İzmir Bayraklı Adliyesi Uzlaşma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Feyzi Öztürk ve uzlaşma bürosu savcısı Sinan Erdem, basın mensupları ile biraraya gelip, uzlaşma sürecini ve çarpıcı örnekleri anlattı.
Türkiye'de 2006 yılından bu yana uygulanan 'uzlaşma kanunu' sayesinde taraflar, sonuçlanması yıllar alacak davalar yerine, aynı masa etrafında buluşup uzlaştıran formülle mahkeme kapısından 'barışarak' döndükleri belirtildi. Cumhuriyet Savcısı Sinan Erdem, Ceza Muhakemesi Hukukunda (CMK), mağdurların haklarının korunması ve suç faillerinin topluma kazandırılması amacıyla gelişen uzlaşma sürecinin, mağdur ve failin, özgür iradeleriyle kabul etmeleri halinde, tarafsız bir üçüncü kişinin yardımıyla, suçtan ortaya çıkan sorunların çözümüne aktif olarak katıldıkları bir süreç olduğunu söyledi.
Türkiye'de 2006 yılından bu yana uygulanmaya başlanan uzlaşma kanununun, adalette uzlaşma ve barışın yolunu açtığını belirten Erdem, "Adliyelerde yüklü bir iş akışı var. Dava açıldığında 1 ile 1.5 yıldan önce sonuçlanmıyor. Taraflar uzlaşma sürecini kabul ederse, uzlaşma uzmanı bilirkişi aracılığıyla 1 ay içinde anlaşmaya varıyorlar" dedi.
Erdem, geçen yıl adliyeye gelen dosyaların yüzde 10'unun uzlaşma bürosuna yönlendirildiğini, mala karşı cürümler gibi etkin pişmanlığın uygulandığı suçlar da dahil edilmesi halinde bu oranın rahatlıkla yüzde 35-40'lara çıkabileceğini söyledi.
Türkiye genelindeki tüm uzlaşmaların yüzde 65'inin ise İzmir'de gerçekleştiğini, kentte geçen yıl adliyelik olan 2916 dosyanın 2390'ının uzlaşmayla sonuçlandığını kaydeden Erdem, uzlaştırma bürosuna en fazla trafik kazası dosyalarının geldiğini bildirdi. Kanunun trafik kazası, hakaret, tehdit, basit yaralama, icra, özel hayatın gizliliği gibi hafif ancak en fazla işlenen suçları suçları kapsadığı bilgisini veren Erdem, hukuka, ahlaka, insan haklarına aykırı olmadıkça tarafların aralarında istedikleri şekilde anlaşabileceklerini vurguladı.
Başsavcı Vekili Feyzi Öztürk ise, vatandaşın uzlaşmaya ilgisinin her geçen yıl arttığını, gelen dosyaların yüzde 85'inin uzlaşmayla sonuçlandığını belirterek, "Sistem, tarafların vicdanlarını da rahatlatan bir uygulama. Uzlaşma bürosunda görev alan toplumsal barış gönüllüleri gibi çalışıyor. Çatışmada olan iki insanın birbiriyle uzlaşmasından daha güzel ne olabilir?" dedi.
UZLAŞMADAN İLGİNÇ ÖRNEKLER
Sinan Erdem, uzlaşma dosyalarının sonuçlarına yansıyan vakalardan şu çarpıcı örnekleri aktardı:
"Mesela, bir yaralamalı bir trafik kazasında mağdur kişi aşçı olan karşı tarafın bir yaşlılar evinde 5 gün yemek pişirmesini istedi ve tarafları anlaştırdık. Gelini tarafından hakarete uğrayan kayınvalide, gelininin 'Hakkını ödeyemeyeceğim, çok sevgili ve saygıdeğer kayınvalideme hak etmediği bir hakarette bulunduğum için çok özür dilerim' diye yazarak sosyal medyada paylaşmasını istedi. Yaşlı bir teyze, 'taze patlıcan, biber' diye bağırıp satış yapan bir pazarcı esnafına 'Saçından sakalından utan, taze patlıcan, biber diyorsun ama buruş kırış sebze satıyorsun' demiş. Satıcı 'taze aldım teyze' diye karşılık verince atışıyorlar. Satıcı yaşlı teyzeyi hafifçe itince teyze dengesini yitirip düşüyor. Mahkeme kapılarında uğraşmak istemeyen teyze, 'Bayan müşterime alışveriş esnasında uyguladığım şiddet nedeniyle tüm kadınlardan özür diliyorum' diye pankart hazırlayıp, pankart altında satış yapmasını istedi ve uygulandı. Bir trafik kazasında 11 yaşında felçli bir çocuk yaralanıyor. Babası uzlaşmayı isterken anne kabul etmiyor. Anneyle görüştüğümde elleri titreyerek bir zarf uzattı ve 'Sizin de çocuğunuz var, beni anlarsınız, şu fotoğraflara bakın ve bir baba olarak uzlaşmaya yanaşıp yanaşmayacağınızı söyleyin' dedi. Fotoğraflara bakınca çok üzüldüğümü belirtip, bunları karşı tarafa gösterip göstermediğini sordum. Göstermemiş. Göstermeye ikna oldu. Karşı taraf fotoğrafları görünce ağlayarak, 'Gelirsem kötü muameleye uğrayacağımı düşünüp sizinle görüşmeye çekindim. Her türlü zararınızı karşılamak isterim' dedi ve uzlaştılar. Mahkeme sürecinde böyle bir imkan yok."
KABUL EDİLMEYEN İSTEKLER
Erdem, 'uzlaşılamayan' örnekleri de, "Bir kadın, kendisine 'eşek' diye hakaret eden eşinin eşeğe binip, 'ben eşeğim' diye seslenerek sokakta dolaşmasını istedi. Bir kayınvalide kendisine başkalarının yanında hakaret eden gelininin o insanların huzurunda topuğunu öpmesini istedi. Bunlar kabul edilir talepler değil tabii" dedi.
Son Dakika › Güncel › Uzlaşma Adliyenin Yükünü Hafifletti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?