinin (EMCDDA) 28 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke ile Türkiye ve Norveç'i kapsayan '2019 Avrupa Uyuşturucu Raporu', Türkiye için birçok kategoride artış gözlendiğini ortaya koydu. Raporunu değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Programı Öğr. Gör. Barış Tuncer, Türkiye'nin uyuşturucu madde ticaretinde transit bir yol üzerinde bulunması ve genç nüfus oranının yüksekliğinin madde kullanımında önemli bir risk faktörü olduğunu belirtti. Tuncer, Türkiye'de uyuşturucu madde ticaretini önlemek için narkotik çalışmaların ve Yeşilay'ın faaliyetlerinin önemli olduğunu ancak sürekli olarak piyasaya yeni uyuşturucuların sürüldüğünü, saklanması ve pazarlanmasında yeni yöntemlerin bulunduğunu bu sebeple de bu önlemlerin yetersiz hale getirebildiğini ifade etti.
"MERKEZLERİN KAPASİTESİ ARTTIRILMALI"
Madde kötüye kullanımı ile mücadelede ve birincil, ikincil ve üçüncül önleme stratejileri olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Tuncer, "Birincil önlemede bireylerin madde kötüye kullanımına başlamasından uzak tutulması, ikincil önlemede madde kötüye kullanımı olan bireylerin tedavi edilmesi, üçüncül önlemede ise madde bağımlılığı tedavisi gören bireyleri izlemek ve tekrar madde kullanmalarını engellemek, temiz kalmalarını sağlamak amaçlanmaktadır. Ülkemizde bu konuda eksiklikler mevcut. Bence madde kötüye kullanımının bir suç olarak değil sağlık sorunu olarak değerlendirilmesi, madde kötüye kullanımı konusunda mevzuatın yeniden düzenlenmesi, kurumlararası işbirliğine dayalı etkin ve bütüncül politikalar geliştirilmesi gerekiyor. AMATEM (Alkol ve Madde Tedavi Merkezi), ÇEMATEM (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) sayılarının, kapasitelerinin ve bu merkezlerde çalışan uzman personel sayısının artırılması gerekiyor. Ayrıca Avrupa şehirlerinde uygulanan atık su analizi de toplum düzeyinde tüketilen uyuşturucu miktarının belirlenmesinde kullanılabilir" dedi.
ARKADAŞ ÇEVRESİ BİRDEN DEĞİŞİYORSA DİKKAT
Uyuşturucuyla mücadelede ebeveynlere de önemli sorumluluklar düştüğünü hatırlatan Öğr. Gör. Tuncer anne babalara şu uyarılarda bulundu:
"Anne babalar madde kullandığından şüphelendiklerinde çocuklarının davranışlarını doğru yorumlamalı. Gözlemlenen davranışların başka sebeplerden olup olmadığını araştırmalı. Çocuğu suçlamak, yargılamak, etiketlemek, aceleci ve öfkeli davranmak olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle ailelerin bu konuda bilinçli ve makul düzeyde kuşkucu olması gerekiyor. Çocuğun arkadaş çevresi birden ve nedensizce değişiyorsa, yeni arkadaşlar ediniyorsa, davranışlarında belirgin değişiklikler oluyorsa; bazen neşeli, sakin olması bazen öfkeli, sinirli saldırgan davranışlar gösteriyorsa, birden kilo kaybediyorsa ve bedeninde yara izleri, cildinde renk değişiklikleri, iltihaplı yara veya enjektör izleri, ağız çevresinde kızarıklık veya yara, gözlerde kanlanma varsa bunları önemli belirtiler olarak kabul edebiliriz."
HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA PARA HARCIYORSA
Anne babaların böyle bir durumla karşılaşmaları halinde her zaman için soğukkanlı davranması gerektiğinin altını çizen Öğr. Gör. Tuncer, "Okulda başarılı olan bir öğrencinin ders başarısının düşmesi, okula devamsızlık, unutkanlık ve belleğin zayıflaması, depresyonun artması, yoksunluk belirtileri olarak kaygıda artma, sinirlilik, çabuk ve sebepsiz hırçınlaşma, ellerde terleme, hızlı soluk alıp verme gibi bedensel belirtiler varsa; aile ilişkilerinde azalma, evde daha az vakit geçirme, evde olduğu zamanlarda odasında tek başına olması, her zaman olduğundan çok daha fazla para harcamaya başlaması gibi şüpheli bir durum varsa anne babalar panik yapmadan soğukkanlı davranmalı. Yardım alınabilecek uzmanlar ve kurumlar hakkında bilgi edinmek, çocuğa madde kötüye kullanımını bırakması konusunda destek ve yardımcı olacaklarını sık sık söylemek anne babaların bu tür bir durumda yapacakları davranışlar olmalı" dedi.
SUÇ ORANLARINDA ARTIŞ VAR
'2019 Avrupa Uyuşturucu Raporu'na göre Türkiye'de uyuşturucu ile ilgili işlenen suç oranlarında yüzde 45 artış var. Madde bağımlılığında yataklı tedavi görenlerin sayısının son beş yılda arttığı gözleniyor. Aşırı doz uyuşturucudan kaynaklanan ölümlerde de büyük bir artış var. 2011 yılında 105 kişi aşırı doz nedeniyle hayatını kaybederken 2017 yılında bu sayı 941'e ulaşmış durumda. Türkiye'de bir yıl içinde ele geçirilen uyuşturucu miktarı tüm AB ülkelerinde ele geçirilenden çok fazla. Türkiye'nin yürüttüğü operasyonlarda 2017 yılında 8 milyon 600 bin adet sentetik uyarıcı ve 6,6 ton amfetamin ele geçirilirken AB raporuna göre, bu miktarlar tüm AB ülkelerinde düzenlenen operasyonlarda ele geçirilen toplam miktarın çok üzerinde bulunuyor.
Son Dakika › Güncel › Uzmanlar uyarıyor: çocuğunuz daha fazla para harcamaya başladıysa dikkat - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?